Güncelleme Tarihi:
Datça’yı nasıl bilirsiniz? Yaz aylarının gözdesi, şirin bir tatil beldesi? On binlerce insanın ‘organik tarım’ hayalleriyle göçmek istediği bir yer? Yoksa bir emeklilik cenneti mi? 2018’de yayımlanan bir haber ‘Cinsiyetçiliğin krizi Datça’da düzenlenen konferansta irdelendi’ cümlesiyle başlıyor, 2019 tarihli başka bir haberde ‘Datça’da toplum tartışıldı’ deniyordu.
Datça, pek bilinmese de kültürel faaliyetler bakımından son derece zengin bir yer. Bunu ben değil, Mülkiye’nin meşhur hocalarından Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya söylüyor. Emekli olduktan sonra Datça’ya yerleşen Yalçınkaya, salgın öncesinde burada her hafta birkaç kültürel etkinlik düzenlendiğini anlatıyor. Birçok meslekten insanın bir araya geldiği bu küçücük kasabanın ortaya çıkardığı en yeni oluşumsa ‘Eleştirel erkeklik Datça inisiyatifi’ (EeDi). Erkeklik ve inisiyatif kelimelerinin ilk harfi küçük. İnisiyatiften Yalçınkaya bu durumu “Erkeklikten geriye gideceksek harfi küçülterek başlıyoruz. İ harfinin küçük yazılması da ‘Biz iddiası küçük bir inisiyatifiz’ demek için” sözleriyle açıklıyor.
EeDi, 15 kişilik bir erkek grubunun ortak iradesiyle kurulmuş. Onları özellikle Muğla’da Pınar Gültekin’in katledilmesinin ardından duydukları rahatsızlık bir araya getirmiş. Ama grubun ortaya çıkışında, yakın geçmişten bugüne İstanbul Sözleşmesi tartışmaları da etkili olmuş.
HERKES KATILABİLİR
“Kadına şiddeti az çok önlemeye yarayan bu sözleşmeyi savunma yükü yalnızca kadınlara yıkılamaz” diyen Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya’ya inisiyatifteki erkeklerin diğer erkeklerden farkını soruyorum. “Bir farkımız olmadığını açık yüreklilikle söylüyor oluşumuz” diye yanıtlıyor.
EeDi’de akademisyenler de var, emekli memurlar, psikologlar, işçiler de... Yalçınkaya’ya göre onları birleştiren, ‘mevcut erkeklik hallerinin’ artık katlanılmaz oluşu. “Tek vasfımız erkek olmak oldukça, olduğumuzu sandığımız şey olamadığımızı bir türlü fark edemiyoruz” diyen Yalçınkaya inisiyatifin manifestosunu da şöyle anlatıyor:
“Erkeklik bulaşıcıdır, erkekten erkeğe ve herkese geçer. EeDi’nin mücadele alanı kadın sorunu değil, bir sorun olarak erkeklik ve erkeklerdir. Kendini var etmek ve güçlü hissetmek için evde, toplu taşıma araçlarında, gecelerin karanlığında, işyerlerinde ezmek, sindirmek, taciz etmek için fırsat kollayan, iktidar tapıncıyla muktedir olmaya çabalayan biziz. Erkek bedenini silaha dönüştürmekten vazgeçin. Erkekleri silahsızlandırın. Erkekler, silahsızlanın.”
İnisiyatife katılmak için Datça’da yaşamak ya da erkek olmak zorunda değilsiniz. Facebook ve Twitter sayfalarına üye olarak paylaşımlarını takip edebilir, yorum yapabilir ve düzenledikleri etkinliklere katılabilirsiniz.
Prof. Dr. Ayhan Yalçınkaya ‘Eleştirel erkeklik Datça inisiyatifi’nin hedeflerini şöyle özetliyor:
Erkekler daha çok konuşmak zorunda. Ama kadınlara, çocuklara, LGBTİ bireylere, yaşlılara, veganlara ders vermek için değil. Kendilerini bu kesimlere tüm açıklığıyla sunmak, kendi erkeklik halleri, nasıl erkeğe dönüştükleri, dönüştürüldükleriyle ilgili konuşmalılar.
Bizim grup olarak bir özgünlük iddiamız yok. Bizden önce de kimi erkek grupları kuruldu. Bir fark aranacaksa farkımız, yüzümüzü önce kendimize dönmemiz. Kadın hareketinden, LGBTİ hareketinden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu bilmemiz.
Sloganlarımızdan biri ‘Bir aradayız, kaybetmek için’. Kaybetmek istediğimiz, mevcut erkekliğimiz ve bunun kapsamındaki her şey. Eril aşk, eril cinsellik, eril ekonomi, eril iktidar... Kontrol etmeye, sözde başarılara, performanslara odaklı erkekliğimiz...
İNİSİYATİFİN ÜYELERİ ANLATIYOR: FAALİYETLER DATÇA DIŞINA DA TAŞACAK
Peyami Arıırk, 73: Geçmişe bakınca yaptığımız hataları görüyoruz. Bu konuda hepimiz, bütün erkekler sabıkalıyız. Kendimize çekidüzen vermemiz, radikal dönüşümler yapmamız şart. İşe de dilimizden başlamalıyız
Sencer Başat, 52: Ortada büyük bir bilinç yoksunluğu, barbarlık ve kendini bilmezlik var. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle birlikte yürüyen bütün kavramları sorgulamayı temel alıyoruz. Aldığımız geri dönüşlere bakarsak, faaliyetlerimizi Datça dışına, hatta yurtdışına taşımamız mümkün.