Fazla şikâyet usandırıyor, beyne zarar veriyor

Güncelleme Tarihi:

Fazla şikâyet usandırıyor, beyne zarar veriyor
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2022 07:00

Herkesin çevresinde mutlaka sürekli söylenen biri vardır veya o kişi bizzat sizsinizdir. Stanford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre şikâyet etmek beyne zarar veriyor. Sadece şikâyet etmek değil, başkasının sürekli olumsuz sözlerine maruz kalmak da aynı etkiye neden oluyor. MIT profesörü David Rand’ın yaptığı bir araştırmaya göre de ne kadar çok hayatından memnun arkadaşımız varsa mutlu olma olasılığımız da o kadar artıyor.

Haberin Devamı

Dünyadaki olumsuz gelişmeler, zorlu ekonomik koşullar, ilişkilerdeki problemler veya iş stresi sebebiyle negatif düşüncelere kapılmak çok kolay. Ama sürekli şikâyet etmek hiç de göründüğü kadar masum değil. Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre şikâyet etmek aslında beynimize ve ruh sağlığımıza zararlı. Sürekli söylenmek veya bir başkasının olumsuz cümlelerini dinlemek, beynimizin hafıza merkezi hipokampusu kötü etkiliyor. Ne kadar sık şikâyet edilirse olumsuz düşünme olasılığı da artıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) profesörü David Rand’ın Harvard Üniversitesi’ndeyken yaptığı bir araştırmaya göre de nasıl çevremizdeki insanlardan virüs kapabiliyorsak onların davranışlarından da etkileniyoruz. Yani hayatlarından memnun ne kadar çok arkadaşımız varsa mutlu olma olasılığımız da o kadar artıyor. Amerikalı girişimci, yazar, filozof ve dünyanın en ünlü motivasyon konuşmacılarından Jim Rohn’un şu sözlerini hatırlıyoruz: “En çok zaman geçirdiğimiz beş kişinin ortalamasıyız.” Farkına varmasak da sürekli şikâyet eden, bazen en yakınımızdaki eşimiz, sevgilimiz, dostumuz, kardeşimiz veya iş arkadaşımızın bu davranışı, bizim ruh halimizi de olumsuz etkiliyor. Hatta gitgide bizim de hayata negatif bakmaya başlamamız muhtemel. Sürekli söylenme alışkanlığıyla nasıl başa çıkacağımızı konunun uzmanlarına sorduk...

Haberin Devamı

‘Duygu ve ihtiyaçlarını dolaylı yoldan ifade etme biçimi’
Seray Akça, Yeditepe Üniversitesi, Psikoloji Bölümü, Dr. Öğr. Üyesi (Klinik psikolog)

NEDEN ŞİKÂYET EDERİZ?

* Beklentilerimiz karşılanmadığında, işler umduğumuz gibi gitmediğinde, hoşnutsuzluğumuzu ifade etmek istediğimizde şikâyet etme davranışı sergileyebiliriz. Bunun sebebi trafikte çok uzun süre kalma, markette istediğimiz ürünü bulamama gibi gündelik olaylar olabileceği gibi hayat ve iş koşulları, insan ilişkileri gibi daha genel konular da olabilir.
* Günümüzde yaşam daha karmaşık bir hal aldığı için beklenen koşullara kolay erişilemeyebiliyor.
Dolayısıyla şikâyet etmeye yol açan durumlar daha fazla söz konusu oluyor. Hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik arttıkça da zamanla daha karamsar bir bakış açısı gelişebiliyor. Olumlu deneyimlere daha az dikkatimizi verirken olumsuz deneyimleri daha çok hatırlayabiliyoruz.
* Kişi bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyordur ama düzeltileceğine dair inancı vardır; bunun için de şikâyet ediyor olabilir. Yani aslında sorunu çözmek için bu davranışı sergiler. Bu süreçte deneyimlediği olumsuz duyguyla baş etmeye de çalışıyor olabilir. Bunun yanı sıra kişiler anlaşılma, onaylanma, desteklenme gibi duygusal ihtiyaçlarını doğrudan dile getirdiklerinde bunların karşılanmadığını görmüş, ancak şikâyet ettiklerinde diğerinin ilgisini, anlayışını ve sevgisini kazandıklarını sıkça deneyimlemiş olabilirler. Yani aslında şikâyet etme davranışı onlar için duygu ve ihtiyaçlarını dolaylı yoldan ifade etme biçimidir.

Haberin Devamı

NE ZAMAN TEHLİKE ÇANLARI ÇALAR?

* Şikâyet etme davranışı sürekli bir hal aldığında kişiyi ve çevresini zamanla olumsuz etkileyebilir. Kontrol edebilecekleri, değiştirebilecekleri durumlar hakkında bir girişimde bulunmamaya başlayabilirler. Bu durum zamanla karamsar, kaygılı ya da depresif bir bakış açısına sebep olabilir. Kişi şikâyet ederek her ne kadar kısa vadede rahatlasa, ilgi ve sempati görse de uzun vadede diğerlerinin kendisinden uzaklaştığını görebilir. Birinin sürekli karamsar bir bakış açısına sahip olması zamanla olumlu an ve duygu paylaşımını olumsuz etkileyebilir, bu da kişinin tam da istediği
ve ihtiyacı olan yakınlık ihtimalini azaltabilir. Sürekli olarak karamsar bir bakış açısıyla iletişimde olan diğerleri de zamanla kendisini karamsar ve umutsuz hissetmeye başlayabilir.

Haberin Devamı

NASIL MÜCADELE EDİLİR?

* Mücadele edilecek olan kişiler değil; işlevsiz, harekete geçmeyi engelleyen ve yaşam kalitesini azaltan davranıştır. Bu döngüye bazen çevresindekilerden bağımsız, kişinin kendisi de farkında olmadan kapılabilir. Bu gibi durumlarda yaşamda olumsuz olaylar kadar olumlu deneyimlerin de olduğunu hatırlamaya çabalayabilir. Olaylar üzerinde etkisinin olduğu konusunda farkındalığını arttırmak, bu konular üzerinde harekete geçmek önemlidir. Bunları yaparken zorlanan kişiler uzman desteğinden faydalanabilir. Karamsar, şikâyet eden yakınından etkileneceğine dair endişe duyan kişi için de benzer şekilde bir uzman desteği önerilebilir.

Haberin Devamı

Fazla şikâyet usandırıyor, beyne zarar veriyor

‘Klasik bir dışavurum’
Sena Sayın, sosyolog-psikolog

Hayatta olduğumuz süre boyunca yönetmekte zorlandığımız olaylar yaşarız. Şikâyetimizi diğerleriyle paylaştığımızdaysa elbette şiddeti azalır. Klasik bir dışavurumdur. Şikâyet eden içini döktüğünde anlık bir rahatlama yaşar, evet ama bunu sürekli tekrar etmesi fiziksel bir sorun yaratır mı? Bunun cevabı Stanford Üniversitesi’nin yaptığı araştırmada gizli: Bu davranış, beynin kritik düşünme ve problem çözmeden görevli merkezi hipokampusa zarar veriyor. Beynimizdeki bu bölge kısa süreli hafızaya alınan bilgilerin uzun süreli hafızaya aktarılmasında görev yapar. Anılarımızın olaylarla ilişkilendirilmesinde ve yön bulma duyumuzda önemli bir rol oynar. Beynin bu hassas bölgesinin yüksek seviyede strese maruz kalmaktan olumsuz etkilendiğini biliyoruz. Zaman içinde fonksiyonunu kaybederse hafıza sorunlarına neden olabilir.
Sürekli şikâyet etme alışkanlığımız varsa veya sürekli bu davranışa maruz kalıyorsak; en basit önerim, zihinsel aktivite. Yeni beceriler kazanmanın veya yeni bir hobi edinmenin olumlu etkilerini görebiliriz. Yeni bir dil öğrenmek ya da dans etmek, belki yeni bir müzik aleti çalmaya başlamak, yeni yerler keşfetmek… Bu aktiviteler hipokampusta yeni beyin hücrelerinin hayatta kalma olasılığını arttırıyor.

Haberin Devamı

Etrafınızda sürekli söylenen biri varsa...

Çevremizdeki biri her konuda şikâyet etmeyi alışkanlık haline getirdiyse ona nasıl tepki veriyoruz ve bu davranışla nasıl başa çıkıyoruz? Farklı sosyal çevrelerden ve mesleklerden kişilere görüşlerini sorduk.

Fazla şikâyet usandırıyor, beyne zarar veriyor

‘Konuyu değiştiriyorum’
E.S., 46, halkla ilişkiler ajansı yöneticisi

Ben şu sistemi uyguluyorum: Söylenmeye başladığında konuyu değiştiriyorum. Eğer hâlâ devam ediyorsa dinliyormuş gibi yapıp başka hayallere dalıyorum. En son dayanamayıp şikâyetlerini dinlemek istemediğimi söylüyorum. Maalesef bu kişilere bence biz yardımcı olamayız. Terapi görmeleri gerekiyor. Güzellikle bu konuda uzman bir isme yönlendirebiliriz ya da hayatımızdaki rolünü minimuma indirebiliriz.

‘Benim derdim bana yeter’
T.İ.İ., 38, avukat
Etrafımda sürekli negatif konuşan insanları barındırmıyorum. Benim derdim zaten bana yetiyor. Çok mecbur kalırsam, sırf kibarca diyalog kurmak için mesleğiyle ilgili sorular soruyorum. Herkes az ya da çok işinden bahsetmeyi seviyor.

‘Maruz kalınca kaçıyorum’
Ö.Ç., 39, şirket sahibi, dijital içerik üreticisi
Bu davranışla başa çıkmaktansa oradan kaçıyorum. Bir şekilde maruz kalırsam bırakıyorum, yorulana kadar konuşsun. Ben başka şeylerle ilgileniyorum. Beni kilitlemeye kalkarsa da kibarca lavaboya gideceğimi söyleyerek kalkıyorum. Yarım saat sonra geri dönüyorum, o zamana kadar ne konuştuğunu unutuyor. Zaten sonra ayrılma vakti geliyor.

‘Güzel sözler söylüyorum’
H.İ.G., 39, öğretmen
Eğer bu davranışı sergileyen kişi kadınsa genelde sevgilisindenya da eşinden mutsuz olduğunu veya anlaşacağı biriyle tanışamadığını anlatıyor. O zaman anlıyorum ki kendini yalnız hissediyor ve ilgi görmek istiyor. Ona kendini mutlu hissetmesini sağlayacak güzel sözler söylüyorum. Eğer erkekse konu mutlaka maddi zorluklara geliyor. Konuyu şakaya vurmak burada daha etkili oluyor.

Fazla şikâyet usandırıyor, beyne zarar veriyor

‘Ruh halimi bozuyorlar’
S.O., 65, ev kadını
Etrafımda birileri sürekli söyleniyorsa bu beni de kötü etkiliyor. Hiçbir şeyden zevk alamıyormuş, mutlu olamıyormuş, hayatın çok önemi yokmuş gibi hissediyorum. Bazılarına destek olmaya çalışıyorum ama kimilerinden de artık kaçıyorum. Bana kötü örnek olup ruh halimi bozuyorlar.

‘Gerçekten kafa açıyor’
C.N.B., 20, öğrenci
Genelde çevremdeki birinden sürekli şikâyet duyduğumda, o kişi için ‘gerçekten kafa açıyor’ diyorum. Arkadaşlarımla da şakasına bu terimi kullanıyoruz bazen. Hayat zor ve şikâyet etmek gayet normal. Ben de bazen herkes gibi bunu yapıyorum. Ancak sürekli şikâyet etmek hayattan zevk almayı da engeller bana göre.

‘Onları mutlu edemezsiniz’
E.C.S., 38, finans yöneticisi
Bu insanlardan bence uzak durulmalı. Eş dost, akraba, sevgili hiç fark etmez. Yaklaşmayın, onları mutlu edemezsiniz. Bence kaçın!

‘Dinliyor gibi yapıyorum’
E.K., 31, grafiker
Ben genelde bu insanları dinliyormuş gibi yapıyorum. Tonlaması da sürekli aynıysa oraya odaklanmamak daha kolay oluyor. Örneğin, o negatif cümleler sarf ederken ben ‘Tıvorlu İsmail’in popülaritesinin yöresel halka olan olumlu ve olumsuz sonuçlarını’ düşünebiliyorum. Aklımdan böyle saçma düşünceler geçiyor.

 

BAKMADAN GEÇME!