Güncelleme Tarihi:
Stüdyoya eteği, hırkası ve spor ayakkabılarıyla geliyor. Sahnede gördüğünüz o görkemli
kadın, özel hayatında bir o kadar sade. Şarkılarındaki gibi hem duygusal hem kıpır kıpır. Çok güzel yüz hatları var. Ekibiyle artık çok sıkı dost olmuş. Kahkahalar havada uçuyor. Çekim için kostümlerini giydiğinde de adeta bambaşka bir enerjiye geçiyor. Başlıyoruz sohbete...
◊ Bu sene Pantene Altın Kelebek En İyi Şarkıcı ödülünü kucakladın. ‘Önümüz Yaz’ şarkın hâlâ hit. Eski şarkıların gündemde olmaya devam ediyor. Peki, senin için 2024 nasıldı?
Bu sene çok daha sakinleşen, daha kararlı, ne yaptığından emin, ne istediğini çok iyi bilen bir Simge vardı.
◊ Sen hep öyleydin zaten...
Evet, ama bence bu sene diğer senelerden daha farklı; daha farkında, daha ne istediğini ve isteyeceğini bilen, çok daha kararlı haldeydim. Daha dik duran, gurur duyduğum biri oldum. Bir yandan daha içe döndüm. Daha asosyal ama işin içinde hep müzik yapan, kendi hayatını yaşayan, kendi özgürlük alanını, sınırlarını çizmiş bir Simge’yle beraberdim. Çok konser verdim, çok fazla tekli çıkardım, şarkılarım çok dinlendi ve çok heyecanlı, keyifli bir yıldı. Mutlu, doyuma ulaşmış ve daha fazla motivasyona sahip biriyim.
◊ Kariyerinin en başından beri tanışıyoruz. Türkiye’de 90’lardaki kadar çok popstar yok. Ama sen adım adım o noktaya ulaştın. Harbiye konserleri, stadyumları inleten şarkılar... Senin sırrın ne?
İnsanların kalbine giden ilk şey şarkılardı, çok sevdiler, ben de hep iyi şarkı yapmaya çalıştım. Benim duruşum da onlara geçti galiba, bir anda evin kızı, çocukların ablası, genç kızların arkadaşı oldum.
◊ Genç erkeklerin de aşkı oldun...
Olabilir. Bunun yükselerek sevgiye dönmüş olması benim adıma büyük bir mutluluk.
◊ Beste yapıyorsun. Ama şarkı sözlerini başkalarından alıyorsun...
Evet, beste yaptıktan sonra söz yazarlarına koşuyorum.
◊ Peki, iyi şarkı sözünü nasıl buluyorsun?
Sanırım en büyük his kalbimde oluşuyor. Şarkı başlıyor, 10’uncu saniyede “Tamam bunu alıyorum” diyorum, devamını dinlemiyorum bile. Tamamen kalbimin sesini
dinliyorum, çok klişe biliyorum ama ben kalbimin ekmeğini yiyorum. Ve kalbimi takip ettiğim
için bugün buradayım. Ne zaman kalbimi dinlemedim, bir başkasına akıl danıştım, başkasının fikrini kendi hayatıma adapte ettim, o işler olmadı.
◊ Yıllar önce bir röportajımızda “Çok zor dönemlerim geçti, parasızdım, sadece makarnayla besleniyordum. Arkadaşlarım buzdolabımı açarlardı, içini boş gördüklerinde çaktırmadan içini doldurmaya çalışırlardı” demiştin. Şimdi o günlerdeki Simge’yi görsen ne derdin?
O sıkıntıları yaşarken de içimden bir ses bana ‘Geçecek, takılma’ diyordu. Yine de çok ağlıyor, üzülüyor, kaygılanıyordum. Çünkü gelecek çok kaygılı gözüküyordu. İstediğim gibi gitmeyen bir kariyer hayatım vardı, tek başımaydım, işim ve param yoktu. Aileme karşı da burnumdan kıl aldırmıyor, onlardan para istemiyordum, ucu ucuna bir hayat yaşıyordum. O günlerin bana büyük öğretileri oldu. Şimdi o Simge’ye teşekkür ediyorum, aşırı sabırlı ve güçlü bir kızmış. O gücü kaybetseydim bugün muhtemelen beni tanımıyor olurdunuz. Benim artık o kıza bir şey söylememe gerek kalmadı. Allah’ın sevgili kuluymuşum. Hep de doğru insanlarla bir araya geldim çok şükür.
◊ O zaman, Türkiye’nin en iyi kadın şarkıcı ödülünü alacaksın, bir sürü ödül, açık hava konserleri... Tahmin eder miydin?
Hayal etmiştim, bunu hep istiyor, gerçekmiş gibi kafamda kurguluyordum. Bugün spiritüel kitaplardan ya da YouTube’dan öğrendiğim bilgilere şu an şaşırıyorum. O bilgilerin hepsini, ben bilmeden uygulamışım. İnsan hayaline inanmazsa sana kim inansın? Mümkün değil, başka türlü bir şey gerçekleştiremezsin yani, o hayaller seni bugüne getiren tuğlaların hepsi aslında, üst üste koydum ve gerçekleştirdim.
‘HAYAT ÖNCE SENİ BİR TOKATLIYOR, YERE DÜŞÜYORSUN...’
◊ 2014’te ‘Bip Bip’ şarkını çıkardın, ardından asıl patlayan şarkın ‘Miş Miş’ çıktı...
Dün gibi ya.
◊ Bu yolculukta seni en zorlayan neydi?
‘Miş Miş’ten önceki dönem beni çok zorladı. Daha az tanınıyordum, sonra yavaş yavaş şarkılar yapıldı, dinleyici kitlesi büyüdü, müziğim daha çok insana ulaşmaya başladı. Tabii tozpembe değildi. Çok büyük anksiyeteler yaşadım. Eskiden gelen sıkıntıların dışavurumu hemen çat diye olmuyor. Yıllar sonra gelip seni bir boşlukta buluyor. Baba kaybı gibi olayların da stresi, üzüntüleri benden bir ara çok sert çıktı. E, hayat öyle hemen ‘Rahatımız yerinde’ dedirtmiyor, önce seni bir tokatlıyor, yere düşüyorsun, ne oluyor diyorsun, o sırada bir sürü sorgulamanın içine giriyorsun. Ben de o sorgulamanın içinde zorlandım ama o kadar güçlü bir karakterim ve yenilmez bir ruhum var ki pes etmedim. Bunu okuyan herkese söylüyorum; her şey geçiyor, bir sıkıntı geçiyor, başka biri geliyor, korkmasınlar. Sürekliliği olan bir sıkıntı dünyada yok. Biter, yenisi gelir, o yüzden güçlü olmamız gerekiyor.
‘SANKİ HİÇ SEVGİLİ OLMAMIŞIZ GİBİ ARKADAŞ OLDUK’
◊ Müzik kariyerinin en önemli taşlarından biri Ozan Bayraşa. Uzun süre birlikteydiniz, o dönem yaptığınız şarkılar hit oldu, sonra araya ayrılık girdi. Ve beş yıl sonra yeniden çalışmaya başladınız...
Evet, bir gün onu aradım, “Biz çalışalım” dedim. Çünkü bana da ona da haksızlıktı; “Biz birbirimize bu kadar iyi gelirken, ben neden heyecanı dışarıda arıyorum ya da sen heyecanı neden başkalarında arıyorsun? Gel beraber müzik yapalım” dedim. Artık zaten birçok şeyi aştık, üzerinden çok uzun zaman geçtiği için kendimizi çok tatlı şekilde toparladık, sanki hiç sevgili olmamışız gibi arkadaş olduk. Ve bu çok kıymetliydi. Şimdi müziğimizi çok büyük bir aşkla ama arkadaşlık içinde yapıyoruz.
◊ Aynı odada müzik yapıyorsunuz, geçmişte çok büyük bir aşk yaşamışsınız, hiç mi insanın aklı diğerine kaymaz?
Aşkın bitmediyse ve onu görmeye devam ediyorsan bu dediğin olabilir. Ama ikimizde de bitti, hayatımıza o dönem başka insanlar girdi. Ozan’dan sonra benim uzun süreli bir sevgilim olmuştu. O taşlar oturunca yan yana gelip iş yapabiliyorsun, bir duygun olsa yine işler çok karışır.
◊ İlişkinizi bitiren şey iş ve ilişki bir aradayken verilen mücadele miydi?
Bir kitapta okumuştum; “Karşılıklı aşkını o kadar çok veriyorsun ki sonunda tamamını bitiriyorsun ve hiçbir şey kalmıyor” yazıyordu. Çünkü kimseyle görüşmüyorsun, sadece iki sevgili görüşmek istiyorsun ve sonunda duygu olarak alacak, verecek bir şey kalmıyor. Bizde de o kalmadı büyük ihtimalle. Ama şu an, Allah bozmasın, çok güzel müzik yapan iki müzik insanıyız.
‘KONFOR ALANI BENİ SIKIYOR, RİSK ALMAM LAZIM’
◊ Bu yaz çıkardığın çok sevilen ‘Önümüz Yaz’ şarkısının prodüktörü Ozan Bayraşa’ydı. 2025’te de ikinci albümün geliyor. Onda da birlikte mi çalışıyorsunuz?
Evet, onun da prodüktörlüğünü Ozan üstlendi. Nisan ayına yetiştireceğiz. Beraber çok acayip bir albüm hazırlıyoruz. Bütün aklımız fikrimiz şarkılarda, önümüzü görecek zamanımız yok. 12-13 şarkı olacak. Mabel Matiz, Sezen Aksu, Yıldız Tilbe, Ersay Üner... Hepsinin sözlerini topladım albümde. Türkiye’deki şu an en kıymetli müzisyenler yine bu albümün içinde.
◊ Herkesin single çıkardığı dönemde bu delilik değil mi?
Konfor alanı beni sıkıyor, risk almam lazım. Çok çocuklu evler vardır ya, sürekli yeni bir bebek doğar, ben öyle bir müzik planı yaptım kendime. Çok şarkım olsun istiyorum çünkü onları da kendi çocuklarım gibi görüyorum, ne kadar çok şarkı
o kadar mutluluk, dans, hüzün demek.
‘Icardi benim kısmetimi kapatıyor, ben evde oturuyorum’
◊ Ne zamandır kalbin boş?
İki seneyi geçti. Hiç kimseyi de ne beğeniyor ne de bir şeyler hissediyorum.
◊ Kaçamaklar da mı yok?
Kaçamak da yok, inan. Flört dahi yok.
◊ Zor mu beğeniyorsun?
Ben mi zor beğeniyorum yoksa onlar mı benden korkuyor anlamıyorum.
◊ Ne yapacaksın? Bu böyle gitmez.
İnsanlara güvenemiyorum. Evime birisini almak bile çok büyük bir sorun benim için.
◊ Ne seni böyle yaptı?
Günümüz insanının davranış şekilleri, toksiklikleri, ilişkilerdeki o menfaatçilik…
◊ Aşk demişken şu soruyu sormamak olmaz; Icardi’nin geçenlerde seni sosyal medyada takip ettiği, aranızda bir şeyler olabileceği söylendi. Ne demek istersin?
Hiç takipten çıkmadı ki, başından beri takipleşiyoruz. Bana karşı hiçbir şeyi yok; sadece şampiyonluk maçına davet etti, gittim, hayatımda ilk kez orada gördüm, bir daha da görmedim. Ve gerçekten olan şeylere inanamıyorum. Bu arada insanların hayal dünyası bana o kadar büyük bir hizmet etti ki… O kendini çok sevdirdi, onun varlığı ve başarısı bana da yansıdı ve benim şarkımı patlattı. Ona çok teşekkür ederim. Ama ne benim hayatımda o var, ne onun hayatında ben.
◊ Bunu defalarca söylesen de yeniden sorulmasından fenalık gelmedi mi?
Artık geldi. Bir ara hoşuma gitti, şarkı koptu gitti falan. Ama şimdi gerçekten Icardi benim kısmetimi kapatıyor, ben evde oturuyorum (gülüyor).
◊ Peki, aşkı nasıl anlatırsın?
Aşk manyaklık, bulutlarda uçmak, ne yaptığını bilmeme hali, şuursuzluk… Şimdi aşk yok ama yine de aşkı şarkılarda hissedebiliyorum. Bak şimdi âşıkken paçavraya döndüğüm hallerim aklıma geldi, gerçekten böyle toparlanamaz bir şey oluyordu, şuursuzca bulutların üstünde geziyordum. Tekrar bu duyguya düşmek istiyorum, 2025 haritamda büyük bir aşk yaşayacağım çıkmıştı. Ama yemek yerken keyif alabileceğim, film izlerken beraber ağlayabileceğim biri olmalı. Tip değil, beni en çok etkileyen şey ruh. Ruh çektikten sonra beden isterse 150 kilo olsun fark etmez.
‘2025’TE GÜZEL BİR AŞK YAŞAYAYIM’
◊ 2025 dileklerin neler?
Çok gezmek istiyorum. Yeni spor deneyimleri gerçekleştirmeyi hedefliyorum. Yeni şarkılar ve albüm var. En büyük dileğim âşık olmak, güzel bir aşk yaşamak, enerjimi yerine getirsin. Neşe, bol kahkaha, arkadaşlarla, aileyle sağlıklı, güzel, keyifli, harika bir 2025 diliyorum kendime ve bütün dünyaya. Evrenin ihtiyacı olan en büyük şey sevgi. Bol sevgi diliyorum.
◊ En unutamadığın yılbaşı gecen nasıldı?
Yurtdışında bir yılbaşı gecesi farklı yerlerde konserimiz vardı. Biri Almanya’da, biri de Hollanda sınırında. Sonra Türkiye’de sahne alacaktık. Saat farkından dolayı üç kere yeni yıl kutladık.
‘DÜŞSE DE YERDEN KALKMAK ZORUNDA OLAN TİPLERDENİM’
◊ İstanbul’da doğuyorsun. Nasıl bir ailen vardı?
Babam müzisyendi, rahmetli oldu. Annem ev hanımı, ben doğmadan önce çalışıyormuş. Üç kardeşiz, bir ablam ve erkek kardeşim var, ben ortancayım. Annem Arnavut, babam İstanbullu, tatlı bir ailede büyüdük.
◊ Konservatuvar eğitimi aldın mı?
İstanbul Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Ses Eğitimi Bölümü’nde okudum. Konservatuvarda okurken ilk teklif geldi ve sahneler başladı, sonra Serdar Ortaç, Gülşen, Yaşar, Zeynep Dizdar’la çalıştım, hepsine uzun dönem vokal yaptım. Çok güzeldi, okul gibiydi, çok şey öğrendim.
◊ Yemek alacak kadar paranın bile olmadığı o zamanlar... Neydi sebep?
Benim en saf halimdi, herkese inanıyormuşum demek. Ve bir ara işler ters gitti, şu an oraya baktığımda iyi ki olmuş. O günkü sıkıntıları aşarak bugüne geldim. Dünyada bence iki çeşit insan var, vazgeçenler ve vazgeçmeyenler. Vazgeçenler hayatının her döneminde kaybeder. Ama ben diğer taraftayım, düşse de yerden kalkmak zorunda olan tiplerdenim.
‘Evde pijama, terlik, yüzünde maskesi olan biriyim’
◊ Sahnede çok seksi bir Simge var. Özel hayatında çok daha spor giyinen biri olarak görüyoruz seni...
Sahneye özeniyorum, kıyafetlerim, saçım, çalışacağım ekip, her şeyime çok dikkat ediyorum. O hazırlık herhalde size yansıyor. Gündelik hayatımda da sahnenin aksine en normal halimle olmalıyım kafasındayım. Makyaj yapmıyorum, spor ayakkabı giyiyorum. Evde pijama, terlik, yüzünde maske olan biriyim.
◊ Diyelim bir adam seni sahnede görüp vuruluyor, sonra özel hayatındaki halinle karşılaşıyor. Şoke olmuyor mu?
Şu an adam yok ki şoke olsun, olsa şoke ederiz (gülüyor). Aslında bu dediğini deneyimledim. Bir keresinde yüzümü yıkadım, makyajı çıkardım; “Bir de buna bak” dedim.
O bence insanın seni gerçekten sevip sevmemesiyle ilgili bir şey. Zaten en büyük sıkıntım da burada başlıyor.
◊ Nedir o?
‘Beni neden seviyor’ sorusu. Karşımdaki ben olduğum için mi, başarılı olduğum için mi, yoksa ünlü olduğum için mi bana geliyor, beni en çok korkutan şey bu.
◊ Nasıl ayırt ediyorsun?
Artık ayırt edebilecek kıvama geldim. İnsanların yaklaşımından anlıyorum.
◊ Sen gerçekten ilgi duyuyorsundur ama onun niyeti farklıdır. Bunu yaşadığın, kalbinin kırıldığı oldu mu?
Yaşadım. Mesela bir zamanlar görüştüğüm, flört ettiğim biri vardı. Sürekli dışarıya çıkmak istiyordu, görüntülenmek istediğini anladığım anda bitirdim. Böyle bir şey olunca da içime dönüyorum, düzgün ve gerçek bir ilişki yaşayamayacak mıyım diye sorguluyorum. Maddi olarak erkekten güçlü olmak da ilişkinin dengelerini bir zaman sonra bozuyor ve dengesizleştiriyor. Ancak onu kaldırabilen birisiyle beraber olunabilir, o da varsa beklemedeyiz.