Güncelleme Tarihi:
'Babama 50 yıl önce ‘Buraya baraj yapacaklar, Hasankeyf sular altında kalacak’ demişler. Hemen 1500 küçükbaş hayvanını satmış. Onlarca yıl geçti ama bu söylenti bitmedi. Ama biliyoruz ki artık son nokta. Hasankeyf’te umutlar tükendi...”
Bu sözler 23 yaşındaki Hasankeyfli esnaf Abdülkadir Ayhan’a ait. Ayhan ve ailesi 13 yıl öncesine kadar Hasankeyf Kalesi’nde bulunan 6 bin mağaradan birinde yaşıyordu. Tıpkı babası, annesi, dedesi, ninesi gibi mağarada doğup büyüdü. Çocuklarına nerede doğduğunu göstermek istiyor. Yıllarca Hasankeyf’i kurtarmak için mücadele etti. Ama artık bunun olmayacağını biliyor.
Aslında bu, sadece Ayhan’ın meselesi değil. Şu anda Hasankeyf’te bulunan 700 ailenin sorunu da aynı. Geçen hafta Hasankeyf’i sular altında bırakacak Ilısu Barajı’nın kapaklarının kapanacağı haberi geldi. 10 Haziran tarihi verildi. Ama kapaklar kapanmadı.
Tüm bu kafa karışıklığına son vermek, neler olup bittiğini bizzat yetkili ağızlardan öğrenmek üzere Hasankeyf yoluna düştük, halkın nabzını tuttuk. Aslında her şey net. Ortada sadece bilgi eksikliği var.
Kapaklar su seviyesi uygun olunca kapanacak
Önce barajın durumunu anlatalım: Ilısu Barajı’nın hikâyesi 50 yıl öncesine dayanıyor. Gövde inşaatı tamamlandı, baraj su tutmak için gün sayıyordu. Planlanandan fazla yağış olunca su seviyesi 435 metreye çıktı. Kapakların kapanabilmesi için 411 metreye inmesi gerekiyor. Bu nedenle 10 Haziran diye planlanan su tutma tarihi ertelenmek zorunda kaldı.
DSİ Ilısu Projesi 16. Bölge Müdürü Ali Naci Kösalı, bu ertelemenin hava şartlarına bağlı olarak 10-15 gün sürebileceğini söylüyor. Kapakları yağışların az olduğu bir zamanda kapatmalarının nedeni, geriye doğru su birikiminin yavaş olmasını istemeleri.
Ilısu Barajı’yla Hasankeyf arasında yaklaşık 100 kilometre var. Suyun Hasankeyf’e kadar yükselmesi, tarihi yerin sular altında kalması 3-4 ayı, yani sonbaharı bulacak.
Herkes kara kara düşünüyor
Gazeteci olarak buraya kaç kez geldiğimi hatırlamıyorum. Raman Dağı’nın eteklerinden inerken her seferinde nefesimi tutarım. Gözüme ilk Zeynel Bey Türbesi çarpardı. Dicle’nin kenarında ilk o büyülerdi ziyaretçilerini.
Sonra uzaktan El Rızk Camii’nin minaresi gözünüze takılırdı. Minarenin tepesindeki leylekler herkesi şaşkına çevirirdi. Çünkü göçmesi gereken dev kuşlar, inadına gitmez, yaz-kış Hasankeyf’te konaklardı. 6 bin mağara bulunan kaleye çıktığınızdaysa asırlar boyu insanların neden bu coğrafyada yaşadığını, nasıl yaşadığını anlardınız. Artuklu Köprüsü’nü saatlerce seyredip hayaller kurmak isterdiniz. Bu eserlerin şimdi neredeyse tamamı taşındı. Kaledeki yollar yıkıldı. Etrafına betonlar döküldü. Kamyonların çıkardığı tozlar Hasankeyf’in üzerine çöktü.
Hasankeyf Çarşısı’nda esnaf, dükkânların önüne oturmuş kara kara düşünüyor. Kimse ne olacağını, daha doğrusu ne zaman ve nasıl olacağını bilmiyor. Sokaktan geçen tek tük yerli turiste de kimse aldırış etmiyor. Bilinmezliğin yükü gelecek birkaç kuruştan daha ağır basıyor.
Sorun sadece Hasankeyf’te değil
Ilısu Barajı GAP’ın en önemli ayaklarından biri. Adı yıllardır Hasankeyf’le adı anılıyor ama barajdan onlarca köy etkilenecek. Adını aldığı Ilısu Köyü zaten boşaltılmış durumda. Bir kısmı da baraj gövdesinin altında kaldı.
Barajın yapıldığı yerin hemen yakınında ise çok önemli bir tesis var, Belkısana Kaplıcası. Bu bölgede çok sayıda otel ve pansiyon var. Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı olan Belkısana’da esnaflık yapan Nihat Kaya, yıllardır neler yaşadıklarını şöyle özetliyor: “Buraya ilk geldiklerinde, hepimize barajda iş vereceklerini söylediler. Birkaç kişi çalıştı ama inşaat bittikten sonra çalışan kimse yok. İşlerimiz düştü. Bize katkısı olacağına zararı oldu. Keşke hiç yapılmasaydı.”
Baraj gövdesinin hemen arkasında sulara ilk gömülecek köylerden biri de Koçtepe (eski adı Hesta). Tam bir hayalet köy. Etrafındaki tarlalardan birinde Ömer Toprak’a rastladım. Bağlarını kurtarmaya çalıştığını söyledi. Suların zaman yükseleceğini bilmiyor. Onun da derdi yeni yapılan evler: “Köyün üst kısmına yeni bir yer yaptılar. Ama sürekli zemini kayıyor. Evlerde çatlaklar oluştu. Şimdi tamir etmeye çalışıyorlar. Yeni yerde tarlamız da yok. Biz köylüyüz, bağ bahçe olmadan ne yaparız?”
Aynı köyden, adını vermek istemeyen biri de çocuklarıyla son eşyalarını çıkarıyordu. Evine kamulaştırma bedeli olarak çok az para verildiğinden dert yanıyor.
8.5 Milyar TL Ilısu Barajı’nın maliyeti
Su tutulmasına günler kaldı ama kimse taşınamadı
Hasankeyf sular altında kalacağı için ‘Yeni Yerleşim Alanı’ adıyla ‘Yeni Hasankeyf’ inşa edildi. Önce kamu binaları tamamlandı. Ardından tarihi eserler taşındı. Yeni yaşam alanında ilk göze çarpan, Zeynel Bey Türbesi. Ait olduğu yer Dicle’nin kıyısından, yüzlerce metre yukarıda Raman Dağı’nın eteklerinde ziyaretçilerini bekliyor. Diğer tarihi eserler de aynı şekilde. Yeni yerleşim alanına taşınacak hak sahibi yaklaşık 700 aile, baraj kapaklarının kapanmasına sayılı günler kala taşınabilmiş değil. Kuralar çekildi; herkes taşınacağı evi biliyor ama evlerin bir kısmı tamamlanmış, bazılarının da sadece kaba inşaatları bitmiş durumda. Sokaklar tamamlanmamış, yollarda çukurlar oluşmuş. Her taraftan kablolar çıkıyor. Hasankeyf sakinlerinden Ahmet Türkan’ın derdiyse hepsinden farklı. Kurada kendisine çıkan evi, inşaat aşamasında işçiler kullanmış. Yeni eve taşınacağını düşünen Türkan, bir yıldır kullanılan evi tamir etmekle meşgul. Arabayla bile evine zor gelebildiğini anlatan Türkan, suların ne zaman yükseleceği, evlerine ne zaman taşınabilecekleri konusunda kendilerine kimsenin bilgi vermediğini anlatıyor.
1.5 MİLYAR TL
Barajın ekonomiye yapacağı yıllık katkı
Dünyada benzersiz
DOĞA DERNEĞİ GENEL KOORDİNATÖRÜ TUBA KILIÇ
Ilısu Barajı su tutmaya başlarsa, 11 bin yıllık kültür ve milyonlarca yılda oluşmuş Dicle Vadisi’ndeki yaşam yok olacak. Ömrü en fazla 50 yıl olacak bir baraj projesi, binlerce yıllık yaşam kültürünü ve milyonlarca yılda oluşmuş bir nehir ekosistemini yok edecek. Baraj için harcanan para, Dicle Nehri ve Hasankeyf gibi dünya çapında benzersiz ve değerli alanların manevi, tarihi, doğal ve ekonomik değerinin çok altında. Dicle Vadisi, dünya üzerinde UNESCO’nun 10 dünya mirası kriterinden 9’unu karşılayan tek yer. Böylesine değerli bir doğal ve kültürel alan, içindeki canlılarla beraber yaşamalı ve gelecek nesillere hiçbir zarar görmeden aktarılmalı.”
1200 MEGAVAT Barajın kurulu gücü