Erkek annelerine sesleniyorum...

Kadın olmaya dair yazmadan, konuşmadan önce düşünmem gerekiyor. Uzun uzun düşünüyorum.

En kıymetli çeyizin öpülmemiş dudaklar ve bekâret olduğuna inanan...

İçinde sevişme geçen şarkıları yasaklayan ulusal kanalından ülkenin dört bir yanına dilediği içeriği, bilgiyi ve görüntüyü yayan...

Kadınlarına, çocuklarına tecavüz edenlere ceza indirimi vermek için bahane arayan...

Ve ne yazık ki her seferinde o bahaneyi bulan bir yerdeyim ben.

* * *

Korkmam gerek. Ağzımı fazla açarsam biri mutlaka ağzıma vurur zaten, değil mi?

Beni susturmak, sindirmek; bana yerimi bildirmek, elimin hamuruyla erkeklerin işine karışmamı engellemek, beni yok etmek öyle kolay ki.

Erkeklerin yazdığı kanunlar karşısında, erkeklerin kurduğu finans sistemi içinde, erkeklerin var ettiği markalar arasında çürüyüp gidiyorum.

“Bu dünyayı yönetenleri, değiştirenleri, yönlendirenleri doğuranlar ve büyütenler kadınlar” diyeceğim ama erkek annelerinin oğullarına nasıl âşık olduklarını düşününce yine durmam gerekiyor.

Ne yazıktır ki, “Ben kaç senelik oğlumu tanımaz mıyım?”, “Benim oğlum yapmaz öyle şey”, “Sen hak etmişsindir kızım”, “Sus, otur kızım”, “Kocanın kıymetini bil kızım”, “Babana karşı gelme kızım” diyenlerin çoğu da erkekleri doğuran anneler değiller mi?

Nerede bu annelerin kadınlığı, cesareti, desteği?

* * *

Ben Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde erkek annelerine sesleniyorum bu sefer: Oğullarınızı saygılı, sevgi dolu ve akıllı yetiştirmenizi ve babalarınızın, kocalarınızın boyunduruğu altında ezildiniz diye oğullarınızı da birilerini ezmek üzere yetiştirmemenizi rica ediyorum. Düzeni değiştirmek hepimize ilham veren güçlü annelerin, ilk öğretmenlerimizin elinde bana göre. 

8 Mart’ta onbinlerce kadınla birlikte özgürlükten, eşitlikten, adaletli günlerin umudundan bahsetmek; bağıra çağıra yürümek, bedenlerimiz ve fikirlerimiz üzerindeki tahakküme baş kaldıracak ve bu baskıyı, zorlama egemenliği, eril şiddeti engellemeye karar verecek gücü bulduğumuzu hissetmek beni onore etti, onardı.

Dilerim yaşadıkları yerlerde çaresiz, yalnız hisseden tüm kız çocukları, genç kızlar ve kadınlar da bizim sesimizi içlerinde duyarlar. O naraları hepimiz için her dilde attığımızı anlarlar.