Güncelleme Tarihi:
Stüdyoya girdiğimde önce Eser’le karşılaşıyorum, tanıyamıyorum. Yeni filminde canlandırdığı karakterden dolayı saçlarının ön kısmı sıfıra vurulmuş. Fotoğraf çekiminde o alana bir peruk yapıştıracağını söylüyor. Ben gözlerimi kelinden alamazken Berfu saç ve makyaj hazırlıklarını tamamlıyor. Az sonra kapı çalıyor ve çocukları Kuzey ile Mete stüdyoyu basıyor! O kadar tatlılar ki bir anda bütün enerjileri ortamı kaplıyor. Çekim sırasında tabletten oynattığımız çizgi filmler ve küçük çikolata rüşvetlerimiz bizi biraz kurtarıyor… Pozlarını verip biraz bize eşlik ettikten sonra yanımızdan ayrılıyorlar. Ardından Berfu ve Eser’le ilişkilerini konuşmaya başlıyoruz...
FOTOĞRAFLAR: Muhsin AKGÜN/MASTÜDYO
◊ Stand-up’ınızın adı, ‘Çift Terapisi’. Şu an gerçekten bir çift terapisinde olsaydınız ilk ne söylerdiniz?
Eser Yenenler: “Benim bir problemim yok valla. Berfu getirdi bizi buraya, o yüzden Berfu anlatsın” derdim.
Berfu Yenenler: Benim problemim de, Eser’in bir problem olmadığını zannetmesi, net!
Eser Yenenler: Ben problemleri yutup içinde öğüten biriyim, yaşam şeklim bu. Berfu problemler konuşulsun ister.
Berfu Yenenler: Bu biraz aile yapısıyla da ilgili sanırım. Eserler karşı taraf kırılmasın diye konuşmayabilirler. Bizse ailece çok netiz. O se-
beple ben problemi masaya yatırarak konuşmak istiyorum, Eser koşarak uyumaya gidiyor. 24 saat uyuyor. Ama ben daha da biriktiriyorum. 24 saat susmuşum. O kalkar kalkmaz aynı tansiyonla konuşmaya başlıyorum.
◊ İlişkinizdeki en büyük sorununuz ne?
Eser Yenenler: En büyük sorunumuz benim galiba. Benim üşengeçliğim, yavaşlığım, problem olacak şeyleri ertelemem…
Berfu Yenenler: Ben de tam tersiyim, bir şeyler hemen olsun isterim. En zıt olduğumuz nokta bu.
Eser Yenenler: Ben bazı şeyleri zamana bırakma taraftarıyım, o da hiçbir şeyi zamana bırakmak istemiyor.
Berfu Yenenler: Ama sen çocukların büyümesini zamana bırakmak istiyorsun, onları birinin büyütmesi gerek yani!
Eser Yenenler: Ama büyürler zaten, yani bir şey yapmasan büyümeyecekler mi? Büyür onlar (gülüyor). Nasıl büyüdüler anlamadık diyeceğiz.
◊ İdeal karı-koca ilişkisini nasıl tarif edersiniz?
Eser Yenenler: Birbirini çok fazla değiştirmemek, bence kritik nokta.
Berfu Yenenler: İlişkide birçok dişlinin birlikte çalışması gerekiyor. Biz aynı zamanda iş arkadaşı gibiyiz, hem çok iyi arkadaşız, hem karı-koca
hem anne-babayız, aynı zamanda sevgiliyiz. Üretim de devam ettiği için her duygu birbirini besliyor ve hiçbiri sönmüyor. Bizi her taraftan alevlendiren duygularımız oluyor.
◊ Nasıl bir aşk sizinki?
Eser Yenenler: El ele.
Berfu Yenenler: Ben net temas bağımlısıyım. Sevdiğim insana, öperek, sarılarak, dokunarak temas ederek sevgimi gösteririm. Sakınmam.
Eser Yenenler: Ben de fazla ten temasıyla terliyorum. Ben iki bacağımın birbirine dokunmasından bile hoşlanmıyorum, o yüzden bacak arası yastığım var. Ama Berfu bir olalım, akalım birbirimize kafasında. Mesela burada el eleyiz ya, elim terledi.
◊ Birbirinize olan aşkınızı nasıl anlatırsınız?
Eser Yenenler: Terli (gülüyor).
Berfu Yenenler: Hadi buyur...
Eser Yenenler: Şaka bir yana, bence zaman geçtikçe güzelleşen, büyüyen bir aşk hikâyesi oluyor. O yüzden güzel bir aşk hikâyesi diyorum ben.
Berfu Yenenler: Aşkımızı dinginlik gibi tanımlayabilirim. Çok çok gelgitli, duygusal olarak birbirimizi yorduğumuz değil de, birbirimizi ve eksiklerimizi tamamladığımız bir aşkımız var gibi geliyor bana. Aşkı denizde akıyormuşuz gibi bir yoğunlukta yaşıyoruz.
‘Bu sefer hangi babam geldi?’
◊ ‘Prestij Meselesi’ adlı sinema filmi geliyor. Stüdyoya girdim, saçlarının önü yoktu. Seni Escobar’a da, Kâhtalı Mıçı’ya da benzettiler…
Eser Yenenler: Gerçekten öyle... Escobar’dan Kâhtalı Mıçı’ya... En son ‘Güven Kıraç mı Kâhtalı Mıçı mı’ diye anket yapmışlar.
◊ Hangi karakteri canlandırıyorsun?
Eser Yenenler: Bir müzik yapımcısını oynuyorum. Gerçekten Mahsun Kırmızıgül’ün o işe tutkusu ve anlatım şekline hayran kaldım. Ne istediğini çok iyi biliyordu. Hikâyeyi de çok beğendiğim için kendimi oyunculukla ilgili böyle bir derin yolculuğa çıkarmak istedim.
◊ Sen nasıl buldun Eser’in bu yeni halini?
Berfu Yenenler: Çok güzel, enteresan bir tip oldu. Saç, bıyık falan, acayip bir insan oldu evde.
Eser Yenenler: Mesela şu an saçımın ön kısmı peruk. Evde bir bıyıklıyım, bir bıyıksız, bir kelim, bir saçlı… Kuzey “Bu sefer hangi babam geldi” diyordu, “Bıyıklı babam, bıyıksız babam”...
Hedef 100 bin seyirci
BKM CEO’su Zümrüt Arol Bekçe
◊ ‘İstanbul Komedi Festivali’nin amacı ne?
BKM olarak sahne, televizyon, beyazperde için sürekli farklı formatlarda içerikler üretirken komedi alanındaki bu birikimimizi İstanbul’a miras büyük bir festival formatına dönüştürelim dedik. Manifestosunda da yazdığı üzere; bu festival, mizah yelpazesinin her rengini kucaklayan, bütün şehre yayılmış, gençlerin seslerini duyurmalarını destekleyen bir kucaklaşma, kahkahalarla hayata meydan okuma festivali.
◊ 2016’da 20 bin seyirciye ulaşılmış. 2019’da 80 bin. Bu yılki hedefiniz nedir?
100 bin seyirci! Asıl hedefimiz Edinburgh Fringe gibi 2.5 milyon.
◊ Festivaldeki isimleri nasıl seçiyorsunuz? Mesela Eser ve Berfu çiftinin stand-up’ına nasıl karar verdiniz?
BKM olarak mizaha yatkın ve çok dinamik bir ekibimiz var. Eser bizden, Berfu ondan bağımsız olarak da sahne alabileceğine inandığımız, mizahına ve yeteneğine güvendiğimiz bir isim. Yabancı isimlerde muhakkak önceden izleyip mizah anlayışımızın uymasına özen gösteriyoruz.
‘Romantizmde 10 üzerinden 4 alırız’
◊ Bir de dizi projeniz olacak, orada nasıl bir hikâye izleyeceğiz?
Berfu Yenenler: Dokuz bölüm, hamileliğin dokuz ayı gibi, içinde bizim o süreçte yaşadığımız büyük kapsamlı olaylar, kız isteme, düğün, ultrasonlar, anne-baba olma yolculuğu da var.
◊ Geçmişe dönmüşken... Sizin aslında ilk yüz yüze gelmeniz Eser’in bir oyununda gerçekleşiyor. Şimdi birlikte sahneye çıkacaksınız…
Berfu Yenenler: Allah böyle çarpar adamı.
Eser Yenenler: Aslında hem hayatımın hem kariyerimin gittiği nokta stand-up gibi. Hayatım tek kişilik gösteriden çift kişilik terapiye döndü.
◊ Siz aslında sosyal medyadan tanışıyorsunuz; Berfu, sen Eser’e oradan ‘yürüyorsun’…
Berfu Yenenler: Evet, onlar yok dizide ama... Dizi evlenme teklifinden başlıyor.
◊ Nasıl evlenme teklifi ettin?
Eser Yenenler: Kuzey ışıklarını görmeye gittik. Göremedik. Sonra yüzük Berfu’nun parmağına küçük geldi (gülüyor).
◊ Kuzey ışıkları falan, romantik misiniz?
Berfu Yenenler: Değiliz, 10 üzerinden 4 falan alırız.
Eser Yenenler: Arada çiçek alıyorum ya.
Berfu Yenenler: Evet, bir kere hastaneye tek başıma gitmiştim, oraya çiçek göndermiştin, o...
Eser Yenenler: Ama çekimdeydim, çıkamadım, sana çiçek gönderdim. Bir de griptin. Bir kere de araba-çiçek hikâyesi var. Trafikten de almış olabilirim ama çiçek çiçektir.
Berfu Yenenler: Romantik değilsin!
◊ En romantik hikâyeniz çiçekler mi?
Berfu Yenenler: Bir kere bayağı romantik bir şey yapmıştım, ilişkimizin daha birinci ayı falandı. 14 Şubat, hem Eser’in doğum günü hem Sevgililer Günü. Eser her zamanki gibi uyuyordu. Ben de post-it’lere bütün güzel bilindik şiirleri, güzel sözleri yazdım, evin farklı yerlerine yapıştırdım. Her yeri balonlarla, gül yaprakları ve çiçeklerle süsledim. Sonra Eser kalktı… Acıktım deyip kahvaltı etmeye geçti.
Orta son seviyesi...
◊ Yok artık…
Eser Yenenler: Ama uyandırdı beni yani. Baktım güzel bir şey, şiirleri okudum ama anlamadım da. “Neden
her yere şiir yapıştırmış” falan diye
düşündüm. Bu sırada “Aşkım, canım” falan da diyorum tabii (gülüyor).
Berfu Yenenler: İnsan bundan mutlu olur ya, her yer balon, not...
Eser Yenenler: Şiir, balon… Orta son seviyesi.
◊ Sen ne yaptın peki?
Eser Yenenler: Ben bir anda Kuzey ışıklarını görelim diye Finlandiya’ya bilet aldım.
Berfu Yenenler: Bu romantizm değil.
Eser Yenenler: Romantizm olacaktı, yapamadım. Aldım bileti, rezervasyon yerinden mail attılar, kalacağımız igloyla ilgili bir şeyler soruyorlar. İngilizcem yetmedi. Mecburen Berfu’ya “Şunu okur musun” dedim ve bütün sürpriz bitti.
Berfu Yenenler: Bir kere de benim doğum günümü teknede kutlamıştın, beni yürüyüşe götürüyor gibi yapmıştın. Kahvaltı, balonlar… Romantikti mesela.
Eser Yenenler: O da biraz İstanbul’a gelmiş turist gibi olmuştu, Kız Kule-
si’nde yemek falan. Dubai prensi gibi...
Berfu Yenenler: Osmanlı temalı otelde oda tutmuş bir de… Oda Hürrem Sultan odası, Hürrem Sultan kostümü falan vardı.
‘Güllük gülistanlık değil mi bizim ilişkimiz?’
◊ Yeni gösteriniz ‘Çift Terapisi’ nasıl doğdu?
Eser Yenenler: Daha önce ‘İstanbul Komedi Festivali’nde tek kişilik bir oyun, bir stand-up yapmıştım. Festivalin beşinci yılında da aslında Berfu’nun “Bir şeyler yapalım” fikriyle ortaya çıktı. Onun YouTube’u ve diğer dijital mecralardaki samimiyeti ve anlatımı şahane, onlar sahnede nasıl olur çok merak ediyor, görmek istiyordum. Bir de heyecanlı; çünkü Berfu’yla sahnede olmak her zaman büyük bir risktir.
◊ Neden?
Eser Yenenler: Merak duygun oluyor. Bir sonraki adımda aniden ne olur bilemiyorsun. Ben de sahnede bu gösteri nasıl olacak çok merak içindeyim.
◊ Hikâyeyi kim yazdı?
Eser Yenenler: Her şey Berfu kontrolünde, bütün hikâye, şakalar ve diyaloglar ona ait.
◊ Ne bekliyor bizi?
Berfu Yenenler: Komik olacak. Bizim ilişkimizde yaşananları da herkesin yaşadığı problemleri de göreceksiniz. Bizim ilişkimiz de herkesinki gibi sonuçta, tamamen güllük gülistanlık değil…
Eser Yenenler: Güllük gülistanlık değil mi bizim ilişkimiz?
Berfu Yenenler: Sen öyle olduğunu zannediyorsun ama değil.
Eser Yenenler: Aslında gösteri şu soruyu soracak: Herkesin ilişkisindeki problemler biricik ve kendine özgü
müdür? Yoksa her ilişkideki problemler aşağı yukarı aynı mıdır? Herkes öyle düşünür ya, “Bizim ilişki şurada sıkıştı, ne yapacağım” falan filan diye, biz de bu sorunun cevabını seyirciyle birlikte arayacağız. Hepimizin problemleri ortak mı, onu konuşacağız.
◊ Aşk ve ilişki üzerine espri yapıyorsunuz. Peki, aşk şaka kaldırır mı?
Berfu Yenenler: Kesin kaldırır. Kaldırmazsa bence o zaman aşk-meşk olmaz. Biz sabahtan akşama kadar birbirimizle dalga geçiyoruz.
Eser Yenenler: Bazen kaldırmıyor aslında. ‘Şu an şaka yapma’ gibi anlarımız da oluyor. Bir de benimle çok ciddi uzun süre tartışamazsınız, ben gülerim. Birinin çok sinirli olması bana çok komik geliyor.
Berfu Yenenler: O zaman ben tartışma sırasında gülerken sen neden kavga ediyorsun!
Eser Yenenler: Sen imalı gülüyorsun, böyle aşağılama gülüşü yapıyorsun “Hııııh” diye… Ben ondan değil, kahkahadan bahsediyorum.
Berfu Yenenler: Ben de kahkaha atıyorum zaten.
Eser Yenenler: Hayır, sen küçümseyici gülüyorsun. O sırada çok ciddi bir tartışma içindeyiz, bana bakıp ‘Haaa haa çok biliyorsun sen’ bakışı atıyor. O beni aşırı sinirlendiriyor. Ama dediğim gibi en sinirli, en gergin ortamda bile şakayla problem çözmeyi çocukluğumdan beri huy edinmiş biriyim. Dolayısıyla aşk şaka kaldırır mı? Bazen kaldırıyor ama kaldırabildiği yere kadar yapmak gerekiyor.
‘Eser’e yapışık olduğum için sırtındaki sırt çantası gibiyim’
◊ Birbirinizin telefonunda ne diye kayıtlısınız?
Berfu Yenenler: Bende Eser Yenenler ve yanında sırt çantası emojisi var.
Eser Yenenler: Bende de Berfu Yıldız ve yanında iki kalp emojisi.
Berfu Yenenler: Bir de sırt çantası emojisi var aşkım.
Eser Yenenler: Aaa, onu sen mi koydun?
Berfu Yenenler: Evet!
◊ Neden ısrarla sırt çantası emojisi…
Berfu Yenenler: Ben sürekli Eser’e yapışık olduğum için onun sırtındaki sırt çantası gibiyim. O çanta benim yani. Çünkü o FIFA oynarken de ben gidip sırtına yapışıyorum, kahve yaparken de çay yaparken de…
Eser Yenenler: Evet, sırtım yosun tuttu artık.
◊ Lakaplarınız var mı?
Berfu Yenenler: Karıcığım, kocacığım diye hitap ediyoruz.
Eser Yenenler: Bir PUBG oynarken nickname’i (takma ismi) King Berfu’ydı. Oradan bir King kaldı, arada King diyorum. Eşine de King demek artık ilişkide teslimiyetin doruk noktası, zirve.
‘Babalar neredeyse emziriyor’
◊ Altı yıldır tanışıyorsunuz, üç yıldır evlisiniz. İki çocuk, üzerine eklenen işler güçler… Sevgililik duygunuzu nasıl koruyorsunuz?
Berfu Yenenler: Orası beslenmeye açık bir yer, beslemezsen söner. Ben de ona önem veren biriyim, o romantiklik, o tatlışlık, ilk
tanıştığımız zamanki duygumuzun, o çocukça iletişimimizin bitmesini istemiyorum.
O bence hayatta var olması gereken bir şey.
Eser Yenenler: O ayrıma Berfu gerçekten dikkat etti, benim de oraya dikkatim çekildi. Eğer kapılırsan ana-baba oluyor, ondan sonra yaşlanarak yavaş yavaş yok oluyorsun ama Berfu “Hadi ikimiz yemeğe çıkalım” diyor. “Dün çıktık” diyorum, “O çocuklarlaydı” diyor. Ve gerçekten baş başa çıktığımızda başka bir şey konuşuyoruz. Bu yönü Berfu doğru yönettiği için ben de orada teslimim.
Berfu Yenenler: Mesela çocuklar saat 20.00’de uyuyor. Onlar uyuduktan sonra “Sevgilim, birlikte bir şey izleyelim” diyorum ve birlikte film izliyoruz ya da bazen tek takılmak istiyoruz…
◊ Anne-baba olmak, çocukların varlığı hayatınızı nasıl değiştiriyor?
Eser Yenenler: Anne-baba olma duygusu böyle bir kelimeyle anlatılabilecek bir şey değil ama çocuğunu büyütebilme duygusu, başarısı bütün amaçlardan daha kutsal ve büyük. Berfu bu arada beni de büyütüyor çünkü her adımda daha olgunlaştığımı, büyüdüğümü hissediyorum. Ben belki çok iyi, örnek bir baba değilimdir ama kendi sınırlarını çok zorlayan biri oldum.
Berfu Yenenler: O kadar da değil yani, kendini küçümseme, kötü bir baba değilsin.
Eser Yenenler: Kötü baba değilim ama yani günümüzde babalık artık başka yerde gibi.
Berfu Yenenler: Babalar neredeyse emziriyor yani.
Eser Yenenler: Topa babalar girdi, ben de girebildiğim kadar girdim ama hâlâ eksiklerim olduğunu düşünüyorum. Ama anne-baba duygusunun temeli o, hep eksik hissediyorsun.