Gökyüzünde genç genç gezen yıldızlar

Eski yıllıklara bakıyorum, benim için ‘Star Wars fanatiği insan’ yazmışlar. Valla şimdi öyle uzak ki geldiğim yollar, yanlış bir öyküdeyim, beni yeniden yaz sevgili yıllık. Hiç öyle bir fanatikliğim kalmadı. Hatta iş sakız gibi uzadıkça zamanında bile bu konuya biraz fazla düştüğümü düşünmeye başladım.

O yüzden arkadaşımdan gelen “Gel seni hava almaya ‘Star Wars’a götüreyim” teklifini kabul ederken de benden beklenen coşkulu tepkiyi veremiyorum. Bu burun kıvırmalı kabul etme karşı taraftan da anlaşılıyor ki yolda, “Sen ne ayaksın, Star Wars sevmemeyi havalı bulanlardan mı oldun başımıza” diye çıkışılıyor.

‘Teletubby’ mi bunlar!

Sevmemek gibi bir durum yok tam olarak ama şimdi eğri oturup doğru konuşalım kardeşim, bu seriler biraz milenyal oldu, biz de pek milenyal sayılmayız.

Bir kere karakter isimlerine bak: ‘Rey’, ‘Finn’, ‘Kylo Ren’, ‘Poe’ diye gidiyor. Arkadaşım siz ‘Teletubby’ misiniz, bunlar nasıl adlar?

Sonra, eski filmlerde formatımız ‘space opera’ idi. Şimdi biraz daha ‘Twilight’ (Alacakaranlık) kafası, fantastik öğeli gençlik draması tadında takılıyoruz. Alec Guiness 63, Peter Cushing 64, Yoda 900 yaşındaydı. Bir olgunluk, bir bilgelik çerçevesinde hareket ediliyordu. Luke Skywalker’dan üç film boyunca boşuna ‘Genç Skywalker’ diye bahsedilmiyordu. Kalanlar o kadar genç değildi çünkü. Şimdi vatani görevini yapmış yıldız savaşçısı bulursan öp de başına koy.

Arkadaş herhalde biraz daha az kafa ütüleyeyim diye beni ‘geek’ (bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı kişi) tüketim malzemeleri dükkânına sokuyor. Ama ben homurdanmaya başladım mı öyle kolay susmam...

İçeride de “Abi bu ‘action figure’ işi de Peter Pan sendromu sahibi erkek bireylerin cebindeki parayı almak için tasarlanmış bir büyük oyun değil mi sanki” falan diyerek, beni sinemaya çağırdığına çağıracağına pişman ediyorum adamı.

‘Geek’in sevdiğine de laf söylenmiyor

Ben onu darlarken yanımda yaşını, başını ve göbeğini almış ama motivasyonunu benim kadar kaybetmemiş bir birey, 180 liraya ‘action figure’ alıyor. Bu yaşta ‘geek’ dayağı yemeyeyim, plastik ışın kılıçlarını gözüme gözüme batırmasınlar diye başka tarafa bakmaya çalışıyorum.

Neyse, itişe kakışa sinemaya varıyoruz. Yanımdakinin sıdkını da iyice sıyırmışım. Adam film başlamadan çenemi kapatmak için “Abi tamam sen haklısın ama ‘The Mandalorian’ var mesela dizi, ona bak, o sana gelir bence” diyerek son bir salvo yapıyor. “İzledim, ‘Pocahontas’a bağlamış o da” dediğimde de sabrının sonuna geliyor ve elindeki mısırdan bir avucu suratıma atıyor.

‘Geek’in sevdiğine de laf söylemeye gelmiyor kardeşim, hemen de öfkeleniyorlar. Yakışık alıyor mu bu yaşta toplum içinde böyle hareketler...