Güncelleme Tarihi:
Hava karlı, tatil de uzun olunca evde kalanlar için ilk akla gelen film, dizi izlemek oluyor. Benim de aklıma, bu ara herkesin bahsettiği ‘Pera Palas’ta Gece Yarısı’ dizisi geliverdi. Hemen ortamı ayarlayıp geçtim bilgisayar başına.
Dizi güzel başlamıştı fakat ilerledikçe yine aynı sorunla karşılaştım. Açıkçası ilk bölümü biraz kızarak bitirdim. Çayımı tazeledikten sonra ikinci bölümü seyretmeye başladım. Fakat betimlemeler beni gerçekten rahatsız ediyordu. Kör olmama rağmen sabretmesi gerçekten zordu. Sebebine gelince... Ekranda olup bitenin anlatılması harikaydı. Fakat anlatıcı ekranda olup bitenleri o kadar önceden söylüyor ki şaşırıyorsunuz.
Size çok kısa bir andan bahsedeyim. Dizide karakterlerden birini bir bodruma kapatıyorlar. Karakter kurtulmaya çalışıyor, borulara tırmanıyor ve borular kırılıyor. Borulardaki pis sular üzerine dökülüyor. Ancak bütün bunların gerçekleşmesi ve anlatılması arasında o kadar büyük bir zaman farkı var ki...
Dizinin ikinci bölümünden itibaren kızıp izlemeyi bıraktım. Öte yandan herkesle aynı anda bizim de takip edebileceğimiz formatta bir yayına ulaşmamızı sağlayan yayımcıya çok teşekkür ediyorum. Çünkü ne olursa olsun çok güzel bir hassasiyet gösterilmiş.
İstediğim keyfi alamayınca ben de biraz gezindim. Bir şeyler atıştırıp evin içinde dolanırken başka bir tavsiye aklıma geldi. Bir arkadaşım hafta sonu dört kısa filmden oluşan bir film seçkisi linki göndermişti bana. Konusu da engelli bireylerin sinema, tiyatro gibi alanlarda eğitim alamaması, daha da ötesi bu sektörde iş bulamamalarıydı.
Durum gerçekten de böyle. Gazetecilik, radyo-televizyon okuyan arkadaşlarım var. Yine engelli olan, sektöre girmek için inanılmaz çaba harcamalarına rağmen başaramayan ve daha hiç başlamadan meslekten vazgeçenler oldu. Linkteki filmler gerçekten harikaydı. Bu sefer betimlemeler de özensiz değildi. Üstelik hem betimleme hem de altyazı olmasına rağmen anlatım zamanlaması tam yerindeydi. İki ayrı film platformundan anladım ki özen gösterince oluyormuş.
Kısa filmlerin hepsini gerçekten çok sevdim. İlk izlediğim filmde küçük çaplı bir soygun söz konusuydu. En çok bu filmi beğendim. Başrolünde işitme ve ortopedik engeli olan kişiler vardı. Filmin ilgimi çeken yanı giriş, gelişme, sonuç boyunca engel durumundan hiç bahsedilmemesiydi. Filmde planlar yapılıyor, harekete geçiliyor, sonuç alınıyordu.
Ret cevabı aldım
Gittiğim bir tiyatro oyunundan sonra oyuncularla sohbet etme fırsatım olmuştu. Tiyatro eleştirmeni arkadaşım sayesinde onlardan eğitim alıp ben de tiyatro oyuncusu olmak için bir teklifte bulunmuştum. “Bu da nereden çıktı birden” diyebilirsiniz. Onlar bir oyunda bir görme engelli rolü olduğunu söyleyip konuyla ilgili olarak “Danışmanlık alabilir miyiz” diye sorunca ben de sözü kendime getirdim hemen. Fakat şöyle bir söylemle karşılaştım: Daha önce bu denenmiş ancak seyirciden “Neden engelli insanları kullanıp onlar üzerinden para kazanıyorsunuz” diye tepki gelmiş.
Özetle bundan çekindikleri için ret cevabı aldım. Çok şaşırarak şöyle cevap verdim: “O halde engelsiz insanların çalıştığı yerlerde de engelsiz insanlar üzerinden para kazanılıyor, hem de fazlasıyla!”