Güncelleme Tarihi:
Genç ve umutlular... Kadınlar için özgür ve eşit bir dünya talep ediyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi müfredata girdiğinde kadınları eksik varlıklar olarak gören erkeklerin de bilinçleneceğine inanıyorlar. Kadınlara yönelik şiddetin ve cinsiyet ayrımcılığının son bulması için birlikte mücadele etmek istiyorlar. Bu doğrultuda her pazar çevrimiçi toplantılarda buluşuyor, merak ettiklerini soruyor, irdeliyor, yaşadıklarını ve düşündüklerini birbirleriyle paylaşıyorlar. Lise Kadın Meclisleri’nden beş genç kadınla konuştuk; feminizmle nasıl tanıştıklarını ve bu oluşumda yer almanın hayatlarına kattığı anlamı dinledik.
‘MÜCADELE HEVESİM ARTTI’
Deniz Ö., 17
- 14 yaşımdan beri kadınların mücadelesinin sıkı bir takipçisiyim, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri’ne üyeyim.
- Yaşıtlarımın çoğu kadın hakları konusunda bilinçli değil. Flört şiddeti, akran zorbalığı bizim yaşlarımızda fazlaca görülüyor. Çoğu bunları yaşıyor ama bunun ne olduğunu bile fark etmiyorlar. Bu gruba dahil olmak, yaşıtlarımın bilinçlenmesini sağlamak ve şiddetin yaşı yoksa mücadelenin de yaşı olmadığını göstermek için önemli.
- Çevrimiçi toplantılarımızda herkesin bu kadar istekli olması mücadele hevesimi arttırdı. Bu konuda erkek yaşıtlarım genellikle alaycı bir tavırla yaklaşıyorlar. Ama hepimizin çabasıyla zamanla bu durum değişecektir.
‘DAHA ÇOK SÖZ ALMAMIZ GEREKİYOR’
Melisa A., 16
- Kendimi bildim bileli hak savunuculuğu yapıyorum. Çevremdeki hiçbir soruna karşı sessiz kalamıyor, iklim hareketi ve insan hakları için çalışmalar yürütüyorum. Bir yandan da Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri grubunda, eşitlik için mücadele ediyorum.
- Erkek egemenliğinin yıkıldığı, biz kadınların özgürleştiği, cinsiyet eşitliğinin sağlandığı ve kadınların asla engellenemediği bir dünya hepimiz için ideal dünya olacak. Kadınlar olarak daha çok söz almamız gerekiyor. Liseli arkadaşlarımla pazar günleri bir araya geliyor, birbirimize yaşadığımız zorlukları anlatıyoruz. Zorluklardan biri, eylem özgürlüğümüzün kısıtlanması... Şiddeti durdurabilmek için kafa yoruyor, birlikteliğin ve dayanışmanın verdiği güçle taleplerimizi herkese anlatmak istiyoruz.
‘GENÇ KADINLAR SESSİZ KALMIYOR’
Şeyma K., 16
- Feminizmle lisede tanıştım. Geçen sene Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na üye oldum. “Asla yalnız yürümeyeceksin” sloganı bana güç ve umut veriyor.
- Ülkemizde okuma-yazma bilmeyen kadınların oranı erkeklerin neredeyse altı katı. Arkadaşlarımız aile baskısı yüzünden okutulmuyor. Kadınlar her yaşta şiddete uğrayabiliyor, erkekler tarafından öldürülüyor. Bizler “Şiddetin yaşı yoksa mücadelenin de yaşı yok” diyoruz.
- Çevrimiçi toplantılarda Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Sekreteri Fidan Ataselim bize bir eğitim verdi. Bence genç kadınlar oldukça bilinçli, sessiz kalmıyor. Kadınları eksik varlıklar olarak gören, mücadelemizi küçümseyen erkekler hâlâ var. Toplumsal cinsiyet eşitliği dersi müfredata girdiğinde, onların da yanımızda yer alacaklarına inanıyorum.
‘ATAERKİL DÜZENE KARŞI DİRENİŞ’
Lara T., 17
- Yaşadığımız toplumda bir kadın bedeninde dünyaya gelmiş olmak, doğduğumuzdan beri bedenimizden utanmamız gerektiğini aşılayan, bedenimizin objeleştirilmesini meşru kılan ataerkil düzene karşı bir direniş zorunluluğunu beraberinde getiriyor. Ancak kadınlar sürekli gelişen dünyada daha bireysel, özgür ve alternatif yaşamların mümkün olduğunun farkında.
- Genç liseli kadınlar olarak her gün en az bir kadının öldürülme haberini aldığımız bir toplumda büyüyoruz. Hiçbir kadın “Ne zaman sıra bana gelecek” korkusuyla yaşamasın diye ‘daha bu yaşta’ bu örgütlenmenin hepimize ve topluma kazandıracağı çok şey olduğuna inanıyorum.
‘İNSAN YA FEMİNİSTTİR YA CİNSİYETÇİDİR’
Duru B., 17
- Feminist okuma yapmaya ve yaşadıklarımızı sorgulamaya başladıkça bir şeylerin değişmesi gerektiğini daha iyi anladım. 1.5 senedir Kadın Meclisleri’ndeydim.
- Lise Kadın Meclisleri, kendi çevresinde feminizme yönlendirilmemiş insanların cesaretlendirilmesi için bir ortam sunuyor. Çevrimiçi buluşmalarımızda ‘Feminist bir yaşam nasıl sürülür’ü konuşuyoruz, deneyimlerimizi paylaşıyoruz, birbirimize kitap önerileri yapıyoruz. “Feminist misin değil misin” sorusu bana absürt geliyor. İnsan ya feministtir ya cinsiyetçidir.
- Ben ilk defa bir feminist toplulukla buluştuğumda, hayatımda hiç hissetmediğim kadar güvende, mutlu ve bir yere ait hissettim. Herkesin bunu hissetmesini isterim.
- Ben belki feminist devrimi, ataerkilliğin yıkılışını göremem. Ama Sara Ahmed ‘Feminist Bir Yaşam Sürmek’ adlı kitabında “Feminist eylemin sudaki halkalara benzediğini düşünüyorum, her hareket dışa doğru büyüyen bir başka halkayı oluşturur” der. Ben de bu dalgalardan biri olmak istiyorum.