Gece müzisyenleri ne yaşıyor? ‘İstek şarkının bilinmemesi işin bahanesi’
Güncelleme Tarihi:
Ankara’daki bir mekânda çıkan tartışmada müzisyen Onur Şener’in canice katledilmesi Türkiye’nin gündemine oturdu. Bu üzücü olayın ardından kulüplerde canlı müzik yapan isimlere ulaştık ve yaşadıklarını kendilerinden dinledik: “Müşteri ödediği parayla herkese hükmedebileceği duygusuna kapılmamalı.”
Müzisyen Onur Şener 2 Ekim gecesi sahneden indikten sonra üç kişinin saldırısına uğradı ve yaşamını yitirdi. Nedeninse ‘istek parça’ yüzünden yaşanan tartışma olduğu iddia ediliyor... Şener ne yazık ki ne ilk ne de son örnek. Sahneye çıkan müzisyenler benzer olayların içinde bulabiliyor kendilerini. Müzisyen Begüm Obiz “Sadece parayla var olmak ve güç gösterisi yapmak isteyen yeni bir tür var” diyor. Ego savaşlarının gece hayatında nabzı yükselttiğiyse hepsinin ortak kanısı...
‘Saldırganlığa meyilli insanı bazen gözünden anlayamıyorsun’
Deniz Yükseler
◊ Çok geç saatlerde başlayan sahne programlarında misafirlerin bazı tuhaf hareketleri oluyor; sahneye bir anda çıkma isteği, istedikleri şarkıları seslendirmemiz ya da sahneye alkol dökülmesi gibi…
◊ Hemcinsimle yaşadığım bir olay olmuştu. Sahnenin ortasına ayağını uzatıp hiç oynatmamıştı. Ya alkolün etkisiydi ya da o an ne yaptığının farkında olmamasından kaynaklanıyordu. Rahatlığından aşırı rahatsız olmuştum, kendisini uyardım. Benimle inatlaşıp ayağını çekmedi. İki-üç şarkı sonra ara verdiğimizde ona tatlı bir dille saygısızlık yaptığını anlatmaya çalıştım. Sonrasında tartışmayı tatlıya bağladık.
◊ İnsanların anlayamadığı bir şey var. Bizleri dinlemeye geliyorlar, biz onlar için özel olarak bir yere gitmiyoruz. Efendi gibi eğlenip, hesaplarını ödeyip sakince gitmeyi bilmeleri gerekiyor. Türkiye’de korkunç bir ego problemi var. Paranın çok el değiştirdiğini düşünüyorum
ve bu, insanlara korkunç bir özgüven veriyor. Saldırganlığa meyilli bir insanı bazen gözünden anlayamıyorsun,bir andakorkunç birinedönüşebiliyor...
‘Herkesi misafir gibi ağırlamanız gerekiyor’
Mert Davran
◊ Sahnedeyken sürekli pozitif, güler yüzlü ve özverili olmanız, oradaki herkesi evinize gelen bir misafir gibi ağırlamanız gerekiyor. Bu bile yeteri kadar zorlayıcı bir durum aslında. İnsanın ruh hali her gün aynı olmayabiliyor.
◊ Öncelikle karşılıklı bir saygı ve hoşgörü olması gerekiyor müşteri ve sahnedeki sanatçı arasında. Ne sahnedeki solist kendini oranın ‘kralı’ sanıp ego yapmalı ne de müşteri ödediği parayla herkese hükmedebileceği duygusuna kapılmalı. Dengeyi koruyabilmek önemli. Malum alkolün bolca tüketildiği bir ortamda promil arttıkça olabilecek tehlikeyi öngörüp işletme ve güvenlik ekibinin de erken müdahale edebilmesi gerekiyor.
◊ Yaklaşık 12 yıldır sahnedeyim, şükür ki çok büyük bir olayla karşılaşmadım hiç. Bunun da çalıştığım yerde yemekli düzenin olması ve erken saatte başlayan bir program yapmamla ilgili olduğunu düşünüyorum.
‘Kulise kapatılıp, ekip arkadaşlarımla tehdit edilip, itilip kakıldık’
Ayçin Asan
◊ Son dönemde profesyonel bir ekiple çalıştığım için herhangi bir zorlukla karşılaşmıyorum.
◊ Konserlere ilk başladığım dönemde sahne süremin, sözleşme saatinden daha fazla olması ‘emredildi’. Kabul etmediğim için kulise kapatılıp, ekip arkadaşlarımla tehdit edilip, itilip kakıldık. Sonra dava açıp kazandık. Ülkemizde maalesef şu algı var; sahnedeki müzisyen ve solist her şarkıyı çalabilir ya da söyleyebilir.
◊ Son yıllarda enflasyona bağlı zamlardan dolayı işletmeler zor durumda. Mekânlar para kazanabilmek için müdavim dediğimiz müşteri kitlesine daha imtiyazlı davranmaya başladı. Bu müşteri portföyünün bir kısmı maalesef bize zor zamanlar yaşatıyor.
Onur Şener, 2 Ekim’de saldırıya uğradı ve yaşamını yitirdi.
‘Yakama takacak adam parayı!’
Begüm Obiz
◊ Alkol konusunda kendi limitlerini aşan dinleyicilere ve onların isteklerine veya ısrarlarına maruz kalabiliyoruz. Sadece şarkı konusu da değil. Bir doğum günü masası, bir değil, birkaç kez üst üste kutlama yapılması için ısrar edebiliyor.
◊ Sahneye çıktığım ilk yıllarda İzmir’de bir mekânda sahnedeydim. Müşterilerden biri tek başına içeri alınmıştı, yaşlıca da bir abimizdi. Sürekli sahnenin yanına gelip benden şarkı istiyordu. İsteğini kibarca onaylayıp ilerleyen dakikalarda söyledim. Ama bitmedi. Yerine oturuyor, tekrar kalkıp geliyor. En son geldiğinde elinde para vardı. Sahneye uzanmaya çalıştı, yakama takacak adam parayı! Nevrim döndü, hemen geri çekilip güvenliği çağırdım. Adamı dışarı aldılar. Edep, adap ve üslup bilmeyen dinleyiciye rastladığımda hâlâ çok sinirlenirim.
◊ Gece hayatında sadece parayla var olmak ve güç gösterisi yapmak isteyen yeni bir tür var. Bizden nice büyüklerin zamanında anlattığı ve şahit olduğu o asil eğlence anlayışı ne yazık ki silinmiş durumda.
‘İçeride daha çok güvenlik şart’
Ezgi Bıcılı
◊ Profesyonel olarak şarkı söylemeye başladığım ilk yıllardı. ODTÜ Vişnelik’te bir konserdeydik. Her şey çok güzel giderken bir anda pijaması ve terlikleriyle bir beyefendi sahneye fırladı. Ben de o an adamın kılığını çok fark etmedim, birine evlenme teklifi filan edecek sanıyorum. Mikrofonu alıp bağırmaya başladı “Uyuyamıyoruz, inin artık” diye. Zaten sona gelmiştik, hızlıca toparlayıp sahneden indik. Lojmanlardaki bir akademisyenmiş. Herkesi idare ediyoruz, işimizin büyük bir parçası bu.
◊ Onur Şener’in öldürülmesini müziğe, sahneye yapılmış bir eylem olarak görmüyorum. İstek şarkının bilinmemesi bu işin herhangi bir bahanesi. Yarın bir mekânda garson bir arkadaşımın da başına aynısı gelebilir. Adam yiyeceği içeceği beğenmez, menüde neden yok der. Bir istek şarkı gelir, bilmiyorsanız başka bir şey çalarsınız, gönlünü alırsınız dinleyicinin zaten veya çalmazsınız, mecbur değilsiniz. Mekân da içeri güvenlikten geçirip soksa, silahını alsa ne yazar? İçeride daha çok güvenlik çalışanı bulundurmak şart.
‘Saygılı, kibar ve nahif biri olmanın zayıflık olarak algılandığı garip bir dönemdeyiz’
Özay Bakır
◊ Normalde yatılı tedavi olması gereken psikiyatrik problemler yaşayan kişilerle trafikte, markette, kısacası günlük hayatımızda hepimiz karşılaşıyoruz. Gece kulüplerindeyse alkolün etkisiyle bu kişilerin agresifleşip etrafına zarar verme olasılığı oldukça artıyor.
◊ Eminim tüm meslektaşlarım sahnedeyken benzer bir kriz yönetmek durumunda kalmıştır. Sahneyle seyircinin dip dibe olduğu sıkışık ve kalabalık mekânlarda bu risk iyice artıyor. Benim de bu kadar ileri gitmediği için kendimi şanslı saydığım birkaç benzer tecrübem oldu.
◊ Gece kulüpleri özelinde güvenlik önlemlerinin arttırılmasının zorunlu kılınması ve bunun denetime tabi olması riski azaltabilir fakat sorunun asıl kaynağı için makro ölçekte bakmak gerekiyor. Her gün kadın cinayetleri, trafik kavgaları, hatta bırakalım gece kulübünü bir çay bahçesinde bile şiddete yatkınlık hayatlarımızın orta yerine oturmuş durumda. Saygılı, kibar ve nahif biri olmanın zayıflık olarak algılandığı garip bir dönemdeyiz. İnsanlar gergin ve öfke dolu; çözümün ise devlet eliyle toplumumuzun sosyolojik fay hatlarının tedavisinde olduğunu düşünüyorum.
Gözden Kaçmasın
Hürriyet.com.tr