‘Gözünü seveyim korkma, seni kurtarmaya geldik’

Yurdun dört bir yanından ve dünyanın birçok ülkesinden arama kurtarma ekipleri enkaz altında kalan depremzedelere ulaşabilmek için depremin ilk gününden itibaren canla başla çalışıyor. Türkiye’nin kalbi de 6 Şubat’tan beri afet bölgesinde atıyor. Lunaparka gitmek isteyen Kumsal, Fenerbahçeli Elif, Aslan Cimbomlu Yiğit, gülümseyen Yavuz bebek, Süheyla Anne... Güneşi yeniden gören her bir canımız için seviniyor, kaybettiklerimiz için yas tutuyoruz. Tek bir kişiyi daha enkazdan çıkarabilmek umuduyla mücadele eden tüm kahramanlarımıza binlerce teşekkür...

‘Elimi tut, senin için buradayız’

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri Hatay’ın Antakya ilçesinde, depremden 182 saat sonra Kaan Kuruoğlu’nu (13) enkazdan kurtardı. Kaan’ın elini tutup sıkmasını isteyen itfaiyecinin“Sık, bak gözünü seveyim, kaç kişi seni kurtarmaya geldik Kaan” sözleri herkesi duygulandırdı. Kaan ambulansa taşınırken de itfaiyecinin elini bırakmadı.

‘Gerçekten Yiğit’mişsin’

Hatay’ın Antakya ilçesi Atatürk Caddesi üzerindeki 7 katlı binanın enkazında kalan, 6 yaşındaki Yiğit, Elmadağ İtfaiyesi ekibinden Muhammet isimli görevlinin çağrısına cevap verdi. Kurtarma esnasında arama kurtarma ekipleri küçük çocuğa “Yiğit, sen geçekten yiğitmişsin” diye moral verdi. Kurtarıldıktan sonra da ona “Aslan Cimbomlu” tezahüratı yaparak ambulansa bindirdiler.

‘Sessiz olalım lütfen, mental sağlık söz konusu’

Kahramanmaraş’ta Ebrar Sitesi’nde arama kurtarma çalışmaları yürüten ekipler bir kişinin canlı olduğunu tespit etti. Depremden tam 116 saat sonra, 8 yaşındaki Rıdvan enkazdan çıkarılırken ekipten bir görevli çevredekilere “Bugün burada birkaç kişi çıkardık, çok kargaşa oldu. Siz de haklısınız. Seviniyorsunuz, şükrediyorsunuz ama çocuk kaç gündür o sessizlikte, ışıksızlıkta... Ambulansa bindikten ve gittikten sonra gelin hep beraber sarılalım, kutlayalım. Ama çocuk çıktığında lütfen şu anki sessizlik olsun. Işıkları lütfen kapatalım. Bakın çok önemli, mental sağlığı da söz konusu” dedi.

‘Yağmur ve dolu bastırdı ama Süheyla Annemizi çıkardık’

Fester Abdü ya da gerçek adıyla Ali Abdüsselam Yılmaz @DeliMiNe kanalıyla popüler olan bir YouTuber ve oyuncu. Hatay’da enkazdan bir kişiyi kendi imkânlarıyla çıkaran Yılmaz, @delimine Instagram hesabından şu duyuruyu yaptı:

“Arkadaşımızın annesinin enkaz altında olduğunu öğrenince apar topar Antalya’dan Hatay’a geldik. Ev harabe haldeydi ve Süheyla Annemiz de en alt katta, 1.5 metrekare alanda sıkışmıştı ve bacağına kolon düşmüştü. Kendi imkânlarımızla bir oyuk açarak ulaştık. Yaklaşık 24 saattir göçük altındaydı. Kendisine su ve yemek verdik, tüm gece uğraşmamıza rağmen bastıran yağmur ve dolunun binayı hareket ettirmesinden dolayı çalışmaya ara vermek zorunda kaldık. Sabahın ilk ışıklarıyla tekrar çalışmaya başladık ve 9 saat süren mücadelemizin ardından 40’ıncı saatte Süheyla Annemizi kurtardık.”

‘Hayatımın en güzel günü’

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde bir anne ve iki çocuğu depremin 4’üncü gününde enkazdan sağ çıkarıldı. Bölgeye Sivas’tan gelen ekibin başındaki AFAD görevlisi Mahmut Bey, duygularını Kanal D muhabiri Mustafa Berber’e şu sözlerle anlattı: “Hayatımın en güzel günü.”

‘Ben de bugün Fenerbahçeli oldum’

Trabzon’un Of ilçesinden Adıyaman’a giden gönüllü 20 kişilik ekip, 14 yaşındaki Abdulkadir ve 8 yaşındaki Elif Sare Zincirkıran kardeşleri Aşiyankent Apartmanı’ndaki enkazdan çıkardı. Oflu gönüllülerle Elif arasında yaşanan sohbet sosyal medyaya da yansıdı. Elif’e hangi takımı tuttuğu soruldu. “Fenerbahçeliyim” yanıtı üzerine gönüllülerden biri ona “O zaman ben de bugün Fenerbahçeli oldum” yanıtını verdi. Bu anlara ait videoyu Trabzonspor ve Fenerbahçe kulüpleri de resmi hesaplarından yayımladı. Oflu ekip daha sonra bir başka depremzedeye,
4 yaşındaki Melike’ye koştu. Onu da enkazdan sağ salim çıkardılar.

‘Ben sana kurban olurum’

Hatay’ın Kuyulu Mahallesi’nde bir binanın enkazı altında kalan Emine Doğu (51) depremden 138 saat sonra Güney Korelilerin de dahil olduğu arama kurtarma ekipleri tarafından enkazdan çıkarıldı. Emine Doğu kendisine ambulansta müdahale eden Tekirdağlı sağlık ekiplerine dönerek“Kurban olayım, ne olur beni özel hastaneye götürmeyin, param yok” dedi. Bunun üzerine acil tıp uzmanı Orhan Eroğlu “Ben sana kurban olurum. Bütün özelleri sana kurban ederim. Seni böyle gördüm ya ölsem de gam yemem” karşılığını verdi. Emine Doğu,
Adana Şehir Hastanesi’ne götürülerek tedavi altına alındı.

‘Yavuz’u bulduğumuzda gülüyordu’

Kahramanmaraş’ın Onikişubat ilçesinde yıkılan 7 katlı binanın enkazından bebek ağlama sesi duyulunca Tacikistan ve AFAD ekipleri tarafından arama kurtarma çalışması başlatıldı. Canla başla çalışan, kurtarma ekipleri 159 saat boyunca enkaz altında olan 3 yaşındaki Yavuz Cambaz’ı kurtardı. Çalışmalara katılan madenci Bekir Yılmaz, Yavuz Cambaz’a ulaştıkları zaman çocuğun oldukça iyi durumda olduğunu söyledi. Bekir Yılmaz: “Ona ulaştığımızda gayet iyi görünüyordu hatta gülüyordu. Bulduğumuzda toz toprak içindeydi. Melekler yardım etmiş Yavuz’a” diyerek ilk izlenimlerini anlattı.

Yurtdışından yardıma koşanlar...

Türkiye’nin, deprem bölgesi için uluslararası yardımı da içeren 4’üncü seviye alarm ilan etmesinin ardından Yunanistan, ABD, Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Çin, Güney Kore, Hollanda, Japonya, Karadağ, Kırgızistan, Macaristan, Rusya, Sırbistan dahil 60’tan fazla ülkeden gelen ekipler arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Onlar da bizimle üzüldü, bizimle sevindi... Gözyaşı dökenler de oldu elbette... İşte hafızalara kazınan birkaç an...

Gözyaşlarını tutamadı

Antakya’ya yardıma gelen arama kurtarma timlerinden Macaristan ekip lideri Laszlo Pavelcze bir kız çocuğunu 10 saatlik çalışmadan sonra kurtardıklarında gözyaşlarını tutamadı. Pavelcze “50’den fazla felaket gördüm, genelde duygulanmıyordum” yorumunu yaptı.

‘Daniel burada, korkma, okey!’

Kahramanmaraş’ta enkaz altında kalan bir kişinin yardımına, bölgeye gelen Alman ekipler koştu. Zeynep adlı depremzedeyi Alman ekipten Dr. Daniel Lankers’ın “Zeynep Hanım, Daniel burada, korkma, okey” diyerek Türkçe konuşup sakinleştirmeye çalışması herkesi duygulandırdı.

‘Yaşasın Alman dostlar’

Bir depremzede, kız kardeşini afetten 103 saat sonra kurtaran Alman ve Hollandalı ekiplere sarılarak gözyaşlarına boğuldu. “Yaşasın, yaşasın Alman dostlar’”diyerek önce ekip üyelerinden birinin ellerini öptü sonra da yaşadıklarının verdiği yorgunluğa dayanamadı ve bayıldı.

‘Tüm ekipler seferber oldu’

Kahramanmaraş’taki Pınar Apartmanı’nın enkazında kalan Muhammed Enes Yeninar (17) ve ağabeyi Abdülbaki (21) Jandarma Arama Kurtarma, madenciler, AFAD görevlileri ve Azerbaycan ekipleri tarafından 198’inci saatte enkazdan çıkarıldı. Kardeşler protein tozu kullanarak hayatta kaldı.

‘Anne sen orada kal, onları kurtar’

UMKE görevlisi ve acil tıp teknisyeni Hülya Özoğlu (38) 6 Şubat depremlerinde yaşadıklarını anlatıyor...

* “81 ilde UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) timlerimiz var. Ekiplerimiz gönüllülerden oluşuyor. Ben Zonguldak çevre ve afet sorumlusuyum. Yaklaşık
100 kişilik personelimizle Sağlık Bakanlığı’na bağlı olarak aktif görev alıyoruz. Bir afet olduğunda gönüllü olarak hemen toplanıp harekete geçiyoruz. Acil tıp teknisyeniyim, yani sağlıkçıyım.
İl Sağlık Müdürlüğü Afet Birimi’nde çalışıyorum ve 112’de nöbet tutuyorum. İlk 7 gün Kahramanmaraş’taydım. Şu an Hatay’ın koordinasyon birimindeyim. Daha önce İzmir ve Amasra’daki afetlerde görev aldım.”

* “UMKE’de görev alabilmek için bazı şartlar var. Temel eğitimleri almak gerekiyor. Senede 2-3 kez zorlu şartlarda ilk
72 saatte kendini idame ettirmek; yiyecek, içecek ve barınma sorunlarını çözmek gibi birçok alanda özel eğitimler alıyoruz. Senede bir kez zorlu kış kampına katılıyoruz. Onun dışında yaz ve tatbikat kamplarımız var. Bütün personelimizi yaşadığımız bu afet gibi şartlara hazırlıyoruz. 81 il sorumlusunun olduğu bir grubumuz var. Durum bize hemen bildiriliyor. Ona göre hızlıca olay yerine intikal ediyoruz. 6 Şubat’tan itibaren de yaklaşık 14 bin personelimizle arama kurtarma faaliyetlerinde aktif görev aldık.”

“Beni lunaparka götür”

* “Kahramanmaraş’ta depremin 17’nci saatinde başka vakaya giderken bir vatandaşımızın bir enkazın başında oturduğunu gördüm. Bana ‘Buradan bir çocuk sesi geldiğini duydum ama emin değilim’ dedi. Gittim yanına, sesimi duyurdum, ‘Benim adım Kumsal, beni bırakıp gitme’ dedi. Gitmeyeceğimi söyledim. Yaklaşık 4 saatlik bir süre elimizle enkazı kazıdık ve Kumsal’ın sesini daha net duyduk. ‘Susadım’ dedi ve ulaşabildiğim kadar uzanıp dudağına su sürdüm. O alanda damar yolunu açmaya çalıştım. Enkaza gittiğimizde göçük altında kalan kişileri telkin etmemiz gerekiyor. Kumsal’a ‘Ne seversin’ diye sorarak onu rahatlatmak istedim. ‘Lol bebek severim’ dedi. ‘Ben alırım’ dedim. ‘Beni lunaparka da götürür müsün’ diye sordu. Ben de götüreceğime söz verdim. Çok şükür kurtarma ekipleriyle birlikte konuşa konuşa enkazdan onu çıkardık. Maalesef ailesini kaybetti ama amcaları ve teyzesi var. Kumsal’ın durumu iyi. Ona verdiğim sözleri daha sonra mutlaka yerine getirmek istiyorum.”

‘Kısalar kolay giriyor’

* “Enkaz altından çok kişi çıkardık ama 107’nci saatte kurtardığımız Leyla Çukur’u (65 yaşında) unutamıyorum. Çünkü o da bize umut vermişti. ‘Günlerden ne’ diye sormuştu. Aslında neredeyse 5 gündür enkazdaydı ama ona bunu söyleyemedik. Zaten biraz panik olmuştu ve gergindi, daha fazla strese girsin istemedik. Cuma olmasına rağmen ‘Pazartesi bugün, Leyla Teyze’ dedik. Onu da sağ kurtardık. Afet bölgesinde herkes çok çalışıyor. Benim gibi daha kısa boylu, küçük yapılı kişilerin enkaza girmesi daha kolay oluyor.”

* “Benim de iki bebeğim var. Onları bırakıp gittim afet bölgesine. Kızım ilkokul 1’de, oğlum anaokulunda; küçükler. Yaklaşık 10 gündür buradayım. Çocuklarım bana ‘Anne seni izledik, başka bir çocuk çıkardın. Sen orada kal, onları kurtar’ diyorlar. Alıştılar artık bu duruma.”