Güncelleme Tarihi:
ABD’de Idaho, Wyoming, Montana gibi ücra eyaletler, ‘survival’ akımının merkezi. ‘Realtor’ isimli internet sitesindeki bir haber, ABD’nin kırsal kesiminde, bu ihtiyaç üstüne yoğunlaşan emlak firmalarının arttığını, bunların satışlarının da tavan yaptığını söylüyor. ‘Hazırlananların’ gözdesi konumundaki Idaho eyaletinde işler yüzde 50 yükseldi. Müşteriler kendi kendine yeten, kuyulara ve akarsulara yakın, güneş ve sudan alternatif enerji üretebilen; tarım yapmaya müsait arazi arıyor. Evlerin savunmaya uygun olması, sığınaklar ve panik odaları içermesi, stok yapmak için depoya sahip olması da aranan özellikler arasında.
Facebook’un, Reddit’in, LinkedIn’in ve diğer büyük firmaların tepe yöneticileri arasında bir ‘kaçış’ helikopterini sürekli hazır tutan, kimsenin bilmediği bir yerde yeraltı sığınağı inşa ettirenler, Pasifik’te ada satın alanlar, hiçbir belanın ulaşamayacağı umulan Yeni Zelanda’da arsa kapatanlar var.
Gerçekten zengin olanlar için epey alternatif mevcut. Gazeteci-yazar Evan Osnos, New Yorker’daki dosyası için bunlardan birini, Wichita, Kansas’taki eski bir nükleer füze hangarından bozma ‘Survival Condo Project’i gezmiş. Burası artık lüks dairelerden oluşan, yoğun güvenlikli bir yerleşim alanı. Üç milyon dolarlık fiyatı yüzünden sadece süper zenginlere hitap eden sığınaktaki birimlerin hepsi satılmış. Projenin en avantajlı yönü lokasyon. Çünkü esas işi zaten Amerikan ordusu yapmış. Sismografik incelemelere bakılmış; rakıma, konuma, şehir merkezlerinden uzaklığa dikkat edilmiş; böylece mükemmel yer seçilmiş. Takıntılı zenginlere kalan tek şey durup beklemek. Onlar başlarını sokacak bir yer buldular, gerisini biz düşünelim.
Yapay zekâ medeniyetin sonunu getirecek!
Elon Musk... Büyük Fransız yazar Jules Verne’in romanlarından çıkıp gelmiş gibi bir işadamı. Uzay araştırmalarına, yeni nesil otomobil teknolojisine, yenilenebilir enerji sektörüne muazzam miktarlarda para döküyor. Gelecekteki dünyanın nasıl bir yer olabileceği konusunda ağzına bakılıyor. Yalnız bir sorun var. Musk, medeniyetin sonunun yaklaştığına, yapay zekânın insanlığı bitireceğine inanıyor. Bizleri de şu sözlerle uyarıyor: “Yapay zekâ, insan medeniyeti açısından bir ölüm kalım riski taşıyor. İnsanların bunu tam anlamıyla kavradığını zannetmiyorum. Yapay zekâ hakkında kaygı duymuyorsanız, duymaya başlayın; bu mevzu Kuzey Kore’den çok daha riskli.”
Bu gezegende en fazla 100 yılımız kaldı
İngiliz fizikçi, kozmolog ve yazar Stephen Hawking, geçen sene bugünlerde Dünya’nın ömrünün sona ermek üzere olduğunu ve insanlığın gezegeni terk etmek için yaklaşık bin yıllık bir zamana sahip olduğunu ilan etmişti. Bunun için de epey sebep sıralamıştı: İklim değişikliği, dev bir asteroidin yerküreye çarpma ihtimali, nüfus artışı, salgın hastalıklar... “1000 yıl sonra yaşayanlar düşünsün” diye rahat bir nefes almayın. Hawking, geçen mayısta görüşünü revize etti. Yeni hesaplamalarına göre insanlığın Dünya’dan kaçmak için en fazla 100 yılı var. Sebeplerse aynı. Tek çare uzaya çıkmak, yaşanabilir bir başka gezegen bulmak.
Böcekler biterse biteriz
İngiltere’deki Sussex Üniversitesi’nden Prof. Dave Goulson geçen hafta dehşet verici bir açıklamada bulundu: “Kanatlı böcekler Dünya’daki yaşamın üçte ikisini oluşturuyor. Ama son yıllarda bu böceklerin sayısında korkutucu bir düşüş var. Öyle görünüyor ki, bizler, çoğu canlı için dev alanları yaşanmaktan çıkarmış durumdayız. Ekolojik bir kıyametin eşiğindeyiz. Böcekleri kaybedersek her şey çöker.” Goulson, Almanya’da yapılan ve dünyanın tümü için geçerli olduğu söylenen bir araştırmayı yapan ekibin bir üyesi. Araştırmanın sonuçlarına göre, dünyadaki böcek nüfusunun yüzde 75’i artık yok!