Güncelleme Tarihi:
Saat sabahın 4.00’ü... Sosyal medyada sesli chat odalarından birindeyim. Konu siyaset. Bir süre dinledim ve yine şaşırmadım. Çünkü sohbetin sonunda yine kavga başladı. Onlar sinirlendi, bense içimi çektim ve hüzünlü bir gülümsemeyle ‘ayrıl’ butonuna basıp başka bir chat odasına geçtim. Burası sürekli bulunduğum ve gerçek hayatta da tanıdığım insanlardan oluşan bir chat odası. Beni bir önceki odada dinleyici olarak gören arkadaşım ben odaya girip selam verdikten sonra hemen “Ne oldu dostum, yine kavga mı çıktı” diye sordu gülerek. “Evet, başladı” deyince biz de bunun üstüne “Neden bu ülkede din ve siyaset konuşulamıyor” diyerek bir sohbete başladık.
Bu arada bir arkadaşımız daha geldi. En az 10 bin kilometre uzaktaki arkadaşıma hemen “Sizin oralarda bu konuda durum nasıl” diye sordum. Çıkan kavgaya şaşırmadım ama verilen cevap şaşırtıcıydı: “Buralarda siyaseti sadece siyasetçiler konuşur ve yapar. Çünkü onların işi budur. Halksa dinler ve günü gelince sandıkta kararını verir” dedi. Bizim burada, günde üç hükümet kurup dört kere de devirmezsek işimiz rast gitmez! Marketin kasasında para ödemek için
beklerken bile iki dakikada ayaküstü ekonomiyi düzeltmeden çıkmayız oradan. Ben gülerek abartmaya devam ederken arkadaşım sordu: “Nasıl oy kullanıyorsun? Haberlere göre; görmeyenler için oy pusulasının şablonunu yapacaklarmış, Meclis’te konuşulmuş” dedi.
Biraz düşündüm. Düşünmüş olmaları güzeldi. Ama yine de benim kafama yatan bir çözüm olmadı. Diyelim ki sadece körler için şablon yaptık. Brail alfabesiyle her şeyi yazdık. Ancak sorun bununla çözülmüyor. Birincisi, ben de dahil tanıdığım 100 körden 90’ı bu alfabeyi bilmiyor çünkü herkesin körler okuluna gitmesi mümkün olmuyor.
‘Oyum beni ilgilendirir’
Bizim için şablon yapsak az da olsa faydasını görürüz. Alfabeyi bilmesek bile oy vereceğimiz partinin pusula üzerinde kaçıncı sırada olduğunu öğrenip mührü basarız.
Peki, fiziksel bir engeli olanlar nasıl bir şablon kullanacak? Tekerlekli sandalyedekiler zaten oy kullanacağı kuruma gitmekte ve girmekte zorlanıyor. Kabinleri küp şeker kutusu gibi yapıyorlar. Son seçimde sandık başkanının yardımcısıydım ve yaşadım tüm bu sorunları. Daha sandık başına gidemiyoruz biz. Önce sandığa giden yolu düzeltelim bence. Hep otoban, köprü yapılıyor, biraz da bizim yolları mı yapsak acaba?
Bazen de yetkililer bizim bulduğumuz çözümleri kabul etmeli diye düşünüyorum. Oyumu, aynı görüşü paylaştığım ve güvendiğim bir yakınım ya da arkadaşımla kullanırım. Benim oyumun gizliliği beni ilgilendirir, sandığa gidebilirsem tabii...
Haydi gelin, önce sandığın yolunu düzeltelim, sonra da oy gizliliği sorununu çözelim.