Google Google söyle bana

Arama motoru Google tüm dünyada ve Türkiye’de 2022 yılının en çok aranan kelimeleri listesini açıkladı. Bu yıl Türkiye’de en çok aranan konuları, dizileri, ünlüleri sıralayan listede ‘Ben neden...’ başlığıyla sorulan soruların da yer alması sosyal medyada çok konuşuldu. Google’a bu başlıkta en çok sorulan ilk 10 soru sırayla şöyle: Ben neden sevilmiyorum, neden bu kadar çirkinim, neden doğdum, neden dışlanıyorum, neden eziğim, neden ağlıyorum, neden böyleyim, neden yalnızım, neden yaşıyorum, neden evde kaldım…

Art arda sıralanan olumsuz soruları nasıl değerlendirmek gerektiğini sorduğumuz uzman psikolog Nihal Altıner “Bunlar sadece Google’da değil, hayatımızda zaman zaman kendimize de sorduğumuz sorular.
Tıpkı yeme, içme, barınma gibi sevilme ve kendini yeterli hissetme de insanın temel ihtiyaçlarından.
Bu konularda eksiklik hissetmek bizi bir sorgulamaya iter. Tabii pandemiyle birlikte kişilerin kendi içine çekilmesi de söz konusu. Toplumsal etki yaratan bu tip olumsuz olaylar bu soruların ortaya çıkmasında etkili. Diğer yandan bu soruların bu kadar sık aratılmış olmasını, kişilerin bunlara bir çözüm aradıkları şeklinde yorumlayabiliriz. Bu soruları sormak gelişimimiz için bir noktada değerlidir. Ayrıca ‘Bu sorunları yaşayan bir tek ben miyim’ diye düşünen kişi bunu Google’da aratınca yalnız olmadığını hissedebilir” diyor.

'Özşefkat önemli’

Uzman psikolog Sena Sivri ise erken çocukluk dönemlerinde yaşanılan zorlanmaların, toplumsal ve kültürel öğelerin, sosyal medyanın, sosyal çevrenin dayattığı güzel, çirkin, yeterli, yetersiz, başarılı, başarısız, iyi, kötü kavramları kişilerin kendilerini değerlendirme şeklini etkilediğini anlatıyor. Bu belirlemede sonuç negatifse kişinin Google aramalarında görünen soruları sormaya başladığını söyleyen Sivri “Tabii teknolojik gelişmeler, sosyal medya ağlarının yeni yoğun sosyalleşme alanına dönüşmesi, pandemiyle beraber bu durumun artması da insanları iyice yalnızlaştırdı. Çözüm için Google’a bu soruları sormalarına neden oldu” diyor.

Bireysel olarak kendimizle ilgili oluşan negatif algılarla baş etmekte ilk adımın farkındalık olduğunu belirten Sivri, kişinin bunu Google’da aratmak yerine önce ‘neden böyle hissediyorum’, ‘buna neden olan olaylar neler’ soruları üzerine düşünmesini tavsiye ediyor. Bu noktada özşefkat kavramının da önemli olduğunu söyleyen Sivri bu kavramı şöyle anlatıyor: “Özşefkat, başka insanlarla yaşadığımız sorunlar, onaylanma ve sevgi eksikliği hissettiğimiz noktalarla baş etmemizi kolaylaştırdığı gibi, bireysel adım ve kararlarımızda da daha motive olmamızı ve deneyimlerimize dair bilinçli farkındalığımızın daha yüksek olmasını sağlıyor. Özşefkat üç öğeden oluşuyor. İlki ‘kendine nazik davranma’ yani öznezaket. Bireyin başarısızlık yaşadığı durumlarda kendisine yargılayıcı ve cezalandırıcı olmadan,
bir dostuna nasıl destekleyici ve kabullenici yaklaşıyorsa o şekilde yaklaşmasıdır. İkinci öğe ‘ortak insanlık’. Yaşantıları kendine özel, sadece onun başına geliyormuş gibi değil, tüm insanların zaman zaman deneyimlediği bir durum olarak değerlendirmek. Üçüncüsü de 'mindfulness' yani ‘bilinçli farkındalık’. Bireyin olumsuz duygu ve düşünceleriyle özdeşip kendini onlarla tanımlamak yerine, onları bilinçli farkındalık düzeyinde tutmasıdır. Bu öğeleri edinmek, kendimize karşı geliştirdiğimiz acımasızlığı yenme ve daha pozitif bir bakış açısı edinme doğrultusunda yardımcı olacaktır.”