Güncelleme Tarihi:
Uzaktan gelen vapur sirenleri, martı çığlıkları... Yakup Kadri’nin bir romanının radyo tiyatrosu olarakseslendirilmiş bir kaydı çıktı karşıma YouTube’da. Peşinden de Neşe Çeyiz’in yazdığı ‘Anlaşmalı Evlilik’. Yaklaşık dört saattir yatakta bunları dinliyorum.
Gösteriden önceki gece. Son büyük provayı Alman basınına yaptık. Ardından koreograflarımızın “Bol su için, iyi uyuyun ve yarın saat 5’e kadar güzel vakit geçirin” tembihleriyle eve döndük. Güzel oldu aslında. İlk heyecanı üzerimden attım. Canlı seyirci önünde ilk performansımızdı. Fakat bir sonraki günkü heyecan daha büyük olacak gibi. Eve gidince erken uyumam gerekiyor demek diye düşünüp yattım. Ama her zamankinden erken yatınca, sabaha karşı 4’te uyandım tabii. Aklımda gösteri. Sağa döndüm, sola döndüm, olmadı. Kaçtı uykum bir kere. Bir de radyo tiyatrosuna takılınca hepten açıldım, ‘bari bir kahve yapayım’ deyip erkenden başladım güne.
Kahve makinem gerçekten görme engellilere uygun. Klasik filtre kahve makinesini kullanamam diye almıyordum, bir önyargımdan daha kurtulmuş oldum böylece. Telefonumu, kahvemi alıp çıktım balkona. Burada gün çok erken aydınlanıyor. Hatta gece neredeyse yok denecek kadar kısa. Sadece 5-6 saatlik bir karanlık, sonra doğuyor güneş. Eğer hava durumu bulutlu göstermiyorsa, elimde kahvemle karşılıyorum gündoğumunu.
Ama o sabah daha farklı bir heyecanla karşıladım güneşi. Aklımda sahne, kostümler, performans akışı, seyirciler... Derken kalkıp el kol hareketlerimi tekrar etmeye başladım birkaç kere güneşe karşı, sonra gülerek oturdum yine sandalyeme. Burada çok kıymetli güneş, insanlar her boş vaktinde ona koşuyor. Bizse hep gölge ararız, malum bizde çok var. Kıymetini bilmiyor muyuz nedir, hep kaçıyoruz güneşten.
Kahveden aldığım enerjiyle ve güneşin de beni sıcacık sarmalamasıyla sakinleştim biraz. Elime geçen fırsatı düşündüm. Gerçekten şanslıydım. Beş ülkenin içinde olduğu bir oluşumun parçasıydım. Kendi kendime gururlandım, göğsüm kabardı oturduğum sandalyede. Sonra ‘abartıyorsun’ dedim. Ama biraz daha düşününce... Ekibin içinde tek görmeyen bendim ve kendi ülkemin dışında, bu çapta bir yerdeysem kendimi tebrik etmem gerektiğine karar verdim. Böyle bir fırsat bir daha çıkmayacaktı belki de karşıma.
O yüzden bu haklı gururun keyfine varmaya ikna oldum sonunda.
Yazarımızın da rol aldığı ‘In Between Us’ performans gösterisi DIN-A 13 adlı dans grubu tarafından sahneye konuyor. İlk şovunu 23 Haziran gecesi sergileyen grup 2-3 Temmuz tarihlerinde tekrar izleyicisiyle buluşacak.