Güncelleme Tarihi:
Üç yıl önceydi. “Senden sonrası yalan/İstemem Rihanna’yı bile” dediği ‘RIHANNA’ adlı şarkısıyla ilk kez dikkatimizi çekti ama zaten belli bir kesimin çoktan radarına girmişti. Alternatif sahnelerde verdiği konserler şehir efsanesi gibi kulaktan kulağa yayılıyordu: “Konsere takım elbiseyle çıktı, sonra ceketini, gömleğini çıkarıp seyircilerin arasına atladı.” Evinde oluşturduğu stüdyoda elektronik müzikten punk’a farklı türlere dokunup kendine has bir sound yaratmıştı. 2020 tarihli ‘Kimim Lan Ben?’ adlı albümünü de o evde tek başına yapmıştı.
İlk kez 2022’de kendisiyle yüz yüze tanışma fırsatı buldum. Karşımda son derece sakin, hatta biraz içedönük bir müzisyen vardı. Sorulara düşünerek ama ölçmeden, tartmadan yanıt verdi. Bağcılar’da büyüdüğünü, arabeski sevdiğini anlattı. Müslüm Gürses’i dinlediğinde “Tamam, bu müziğin atası budur” dediğini, Gürses’in ‘Yarayı almış ama hallederiz’ duruşundan nasıl etkilendiğini... Bir de Sibel Can, İbrahim Tatlıses ve Ebru Gündeş’i sembol isimler olarak gördüğünü... O sıralarda kafasında saf bir arabesk albüm yapmak vardı ama bugün yaşadıklarını sanırım kendisi de o günlerde tahmin etmiyordu.
KIRILMA NOKTASI
Mert Demir müzikteki kırılma noktalarından birini aynı yıl Mabel Matiz’le söylediği ‘Antidepresan’la yaptı. Arabeskle harmanlanmış bir indie pop şarkısı... Şarkının öyle bir formülü vardı ki; her kesimden müzik dinleyicisinin kalbini fethetti. Bir sonraki yılın en çok dinlenen şarkısı oldu.
Tam da dalgayı arkasına almışken esas adımı attı Mert ve üç şarkılık ‘Ateşe Düştüm’ EP’sini yayımlayarak o dalganın üzerinde profesyonel bir sörfçü gibi süzülmenin tadını çıkardı. Albümde kendi bestesi olan ‘Ateşe Düştüm’ün yanı sıra Alişan’dan ‘İkimize Birden’ ve Özcan Deniz’den ‘Dön Desem’i yorumladı. Başta yadırgayan çok oldu. Arabeskin ustaları gibi ‘büyük büyük’ söylemiyordu şarkıları. Düzenlemeleri de tıpkı yorumu gibi sadeydi. Mert o dönemde yaptığımız sohbette “Özcan Deniz’den aldığımız tadı benden zaten alamayız” diyerek kulvarının farklı olduğunun altını çizmişti. Amacı, kendi deyişiyle, bu şarkıların kendisinde yarattığı hissi dinleyiciyle paylaşmaktı: “Sade, süssüz ve gerçek. Biraz daha nahif bir şeyin peşindeydim.” Çocukluğunun, gençliğinin geçtiği semtte evlerde, köşedeki arabada çalan müziği yapıyordu, kim gerçekliğinden şüphe edebilirdi ki?
HUZURLU BİR LİMAN
Son zamanlarda kariyerindeki gelişmeleri merakla izlediğimiz bir isme dönüştü Mert Demir. Cahide Palazzo gibi arabeskin büyük isimlerini ağırlayan yerde sahneye çıktı. Bütün masalar doluydu. 18 Nisan’da ikinci kez orada olacak. 8 Mart’ta Zorlu PSM’de verdiği konserle de rüştünü ispat etti. Geçen günlerde de Harbiye Açıkhava Tiyatrosu konserlerinin tarihlerini açıkladı. İlk günün biletleri dört saat, ikinci gününki iki günde bitti.
Mert Demir tarzıyla da dikkat çekiyor. Büyük yakalı gömlekler, retro takım elbiseler şu sıralar en çok ona yakışıyor. Sahnede olmaktan ne kadar zevk aldığı kıvrak vücut hareketlerine yansıyor. Bir de gülümsemesine... Sahnedeyken hayranlarıyla iletişimini hiç kesmiyor.
Müziğe tutkulu bir sanatçıyla karşı karşıyayız özetle. Kariyerinin ilk yıllarından beri kendisini tanıyan iletişim uzmanı Hande Sönmez de normal hayattaki sakinliğine dikkat çekip “Onun kendini ifade etme yolu müzik” diyor ve ekliyor: “En derin muhabbeti de müzikle.” Müzik dışında ona şöhret getirecek yolları pas geçiyor. Tıpkı oyuncu Serenay Sarıkaya ile birlikte olduğu iddiaları karşısında hiç konuşmadığı gibi... İkili bir açıklama yapmasa da çıktıkları tatiller ve birbirlerinin paylaşımlarına bıraktıkları emojileri ilişkinin ispatı olarak görenler çoğunlukta.
Tüm dünyanın sorunlarla boğuştuğumuz böyle sert bir dönemde kısa bir mola verebileceğimiz dingin bir liman gibi Mert Demir’in şarkıları. “Yok yok, arabesk bana göre değil” diyenleri bile dize getiriyor. Sosyal medyadaki gösteriş çılgınlığını elimizin kenarıyla itip onun süssüz, saf dünyasına sığınıyoruz sık sık. Belki o kendini iyileştirmek istiyor bu şarkılarla, ama en çok da bize iyi geliyor.
KIYAFETLERİ ÖZEL DİKİLİYOR
Mert Demir’in styling’ini yurtdışında ve Türkiye’de moda tasarımcılığı eğitimi alan, aynı zamanda ünlü müzisyenin kardeşi olan Tuğçe Demir üstleniyor. Müzisyenin sahne, albüm, tekli gibi tüm çalışmalarda sürekliliği ve bütünlüğü olan bir tarzı var. Beyaz gömlek ve takım elbise her stilde onun imzası gibi. Stilini belirlerken tamamen özgür ve özgün olmasına dikkat ediliyor, içinde rahat hissedeceği, o anki ruh halini yansıtan seçimler yapılıyor. Her kıyafeti ona özel dikiliyor.
‘YERİ YILDIZLARIN YANI’
Orhan Alkan-Menajer, Sibel Can’la çalışıyor.
“Mert Demir arabeski ve farklı müzik türlerini modernize ediyor. İyi bir aranjör, söz yazarı ve besteci. Ona ilk kez bir AVM’nin sahnesinde rastladım. 1,5 saat boyunca ayakta, hiç sıkılmadan dinlediğimi anımsıyorum. ‘Mert Demir’in şahane bir geleceği olacak’ diye düşünmüştüm. Sonra bazı arabesk şarkıları yorumladı. O dönem menajerini arayıp Cahide Palazzo’yu kastederek ‘Mert yıldızların çıktığı yerde olmalı’ dedim. Mükemmel bir geceydi. Başarısı kesinlikle tesadüf değil.”
ANADOLU TURNESİ BAŞLIYOR
İsmail Yoğurtçu-Organizatör, Gişe Organizasyon
“Mert Demir’le bu ayın son haftası Anadolu turnesine çıkıyoruz. Eğer iyi bir müzisyenseniz karşılığını Anadolu’dan alırsınız. Diyarbakır, Batman, Adana, Mersin… Biletleri hızla tükeniyor. Çok temiz, yürekli bir çocuk. Onu 18-30 yaş arası genç bir kitle ağırlıklı olarak takip ediyor.”