Estetik bağımlılık yapar mı? ‘Şuramı da doldurtayım, bu son...’

Kimisi için tek seferlik yapılan küçük bir işlem yeterli olurken kimisi için tekrarlanmaması kaçınılmaz... Peki hangisi doğru? Uzun zamandır hayatımızda olsa da son günlerde adını sıkça duyduğumuz estetik uygulamaların çeşitliliği gitgide artıyor. Bu çeşitlilikten faydalanmak isteyen gençlerin de sayısı yükseliyor. Estetik işlem yaptıranlarda yaş bir hayli düştü. Estetik cerrahi uzmanı Prof. Dr. Reha Yavuzer “Estetik işlemlerde ve ameliyatlarda yaşın 16-17’ye kadar gerilemiş olduğunu görüyoruz. İsteklerine hızlı ve geciktirmeden çözüm arayan 20’li yaşlardaki kadın-erkek yeni kuşaksa giderek cerrahi ve cerrahi dışı estetik işlemlerdeki ana tüketici grubunu oluşturmaya başlıyor” diyor. ‘Estetik bağımlılık yapar mı? Estetik yaşı neden düştü’ sorularını uzmanlara yönelttik.

‘Sosyal medyayla birlikte talep çok çok arttı’

‘Bağımlılık değil, bize iyi gelen
uygulamanın sürdürülme ihtiyacı’

Estetik bir uygulamanın sürekli yapılması işlemin geçici oluşundan ve etki süresi geçtikçe yinelenmesinden de kaynaklanır. Botoks, dolgu, mezoterapi uygulamaları, kimi lazer, radyofrekans uygulamaları bu gruba girer. Bu bir bağımlılık değil, bize iyi gelen bir uygulamanın sürdürülme ihtiyacıdır.

Botoks, dolgu, mezoterapi, PRP, somon DNA gibi işlemler yılda birkaç defa tekrarlanır, etkileri geçicidir. Cerrahi işlemlerse kalıcı sonuçlar verir, aynı işlem nadiren tekrarlanır. Burun estetikleri bazen revizyona ihtiyaç duyar, meme protezlerinin uzun yıllar sonra değişmesi gerekebilir, mide küçültme ameliyatından sonra sarkan derilerin toparlanması 1-2 yıla yayılmış ameliyatlarla gerçekleşir. Cerrahi işlemler, genellikle bir ihtiyaç üzerine yapılır. Hastalar eğer burun estetiği yaptırıp daha sonra göz altı torbalarını aldırmışsa bunu gençliğin korunması ve iyi görünme çabası olarak değerlendirmek gerekir.

Prof. Dr. Akın Yücel

‘Hekimler gerçekçi beklentiler önermeli’

Önemli olan hekim ve hasta arasındaki ilişki. Eğer hasta gerçeklerle bağdaşmayacak beklentilere girip ihtiyaç dahilinde olmayan işlemleri istiyorsa sıkıntı yaratır. Hekimler gerçekçi beklentiler önermeliler.

Hastanın fiziksel bir bozukluğu yoksa genelde cerrahi işlemlerde bir bağımlılık oluşmaz. Bir cerrahi işlem başarılı gerçekleştiyse hasta bir daha bu işleme girmez, hekim de bu işlemi tekrarlamak istemez.

Cerrahi dışı estetik işlemlere, özellikle dolgu, botoks ve yüz gençleştirecek işlemlerde tekrarlar gerekli olabiliyor. Dolgu uygulamaları bir sene etkin olur ve hastanın ihtiyacı olması durumunda tekrarlanabilir.

Dr. Mustafa Bayram

‘Yaşlanmayı estetik cerrahiyle durduracaklarını zannediyorlar’

 Eğer ilk yaptırdıkları estetik işlemi başarılıysa yani uzmanına gitmişlerse hastalar hep işlem yaptırmak istiyorlar. Çünkü yapan uzmanın eli iyiyse hastalar kısa zamanda küçük dokunuşlarla aniden hazır olmadıkları bir güzelliğe kavuşuyorlar.

Ardı ardına işlem yaptırmaktansa sürdürülebilir güzellik uzun vadede hastaları daha mutlu ediyor. Mesela Fransız askısının 5-7 yıl etkisi oluyor. Yani artık medikal estetik işlemleri, plastik cerrahi işlemlerini yakalamaya başladı. Çünkü bu işlemlerde narkoz yok, dikiş yok, kesim yok, iyileşme süreci ve ağrı yok. Çok basit işlemlerle teknolojiyi kullanarak yapılan harika estetik işlemler var.

Eğer sosyal medya bu kadar ilerlemeseydi estetik de bu kadar revaçta olmazdı. Telefonlardan o özçekimlerin (selfie) yapılması da estetik işlemlerin artmasını körükleyen olaylardan biri. Özellikle kök hücreler, vampir facelift’ler, botoks, dolgular hep bunun için. Tabii ki sosyal medya estetik talebini çok çok arttırdı.

Cerrahi işlemlerde bazı hastaların işlem bağımlılıkları var. Bir kere yaptırıyorlar, olmadı deyip ikincisini, üçüncüsünü... 8-10 kere burun ameliyatı olan insan var. Yaşlanmayı estetik cerrahi ameliyatlarla durduracaklarını zannediyorlar.

Medikal estetik hekimi Nihat Dik

‘5 yıl içinde Y ve Z kuşakları işlemlerin yüzde 80’ini tüketecek’

Jenerasyon farklılıkları, teknolojik değişim, dijitalizasyon, globalizasyon ve genel olarak estetik algısının önem kazanması bu süreçte önemli unsurlar. Tıbbi açıdan da işlemlerin eskiye göre çok daha kolay ve güvenli yapılabilmesi ve yapılabilenlerin belirgin olarak artması da destekleyici faktörler.

Y ve Z kuşakları artık estetik işlemlerin en önemli tüketicileri olma noktasına geliyor.
Bu iki kuşağın önümüzdeki beş yıl içerisinde estetik işlemlerin yüzde 80’ini tüketen grubu meydana getirecekleri öngörülüyor.

Erken yaşta işlem için başvuran bireylerde detaylı bir değerlendirme yapmak şart.

Bu genç yaş grubunda estetik burun ameliyatı, kepçe kulak ameliyatı, meme küçültme ameliyatı, meme büyütme ameliyatı en sık başvurulan işlemlerdir.

Gerek olmadığı takdirde göz kenarında çekiklik, kaş kaldırma, yanak yağlarının alınması, çene implantları, yüz bölgesinde şekil değiştirici ameliyatlar, endoskopik germe işlemleri, liposuction ve benzeri beden şekli değiştiren işlemler çok genç yaşlarda tercih edilmemelidir. Bu taleplerde plastik cerrahın değerlendirmesi, başvuran kişinin beden, ruh hali gibi 360 derece bir analizi şarttır.

Gerektiğinden fazla veya uygun olmayan şekilde ve zamanda yapılan işlemlerse
hem birey hem toplum için büyük kayıplara neden olabilir.

Estetik cerrahi uzmanı
Prof. Dr. Reha Yavuzer

Daha sevilebilir olmak adına...

Olumsuz geri bildirimler vererek yetiştiren ebeveynlerin çocuklarında estetik operasyonlara karşı daha çok eğilim olabiliyor. Çevreden gelen geri bildirimler estetik oranının artmasına neden oluyor. Zorbalığa maruz kalan gençlerin de daha çok estetiğe yöneldiğine rastlayabiliyoruz.

Önceden kadınlar için daha yaygın olan bu durum, günümüzde erkeklerde de artıyor. Özellikle spor salonlarında çekilen görsellerin sosyal medyada sergilenmesi çok etkiliyor.

Bağımlı hisseden kişi psikoterapi almalıdır. Kişi tam olarak kendisini keşfetmezse, sevip değer vermezse, kendisini ortamlarda kabul ettirmek ve daha sevilebilir olmak için dış görüntüsüne yöneliyor.

Kişinin özdeğer, özşefkat, özgüven kavramlarını geliştirip çalıştırması gerekiyor.

Psikoterapist Fundem Ece