Güncelleme Tarihi:
Fotoğrafta dört küçük gri kedi yavrusu var ve dört ayrı karede farklı pozisyonlarda duruyorlar. Kediler beyaz bir yüzeyde, muhtemelen bir raf veya masa üzerindeler. Kedilerin hepsi gri renkte ve tüylü. Bazılarının kulakları dik, bazılarınınsa hafifçe kıvrık.
1. kare: Sol üst köşede iki kedi yan yana oturuyor. İkisi de doğrudan kameraya bakıyor. Kediler birbirine çok yakın duruyor ve oldukça sevimli görünüyorlar.
2. kare: Sağ üst köşede iki kedi var. Bir kedi oturmuş, diğeri ise onun arkasında. Öndeki kedi doğrudan kameraya bakıyor, gözleri büyük ve dikkatli. Arkadaki kediyse biraz daha bulanık ve hareket halinde gibi görünüyor.
3. kare: Sol alt köşede üç kedi yan yana duruyor. Hepsi kameraya doğru bakıyor. Kedilerden biri biraz daha önde, diğer ikisiyse arka planda. Bu karede kedilerin hepsi ayakta duruyor ve kuyrukları yukarıda.
4. kare: Sağ alt köşede iki kedi var. Bir kedi önde, diğeri arkasında. Öndeki kedi yere doğru bakıyor, arkasındaki kedi kameraya doğru. Kedilerin kuyrukları yukarıda ve birbirlerine yakın duruyorlar.
Fotoğrafın ortasında, dört karenin birleştiği yerde, siyah bir bant üzerinde beyaz yazıyla “Bilgi için iletişime geçebilirsiniz. Bebișlerimiz yeni yuvalarına gitmeye hazır” yazısı var. Bu yazı, kedilerin yeni sahiplerini aradığını belirtiyor.
Yeniden merhaba iyi pazarlar herkese, yukarıda bir fotoğrafın betimlenmiş yani fotoğrafın metne dönüşmüş halini okudunuz. Görmeyen bir insan fotoğrafa böyle bakıyor. Bunu yapan yapay zekâ. Yani işin içinden insan faktörü çıkarılmış durumda. Fotoğrafı paylaşmıyorum, görmeyen tarafta olay böyle yaşanıyor, bunu hissedin istiyorum. Hatta fotoğraf arşivinizin tamamen metinlerden oluştuğunu hayal edin.
Sosyal medyadan gelen, sevdiğim bir arkadaşımın kedi sahiplendikten sonra bana attığı fotoğrafı böyle betimledi bendeki uygulama. Buradan geleyim sokak hayvanlarına. Son günlerde çok tartışılan bir konu. Sokak hayvanlarıyla ilgili anlatılan ve okuduğum çoğu paylaşım üzücü oldu. İnsan evladı olarak şu başkaları adına karar verebilme özelliğimiz var ya, onu biraz hatta büyük oranda törpülememiz gerekiyor. İnsan kendini savunabilecek hakka sahip, ağzında dili var. Gücü yetmezse avukatlar, kanunlar var. Adalet tam olarak yerini bulmasa da bir savunma gücü var, başkasının verdiği kararlara direnebiliyor. Bizler insan evladı olarak hayvanların yaşam alanını neredeyse yok etmişiz. Her yerde biz yaşıyoruz, sonra da onlardan rahatsız oluyoruz, yetkililer çare bulsun diye ağlıyoruz. Hızla artan insan nüfusunu kontrol edebilmek için bilimsel ve başarılı birçok yöntem bulunmuşken neden hayvan nüfusunu azaltmak için öldürmeyi düşünüyoruz? Onlar yaşarken bu artışı kontrol altına almak illaki mümkündür.
Görmeyenler olarak tek korkumuz, yürürken hayvanların üzerine basmak. Ben çok korkardım köpeklerden. Meğer onlar peşimden otobüs durağına kadar geliyor ve beni rahatsız etmeyecek bir uzaklıkta, ben otobüse binene kadar bekliyormuş. Birkaç hafta önce otobüs durağına giderken, karşıya geçmek için kaldırımda bekliyordum, birkaç köpek sesi duydum. Birden bir yaygara koptu. Köpekler havlamaya başladı. Korktum, bana havlıyorlar sandım, yere çöktüm ve kapandım. Bir hanımefendi geldi. “Korkmayın, size havlamıyorlar, yoldaki araçları durdurmaya, yolu açmaya çalışıyorlar” dedi. Şaşakaldım, trafiği durdurdular ve beni sakinleştiren hanımla karşıya geçtik. Bunlar sokak köpekleri ve böyle bir güzelliği neden yok etmek istiyorlar, anlayamıyorum. Bize gelince; bütün bilim dünyasına istedikleri desteği sunan devletler, ağzı olup dili olmayan, hakkını savunamayanı bulunca neden hemen yok edip kurtulmayı düşünüyor? Oturup bir daha düşünelim diyorum!