Güncelleme Tarihi:
Türk moda sektörü hayatı boyunca görmediği kadar queer model gördü bu sezon... Ne kadar sevinsem az... Hepsini tanıyın, siz de gururlanın istiyorum.”
Milano Moda Haftası’nda yürüyen top modelimiz Salih Topçuoğlu Twitter’da bu cümlelerle, trans birey ve androjen olan altı meslektaşını teker teker tebrik etti. Bu çıkışı sosyal medyayı ikiye böldü: Kimileri Topçuoğlu’nu moda haftamızdaki ‘cinsiyetsizlik devrimi’nin altını çizdiği için tebrik etti, diğerleri modeli ‘ifşa’ ile suçladı...
Kendisini ‘Twitter aktivisti’ olarak tanımlayan Salih Topçuoğlu, sosyal medyadaki bu çıkışının arkasında: “Bu çeşitliliğe ve görünürlüğe ihtiyacımız vardı. Sektörün her yerinde ‘queer’ çalışanlar var ama model olarak görünürlüğümüz, farkındalığımız ve verilen fırsatlar çok az. Sınırlar çok kesin çizilmişti. Şimdi, markaların tasarımlarında esnemeleriyle, dünyanın değişimine sağladıkları uyumla kullandıkları model skalası da çok değişti. Ayrıca biz modeller de çok değiştik. Saklanmıyoruz, daha özgürüz ve daha bilinçliyiz.”
Topçuoğlu’na göre eleştiriler ayrıca yersiz. Paylaşımı öncesi meslektaşlarının onayını aldığını söylüyor: “Hepsine tek tek yapmak istediğim şeyi anlatıp, fikirlerini aldım. Kendilerini nasıl tanımladıklarını sordum. Benim için bu tanımlar çok önemli çünkü yaşadığımız şiddetlerden biri de bu... Bize ait olmayan, belki içten gelen ama o kadar yanlış kullanılan tanımlarla karşılaşıyoruz ki... Maruz kaldığımız şiddet ise ayrı konu... ”
Ünlü top model Salih Topçuoğlu’nun Twitter paylaşımları tartışma yarattı.
Topçuoğlu’nun tespiti şüphesiz doğru. Öyle ki, her ne kadar paylaşım öncesinde rızaları alınmış olsa da, bazı modeller sosyal medyanın köpürtmesiyle birdenbire spot ışığının altında olmaktan huzursuz... İki model, “Benim için sorun yok ama birinci dereceden yakınlarım, ailem rahatsız olur” diyerek röportaj teklifimizi reddetti. Diğerleri bu durumu seslerinin duyrulması için fırsat olduğunu düşünüyor. İşte LGBTİ top modeller ve yaşadıkları...
‘Trans kadın’ değilim, sadece kadınım
21 yaşındaki Nora Şenkal, Amasya doğumlu. İzmir’de yaşıyor. Sadece bir yıldır modellik yapıyor ancak kariyeri bir hayli ışıltılı. İlk olarak Paris Moda Haftası’nda yürüyen Şenkal, Guy Laroche podyumuna çıktı. I-D gibi prestjli dergilere çekim yapan Şenkal, İstanbul’da iki defilede yer aldı. Şenkal, kuliste farklılıkları şöyle özetliyor: “Paris’te her ne kadar modellere karşı tavırda hatalar görsem de, hiçbir modele bağırıldığına şahit olmadım. Ama İstanbul’da modellere hakaret edilmesi alışılmış bir durum...”
Şenkal, kendisine kimliğinden dolayı farklı bir yaklaşım olup olmadığı sorusunu yersiz buluyor: “Dilerim gelecekte cinsiyet kimliklerimiz ve/veya cinsel yönelimlerimiz bizi tanımlayan sıfatlar olmaktan çıkar; yaptığımız işlerle gündeme geliriz. Birçok yerde benden bahsederken ‘trans kadın’ denildi. Trans deneyimimi hiç saklamadım. Ama bu beni tanımlayacak bir ifade değil. Trans deneyime sahip bir kadınım ben. ‘Trans kadın’ değilim, kadınım. İnsanları trans deneyimleriyle tanımlamak artık tarihe karışmalı..”
İris Mozalar, henüz 19 yaşında bir trans model. Moda haftasında popüler olan isimlerden...
Kendimi bir cinsiyete yakın bulmuyorum
Unkapanı İMÇ’de gerçekleşen, moda haftamızın en ses getiren defilesi Sudi Etuz podyumunun yıldızıydı o. 20 yaşındaki Kaan Şalı. Modellikteki başarısına rağmen, yeterince anlaşılmadığını düşünüyor. Şöyle anlatıyor: “Başta hiç kimse ‘benim gibi’lerle çalışmak istemiyordu. ‘Calling’ dergisindeki çekimim üzerine şansım açıldı. Şimdi işler biraz daha düzeldi. Birilerinin yapıp alkış alması gerekiyormuş demek ki... İtalya’da moda haftasında yürümek istiyorum ama ilk önce buradaki androjen algısını düzeltmemiz lazım.”
Peki nedir bu ‘androjen’ algısı: “Ülkemizde bu ‘sapıklık’ ya da ‘marjinallik’ olarak görülüyor. İkisi de değilim. Kadın ya da erkek kalıbına sığmıyorum, hepsi bu. Bu, bir cinsel yönelim değil. Cinsiyetsizlik, benim için cinsel kimlik ifadesi değil, hayata karşı duruşum.
Fiziksel ve biyolojik olarak erkeğim ama hissiyat olarak kendimi bir cinsiyete yakın görmüyorum.”
Şalı, gündelik yaşamda bu durumun pek de kolay olmadığını söyledi: “Trabzon’da doğup yetiştiğim için şartlar zordu. Üç sene önce üniversite eğitimim için İstanbul’a geldim. Gerçi burada da işler pek parlak değil. Kafalarında bir kalıba sokmak istiyorlar; kadın ya da erkek olmadığım için bu durum onları öfkelendiriyor.”
Moda endüstrisi duruma yüzeysel yaklaşıyor
Peki tasarımcılar bu konuda ne diyor? Moda dünyası ne oldu da farklı yeni yüzleri yükseltme kararı aldı? Podyumda iki trans birey ve bir androjen modele yer veren Sudi Etuz’un yaratıcısı Şansım Adalı “Önemli olan modelin performansı, cinsiyeti değil” diyor: “Modellerime kadın-erkek-trans birey gözüyle de bakmıyorum. Tasarımımı nasıl taşır, defile alanı ile bütünlük sağlar mı, ona bakarım. Kaan Şalı iyi bir model, topukluyla da iyi yürüyor. Kıyafet de ona çok yakıştı. Podyumda androjen Kaan dışında iki trans birey de yürüdü. Rus Mika ve Nora. Onları da seçerken trans bireylere de yer vereyim, sempati toplayayım zihniyetiyle yaklaşmadım. Modellerimin iyi olup olmadığına bakarım, cinsiyet kimlikleri umurumda olmaz.”
Bu sezon podyumda İris Topçular ve Furkan Altın gibi yeni isimlerle çalışan DB Berdan, yıllardır LGBTİ topluluğuna verdiği destekle tanınıyor. Ancak Deniz Berdan’a göre, moda endüstrisinin konuya yaklaşımı yanlış... “Moda endüstrisi her şeyi yüzeysel aldığı gibi bu konuları da dokunmadan, üzerinden köpüğü alıp tüketiyor. ‘İnsan çeşitliliği’ 3-5 sezondur bir trende dönüşmüş vaziyette. Bizim marka olarak duruşumuz ‘trend takip etme’ durumu değil. Başta erkliğe büyük tepkisi olan, ayrıştırılmış herkesi kucaklayan bir ikiliyiz. Aldığımız tepkilerin çoğu destekleyici, kucaklayıcı ve sevgi dolu oldu. Bunu bir trend ekseninde yapma insani gelmiyor bize...”
Kaan Şalı, Sudi Etuz defilesinin süperstarıydı.