Güncelleme Tarihi:
4 OCAK
‘ÇOK KÖTÜ ŞEYLER OLDU, GÜLİSTAN’I ARAR MISIN?’
Gülistan Doku 16.00-23.00 arasında çalışmak üzere Hanımeli Pastanesi’nde işe girdi. Pastane, kaybolma olayının başşüphelisi Zaynal A.’nın yaşadığı apartmanın altında.
Pastane sahibinin ifadesine göre Zaynal A. 18.00’de pastaneye geldi. Gülistan’ı görür görmez dışarı çıktı. 20.00’de, Doku şüphelinin babasının adına kayıtlı olan telefondan arandı. Bu aramadan sonra patronuna “İşim çıktı” diyerek pastaneden ayrıldı.
20.07’de şüphelinin evine girdi. 1-1.5 saat sonra evden koşarak çıktı. Arkasından Zaynal A. da çıktı ve bir araca bindi.
‘Zorla araca bindirildiğini anlattı’
20.30-20.40 civarı polise “Burada bir genç kız, bir erkek tarafından zorla araca bindiriliyor” ihbarı yapıldı. O genç kız Gülistan Doku’ydu. Polislerden biri Zaynal A.’nın üvey babası olan polis E.Y.’yi aradı. Onun olay yerine gelmesinden sonra Zaynal A. serbest bırakıldı. Dört polis nöbetçi savcıdan talimat almadan “Kız şikâyetçi olmadı. Çocuğu serbest bıraktık” diye tutanak tuttu. Tutanakta Doku’nun ya da şüphelinin imzası yok.
Bu dört polis memurunun daha sonra alınan ifadelerinde tutarsızlıklar var. İkisi Doku’nun araca bindiğini gördüklerini, diğer ikisiyse aracın önünden yürüyerek gittiğini, aracın onu takip ettiğini söyledi. Hiçbiri şüphelinin babasının olay yerine geldiğini dile getirmedi.
Doku gece geç olduğu için yurda değil, Hatice isimli öğretmeninin evine gitti. Öğretmeninin ifadesine göre ona o gün zorla araca bindirildiğini anlattı.
Zaynal A. gece yarısı Gülistan Doku’nun Kübra O. isimli arkadaşına “Çok kötü şeyler oldu. Gülistan’ı arar mısın” diye mesaj attı.
Gülistan Doku, 00.30’da Zaynal A.’ya “Korkuyorum” diye mesaj attı.
5 OCAK
‘KÖPRÜDEN DÜŞEN BİR NESNE VAR’
Zaynal A. 11.00’de Gülistan Doku’yu arayarak kendi çalıştığı kafeye çağırdı. 11.07’de Doku kafeye gitti, içeride dört dakika kaldı. Orayı terk etmek istediğinde Zaynal A. tarafından durduruldu. Kamera kayıtlarında Zaynal A.’nın Doku’ya bağırdığı, üstüne yürür gibi olduğu görülüyor.
Gülistan Doku yolun karşısına geçip dolmuş durağında beklemeye başladı. Şüpheli, gitmediğini görünce onu aradı. Doku daha sonra üniversite aracına bindi.
12.21’de Doku’nun sinyal bilgileri kesildi ama 12.23’te Dinar Köprüsü’nden geçen bir aracın güvenlik kamerasına takıldı. 12.25’te şüphelinin babasının çalıştığı Emniyet Müdürlüğü “Köprüden düşen bir nesne var” diye bir tutanak tuttu.
Şüphelinin 8.00’den 16.00’ya kadar görüntüleri var. Ama 16.00-19.00 arası ne yaptığı belli değil. Baz istasyonu verileri sayesinde telefonunun açık olduğunu ama aramalara çıkmadığını öğrendik. Babasının da bir gün önceki HTS (telefon üzerinden sağlanan iletişim trafiği) kayıtlarına baktığımızda sayfalarca veri görüyoruz. Ama o da o gün sadece birkaç kişinin telefonuna bakıyor.
‘Kameralar neden şüphelileri görmüyor?’
Emniyet 12.25’te “Köprüden düşen bir nesne var” diye tutanak tutunca savcılık, köprüdeki araştırmalarını 11.00-13.30 saatleri arasıyla sınırlandırdı. Bu zaman diliminde köprüden geçen 200 kişiyi dinlediler. Savcılık daha sonra emniyete “Kameralara bakın, 5 Ocak’ta Zaynal A.’nın babasının 8.00-24.00 arasında ne yaptığına ilişkin bilgi verin” talimatını verdi. Emniyet Müdürlüğü’nde görevli bir polis adamı aradı, “Hiç dışarı çıktın mı” diye sordu. Adam “Hayır” deyince, “Evdeydi. Kamera evin önünü görmüyor, çıktıysa da bilemeyiz” diye yazdı. Halbuki 4 Ocak gecesi Doku’nun eve girdiğini, daha sonra şüphelinin evden çıkıp aracına bindiğini ve Doku’nun da arkasından gittiğini evin önünü gören kameralardan öğrenmiştik.
5 Ocak’ta Zaynal A.’nın Doku kafeye gitmeden hemen önce iki kadınla konuştuğu kamera kayıtlarında görülüyor. Bu iki kadının ifadeleri alınmadı.
Dosyada Zaynal A.’nın, üvey babası E.Y. adına kayıtlı aracı kullandığı bilgisi var. Savcı bu aracın PTS (plaka tanıma sistemi) kaydının dosyaya alınması talimatını vermişti. Baba E.Y.’nin görev yaptığı Asayiş Şube savcılığa verdiği yanıtta güvenlik kameralarının plakaya yaklaşıldığında görüntüsünü alamadıkları gerekçesiyle tespit yapılamadığını belirtti. Oysa aynı dosyada 200 aracın PTS kayıtları var. Aracı kullanan kişilerin yüzleri dahi görülebiliyor!
Gülistan Doku’nun arkadaşları 23.00’te karakola gitti. “Gülistan ortada yok. Zaynal, gece bu mesajları attı” demek için gittikleri Asayiş Şube, başşüphelinin babasının çalıştığı birim. Arkadaşı Kübra, o geceyi “Hiçbir beyanımızı almadılar. Biz kavga çıkarınca gece 02.00 gibi şüpheliyi getirmek zorunda kaldılar” diye anlatıyor. Bir skandal da şu: Arkadaşlarından Dilek’in verdiği ifadeye, “Gülistan ‘Kendimi Munzur’a atmaya gidiyorum’ dedi” şeklinde bir ekleme yapılmış. Dilek böyle bir beyanının olmadığını söylüyor.
6 OCAK
AİLE DEVREDE...
Gülistan Doku’dan haber alamayan ailesi Diyarbakır’dan Tunceli’ye gitti ve Zaynal A.’dan şikâyetçi oldu. Doku’yu gölde arama faaliyetleri başlatıldı.
26 ŞUBAT
‘26 ŞUBAT’A DEK GÜLİSTAN DOKU’YU HİÇ ARAMADI’
Tüm Türkiye, Gülistan Doku’yu ararken bir tek başşüpheli Zaynal A. 5 Ocak’tan 26 Şubat’a kadar onu hiç aramadı. 26 Şubat gecesi birden ‘Seni çok özledim, seni çok seviyorum’ gibi mesajlar yazdı.
Şüphelinin telefonu ve evindeki bilgisayarlar incelenmemiş, evinde ve aracında DNA incelemesi yapılmamıştı. 26 Şubat’ta Zaynal A. arkadaşına ‘Telefonumu alacaklar. Sana sonra yazarım’ diye mesaj attı. Gülistan Doku kaybolduktan tam 52 gün sonra, kamuoyunun yoğun baskısı nedeniyle 27 Şubat’ta telefonuna el konuldu.
6 MART
‘YANLIŞ SAAT ÜZERİNE YOĞUNLAŞILDI’
Avukat olarak dosyaya dahil oldum. Dosyayı incelerken şu ayrıntıyı gördüm: İki işçi emniyete gidip “5 Ocak, saat 16.41’de Dinar Köprüsü’nden geçtik” demiş, Doku’yu tarif etmiş ve onun köprüden şehir yönüne doğru hareket ettiğini anlatmış. Şüphelinin kayıp olduğu saatleri hatırlayın; 16.00-19.00. Doku’yu köprüden sadece 11.00-13.00 saatleri arasında geçenlere sormuşlardı ama asıl yoğunlaşılması gereken saat 16.41 sonrasıydı. Savcılık bu talebimizi kabul etmedi. Israrla intihar olgusu üzerinde durdu.
7 MART
‘ŞÜPHELİ VE AİLESİ ALANYA’YA TAŞINDI’
Zaynal A.’nın babası evini taşımak istedi. Bunu duyan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku “Gülistan öldü, siz hiçbir yere gidemezsiniz” diyerek nakliye aracındaki eşyaları indirdi. Zaynal A. annesi ve babasıyla birlikte daha sonra bir gece yarısı Alanya’ya taşındı.
7 MAYIS
DÖRT KOLDAN ARANIYOR...
Göldeki çalışmalara AFAD ekiplerinin yanı sıra Çanakkale ve Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı dalgıç polislerle Diyarbakır Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekibi de katıldı.
22 TEMMUZ
BARAJIN SUYU TAHLİYE EDİLMEYE BAŞLADI
Uzunçayır Baraj Gölü’ndeki suyun tahliye edilmesine ilişkin çalışma başlatıldı.
Temmuzda Gülistan Doku’nun öğretmeninde kaldığı geceye ilişkin yeni bir ayrıntı öğrendik. HTS (telefon iletişim trafiği) dökümü sayesinde gördük ki o gece hiç uyumamış. Uyuyan biri internete giremez.
26 TEMMUZ
‘BEDENSEL OLARAK FAZLACA ISRARLI ŞEKİLDE...’
Bilirkişi raporu açıklandı. Raporda 5 Ocak günü için “Z.A., Gülistan’ı durdurmuş ve ihtar, ikaz veya mahiyeti gene bedensel olarak fazlaca ısrarcı şekilde, bu defa Gülistan’ın önüne eğilerek bükülerek yaptığı konuşmalar dikkat çekici olup sokakta karşılaşan bir erkek ve kadının bilinen normal görüntü konuşmaları gibi olmadığı değerlendirilmektedir” dendi.
28 TEMMUZ
‘DAHA ÖNCE DE İKİ KERE ALIKONULDU’
Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku şüpheli Zaynal A.’nın Gülistan’ı daha önce iki kere alıkoyduğunu söyleyerek zanlının tutuklanması için savcılığa başvurdu. Savcılık, Zaynal A.’nın tutuklanma talebini gerekçe göstermeden reddetti.
4 AĞUSTOS
‘DÜŞEN BİR İNSAN VEYA EŞYANIN YÜKSELTTİĞİ SU SÜTUNU DEĞİL’
İstanbul Ulusal Kriminal Büro yaptığı görüntü incelemesinde “Köprü ayağındaki efekt bir piksel artığı olup kesinlikle yukarıdan suya düşen bir insan veya eşyanın suda yükselttiği su sütunu değildir” dedi. Böylelikle intihar tezi çürütülmüş oldu.
6 AĞUSTOS
SADECE YÜZEYDE VE KIYIDA...
Sualtı aramaları sonlandırıldı, yüzey ve kıyıdaki çalışmalar sürdürüldü.
18 AĞUSTOS
‘İNTİHAR ETMİŞ, YAPACAK ŞEY YOK DİYE DOSYAYI KAPATMAK ÜZERELERDİ’
Tunceli Valiliği bütün arama çalışmalarını durdurduğunu açıkladı. 5 Ocak’tan bu yana üç defa ifade veren Zaynal A. hâlâ serbest. Savcılık soruşturması devam ediyor.
Basının ve kadınların desteği olmasa dosya çoktan kapanmıştı. Dosyayı aldığımda, “200 kişi dinledik, intihar etmiş, yapacak şey yok” diyerek dosyayı kapatmak üzerelerdi. Taleplerimiz reddediliyor, sürüncemede bırakılıyor. Sessizlik hissediyorum. Biz vatandaşımızı böyle mi arayacağız, böyle mi koruyacağız?