Güncelleme Tarihi:
Sosyal iş ağı LinkedIn, nisanda 15 bin 900 tam zamanlı çalışanıyla topluca tatile çıktı. 740 milyon kullanıcısı olan bir şirketin bir hafta boyunca hep birlikte ‘kafa izni’ yapması büyük şaşkınlık yarattı. Oysa Google geçen eylülde bir gün, Facebook’sa Şükran Günü haftasının tamamında çalışanlarına izin vermişti. Çalışmadığın an geriye gittiğin bir sektörde ardı ardına gelen izin haberlerinin altında yatan neden ‘tükenmişlik sendromu’...
Türkiye’de de pek çok şirket çalışanlarının psikolojik sağlığını korumak adına birtakım projeler yürütüyor. Örneğin, Great Place to Work Enstitüsü’nün ‘Türkiye’nin En İyi İşvereni’ sıralamasında ikinci sırada yer alan GittiGidiyor bir süre önce ‘Uzaktan Çalışma Tüzüğü’ yayımladı. ‘Zoom yorgunluğu’nu azaltmak, iş-özel hayat dengesini desteklemek, toplantı verimliliğini arttırmak, ekibin birbirini desteklemesini sağlamak amaçlanıyor.
İŞİMİZİ ÇOK SEVSEK BİLE...
Bu tüzük doğrultusunda çalışanlar öğle yemeğini çalıştıkları yerden uzakta yemeye, spor yapmaya, iş dışındaki sorumlulukları yerine getirmeye dikkat edeceklerine, birbirlerine empatiyle ve toleransla yaklaşacaklarına dair söz veriyor. Liderlerse çalışanların düzenli olarak izin aldığından emin olacaklarına, iş dışı sorumluluklarını yerine getirmeye teşvik edeceklerine dair söz veriyor.
Benzer şekilde pek çok kurumsal şirket çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimi için eğitim programlarını çeşitlendiriyor, psikolojik destek sağlıyor, iş-yaşam dengesine yönelik seminerler düzenliyor, aile bireylerini kapsayan etkinlikler tasarlıyor, toplantı sayı ve sürelerini sınırlandırıyor.
Peki tükenmişlik sendromu tam olarak nedir? Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘başarıyla yönetilemeyen kronik işyeri stresi’ olarak tanımladığı bu fenomen için, şirketlere örgüt psikolojisi alanında destek sunan Well’n Work ekibinden klinik psikolog Melis Tiftikçi şöyle diyor: “Çok sevseniz bile bir işi bir anda yapmak istemediğinizi, hayata dair ümidinizin azaldığını, dikkatinizin dağınık olduğunu, tahammülünüzün azaldığını hissediyorsanız, daha sık hastalanıyorsanız tükenmişlik sendromuyla karşılaşmış olabilirsiniz.”
Dünyanın önde gelen danışmanlık şirketlerinden Egon Zehnder’in Türkiye yönetici ortağı Murat Yeşildere de bunun küresel bir olgu olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Yeniden yapılanma ihtiyacı var. Yöneticiler şöyle düşünmeli: Ekran karşısında geçirdiğimiz zaman çalıştığımız zamana eşdeğer değil. Makineleri boşa çalıştırmanın anlamsızlığı neyse, ucu bucağı olmayan toplantılarla insanları meşgul etmenin mantığı da o!”
SONU DEPRESYON, HASTALIK...
Psikolog Melis Tiftikçi, bu sendromun tedavi edilmemesi durumunda bireylerde depresyona dönüşme ya da kalp hastalıkları gibi ciddi fiziksel hastalıklara neden olma riskine dikkat çekiyor ve insanların başka bir iş bulmadan işten ayrılmalarında artış gözlemlediklerini söylüyor.
TOHUMLAR ÇOCUKKEN ATILIYOR
En çok iş hayatı kapsamında ele alınsa da esasında uzun süre ev işi yapmak, hasta birine bakmak, yoğun sınav temposunda baskı altında bir öğrenci olmak gibi durumlarda da tükenmişlik sendromuyla karşılaşabiliyoruz. Gelecek nesillerde tükenmişlik sendromuyla daha az karşılaşmamız için ebeveynlere de görev düştüğünü söyleyen klinik psikolog Melis Tiftikçi: “Çocuklarımızı başarılı olmaları için baskı altında tuttuğumuzda, başarılı olduklarında kucaklayıp başarısız olduklarında arkamızı döndüğümüzde onları ‘başarılarına bağlı olarak’ sevdiğimiz mesajını vermiş oluyoruz. Böylece yetişkin olduklarında da başarılı olmazlarsa değersiz hissedecekleri için kendilerini yıpratacakları miktarda çalışıyorlar.”
NE YAPMALI?
ÇOK DEĞİL AKILLICA ÇALIŞIN
Uzm. psk. Melis Tiftikçi
* İş yaşantımızın, evdeki sorumluluklarımızın aslında hayatın sadece bir parçası olduğunu hatırlayın.
* Olmak istediğimiz kişiyle olabildiğimiz kişi arasındaki fark açıldıkça tükenmişlik sendromuyla karşılaşma riskimiz artıyor. Ruhsal olarak beslenin, sanatla ilgilenin, birine veya bir amaca yardım edin.
* Stresle baş etme becerilerinizi geliştirin. Nefes egzersizleri, mindfulness (bilinçli farkındalık)çalışmaları etkili olabilir.
* Hayır demeyi öğrenmek önemli.
* Çok değil, akıllıca çalışın.
EN ÇOK KİMLER TÜKENİYOR?
BEKLENTİSİ YÜKSEK OLANLAR DİKKAT!
* Genellikle daha çok yüz yüze iletişim gerektiren sektörlerde oluyor. Sağlık çalışanları, öğretmenler, güvenlik görevlileri, polisler en çok karşılaşan gruplar.
* Yaptığımız iş bizim değerlerimizle örtüşmüyorsa daha kolay tükeniyoruz.
* Hayattan ve kendisinden yüksek beklentisi olan insanlar, mükemmeliyetçiler, hayır demekte zorlananlar, kendini suçlama eğiliminde olanlar daha çok etkileniyor.
ŞİRKETLER NELER YAPIYOR?
BİLGİLENDİRME
Alarko Carrier
Çalışanların ev ve iş hayatını dengeleyebilmeleri için webinar’lar düzenleniyor. Psikolojik desteğe ihtiyaç duyan çalışanlar önce işyeri hekimlerine, gerek olursa da psikoloğa yönlendiriliyor. Çalışanlara ‘eve kapanmaları ama içlerine kapanmamaları, çevreleriyle
iletişim halinde kalmaları’ tavsiye ediliyor.
KAFA İZNİ
GittiGidiyor
Kendini geliştirmek isteyen çalışanlar için LinkedIn Learning, Udemy gibi eğitim ve Grokker, English Ninjas, Meditopia gibi sağlık uygulamalarına üyelik sunuluyor. Ücretsiz psikolojik destek, diyetisyene çevrimiçi ulaşım sağlanıyor. Çocuklar için jimnastik, ritim atölyeleri; velilere seminerler düzenleniyor. Toplantı süreleri 25-55 dakikayı aşmıyor. Çalışanlar ihtiyaç duyduklarında ‘Kendimi iyi hissetmiyorum’ izni kullanabiliyor.