Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2019 08:00
Dünyanın ilk tüp bebeği Louise Brown, Çamlıbel Vakfı’nın tanıtım toplantısına katılmak için İstanbul’a geldi. Bugün 42 yaşında olan Brown’la hikâyesini dinlemek üzere buluştuk, tüp bebek tedavisi gören veya görmeyi düşünen kadınlar için tavsiyeler aldık.
25 Temmuz 1978 günü, İngiltere Oldham’daki bir hastanenin önünde alışılmadık bir kalabalık vardı. Basın mensuplarından oluşan bir ordu, hastanenin kapısından ayrılmıyordu. Saatler sonra Lesley ve John Brown çifti, gazetecilere poz verirken herkesin yüzü gülüyordu. Kucaklarında uykuya dalan ve son derece sağlıklı olan kızları Louise, doğan ilk tüp bebek olarak tüm dünyanın gündemindeydi.
Louise Brown bugün 42 yaşında. Bir nakliye firmasında çalışsa da kadınlara ilham olmak ve umut vermek için dünyayı dolaşıyor, seminerlere, televizyon programlarına katılıyor. Geçen hafta ilk kez İstanbul’a geldi.
Louise Brown, bu konuda defalarca röportaj verdi ama hikâyesini anlatırken hâlâ tüyleri diken diken oluyor. ‘Fallop tüpü tıkanıklığı’ nedeniyle dokuz yıl uğraşıp çocuk sahibi olamayan annesinden söz ederken “Sadece bir bebeği olsun istemişti” diyor ve bir süre susuyor.
Hayatının iki kahramanı var: Cambridge Üniversitesi’nden fizyolog Robert Edwards (Daha sonra bu çalışmaları nedeniyle Nobel kazandı) ve jinekolog Patrick Steptoe. Bu iki hekim, tüp bebek tedavisi için tam 10 yıl boyunca çalıştı. Sayelerinde, bugün dünyada tüp bebek tedavisiyle dünyaya gelmiş 10 milyon birey var.
Louise Brown, ilk 4 yaşındayken duydu bu terimi.
Anne-babası onu karşısına alıp dünyanın ilk tüp bebeği olduğunu söylediğinde ve doğum videolarını izlettiklerinde ne olduğunu tabii ki anlayamadı. Doğum günlerinde eve basın geliyor ve soru soruyordu. Tüm bunlar, biraz daha büyüdüğünde anlam kazandı.
Doğumdan sonra ailesine gelen iyi, kötü, çirkin mektuplara da hâkimdi artık. Kimi destekliyor; kimi ilham aldığını, güç bulduğunu söylüyor; kimi de Tanrı’nın işine karışmakla suçluyordu. Sahte kanla boyanmış tehdit mektupları dahi almışlardı.
Öte yandan çok naif hediyeler de vardı. Türkiye’den oyma bir beşik gelmişti mesela. Çürüyüp kurtlandığında atmak zorunda kaldıkları bu beşikte uyumuş uzun süre. Kim göndermiş bilmiyor, “Bir aile de olabilir, hükümet de...” diyor.
Dünyada pek çok kişi için umudun sembolü oldu o. Özellikle yaşadığı yerde, tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olmuş kadınların yanına gelip ona sarıldığını anlatırken gözlerinin içi gülüyor. Bu konuyu anlatmaktan yorulmayacağını, daha çok kadına cesaret vermeyi sürdüreceğini söylüyor. Bu tedaviye başlayacak kadınlara da hep aynı şeyi söylüyor: “Vazgeçme, inan, olumlu düşün! Bu eğlenilecek bir konu olmasa da süreci olabildiğince eğlenceli yaşa.”
Brown ailesi, yoksul bir aileydi. Baba John Brown’ın bir futbol maçı için doldurduğu kupon sayesinde 800 pound kazandılar. Hastane masraflarını da bu şekilde karşıladılar.
PROF. DR. TEKSEN ÇAMLIBEL30 sene önce ölüm tehditleri alıyordum* Bundan 30 sene önce Sultanahmet’te tüp bebek tedavisiyle ilgili bir konuşma yaparken Türk Tabipler Birliği’nin salonunu basmışlardı. Telefonla ölüm tehditleri alıyordum. Türkiye’deki ilk tüp bebek uygulamasını hayata geçirdik. Şimdi artık Türkiye’de herkes bu tedavi yöntemini kabullendi.
* Bugün altı çiftten birinin doğal yolla çocuğu olmuyor. İmkânı olan herkese yumurtalarını dondurmalarını öneriyorum. Annenizin menopoz yaşını sorun, ondan 10 sene çıkarın ve o yaşa kadar çocuk sahibi olmaya çalışın. 35 yaşında bir kadın düşünelim, yumurtalarını dondurup 42 yaşında da o yumurtalarla rahatlıkla çocuk sahibi olabilir.
*Türkiye’de yılda 50-100 bin arası tüp bebek denemesi yapılıyor. 130 merkez var ve bu sayı, pek çok ülkedeki sayıdan fazla. Devlet, üç kereye kadar tüp bebekte kısmi bir yardımda bulunuyor. Ama başka kriterler de var: Kadının yaşı 38’i geçmemeli, evli olmalı, başka çocuğu olmamalı, devlet hastanesinden rapor almalı vs... Neden 38 yaş? Sonrasında şans azalıyor, devlet de bunu biliyor ama 38 yaş ve üstünün de çocuk sahibi olma hakkı var. Neden bir çocuğu olan ikinci çocuğu da yapamasın? İsrail, İngiltere, Almanya ve daha pek çok ülke, altı denemeye kadar tedavi masraflarını üstleniyor.
* Türkiye’de kadınlar çok fazla çevre baskısı görüyor. Bu yüzden pek çok kişi etrafına “Henüz istemiyoruz” derken bize geliyor. Etrafınızda baskıcı birileri varsa bu tedaviye başladığınızı kimseye anlatmayın. Sonrasında her ay “Tuttu mu tutmadı mı” sorularına maruz kalırsınız.
*
Çamlıbel Vakfı’nın çalışmaları 2020’de başlıyor. Vakıf çatısı altında eğitim ve kültür alanında başarılı kadınları destekleyeceğiz, teşvik ödülleri vereceğiz ve maddi imkânsızlıkları nedeniyle tüp bebek tedavisi göremeyen ailelere yardımcı olacağız. İstanbul dışında olanlar için bizimle işbirliği yapacak hastaneler, doktorlar var. Aileleri incitmeden onlara yardım edeceğiz.