Güncelleme Tarihi:
◊ Filistin’de hayatınız nasıldı?
Batı Şeria’da, Nablus’ta yaşıyordum. Siyaset bilimi mezunuyum. Bursla İstanbul Üniversitesi’nde okumaya başladım. Maddi nedenlerden bitiremedim. Berberlik yaptım. Arapça ve İngilizce olarak halka ilişkiler ve idare kursları verdim. Eşimle ortak arkadaşımız aracılığıyla İstanbul’da tanıştım. Bir sene sonra evlendik. Suriye meselesi, Irak meselesi, Libya meselesi çok etkiledi bizi. İkamet iznimiz bitti.
Sınırı geçebilseydim çocuklarımı da alacaktım
◊ Eşiniz sınırı geçmiş...
Ağustosta Suriyeliler için ikametin, kimliğin yoksa ya sigorta yaptıracaksın ya da İstanbul dışında bir şehre gideceksin kararı çıktı. Şansımızı Sakarya’da denedik. Ama orada para kazanamayınca Avrupa’ya gitmeye karar verdik, önce o gidecekti, sonra ben... Ekim sonunda insan kaçakçılarına 350 Euro verdik. İki gün süren bir yolculuğun sonunda geçti.
◊ Ayrılırken neler hissettiniz?
Çok zor oldu! Beş yıl, her sabah kalkıyorsun, birlikte kahvaltı yapıyorsun, muhabbet ediyorsun, zorluklarla birlikte mücadele ediyorsun. Sonra bir sabah evde yok... Sınır açıldı haberleri gelince ben de gideyim dedim. Köpeğim Sofi’yi ve kedim Şekip’i kimseye bırakmak istemedim. Ama sınırda gaz atıyorlar, ses bombası atıyorlar. Stres altında kaldılar. Yanımda onlar için salam, sucuk ve su vardı, bir süre sonra bitti. Çocuklarımı baksın diye başka bir arkadaşa verirken kalbim çıktı. Geçebilseydim, onları sahiplenen Tolga Akyıldız bana gönderecekti çocuklarımı.
◊ Sizi geri döndüren şey ne oldu?
Sınırdaki tampon bölge çok tehlikeli olmaya başladı. Yunan askerleri kurşun atıyor. Eğer yakalayıp gözaltına alsalardı benim için çok daha kötü olacaktı. Kıyafetlerini bile alıyorlar insanların.
◊ Sofi ve Şekip’e ne oldu sonra?
Hâlâ Tolga Akyıldız’dalar ama ziyaret ettim. Göç İdaresi’yle konuşup oturma izni almaya çalışacağım. Eşimi getirtip hayvanlarla beraber İstanbul’da kalmak istiyorum.
Hayvanları geride bırakmamaları beni çok etkiledi
Karabaş Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Akyıldız
Yıllardır sokaktaki hayvanları kurtarmaya çalışıyoruz. Suriyeli bir kadınla Filistinli bir adamın Türkiye’de başlayan hikâyesi, bir İran kedisiyle bir Fransız köpeğinin sahiplenilmesiyle devam etmiş. Oturdukları mahallede sokağa atılan hayvanları adeta evlat edinmişler. Bazı mecburiyetlerden dolayı Avrupa’ya göç etmek durumunda kalmışlar. Bir insanın yaşayabileceği en ağır bir durum olmasına rağmen onların hayvanlarını geride bırakmamaya çalışması beni çok etkiledi.