Güncelleme Tarihi:
Maaşının erkeklerden düşük olduğunu fark edince...
El-Haşimi, İngiltere ve ABD’de sürdürdüğü tıp eğitiminin ardından 1997’de, yine İngiltere’de Hammersmith Hastanesi’nde işe başladı. Birkaç ay sonra maaşının erkek çalışanlardan daha düşük olduğunu fark etti. Hemcinsleriyle sohbetlerinde, ülkede tüm meslek dallarında kadınların erkeklerden daha az maaş aldığını öğrendi. İngiltere, ABD, Avrupa ülkeleri ve Arap ülkelerindeki maaşlara, eğitime, okullara, müfredata, mevzuata ve yasalara bakmaya başladı.
Bir yıl sonra, bilim dünyasındaki birçok kadınla bir araya gelerek ‘Bilim Kadınlarının Uluslararası Ligi’ni kurdu. Onlara 1968’de babası Prens Muhammed bin Faysal’ın yetenekli öğrencilere burs vermek amacıyla kurduğu Kraliyet Bilim Akademisi Vakfı’nın (RASIT) çalışmalarından bahsetti. Nesrin El-Haşimi’nin yönetim kurulu üyeliğine geçtiği RASIT, 90’ların başında düzenlediği ‘bilim ve kadın’ konulu konferanslarını, BM’nin de desteğini alarak sıklaştırdı.
Eşit işe eşit maaş mücadelesinin yanı sıra mesleğinde de ilerliyordu. University College London’da, tek hücreden kaynaklanan tek gen bozukluğunu tanımak için bir teknik geliştirdi: “Örneğin bir çift, ortak genetik hastalığa sahipse, normal yollardan çocuk yapabilseler dahi onları tüp bebek sürecine dahil ediyorum. Her embriyodan iki hücre biyopsisi yapıyorum ve günün sonunda yalnızca normal ve sağlıklı olanları anneye aktarıyorum. Böylece bir kadın hamile kaldığında normal ve sağlıklı bebek(ler) taşıdığını biliyor, bu sayede çocuklarında hastalık ortadan kalkıyor” diyor.
Tekniği dünyada yüzden fazla merkezde kullanılan El-Haşimi, Brigham ve Harvard tıp okullarının Kadınlar Hastanesi’nde kanser araştırmalarına, yeni tedavi stratejilerine ve doğru kan testleriyle ana kanser tiplerinin tespitine öncülük ediyor.
İlaçlar bile erkeklerde test ediliyor
El-Haşimi, Dünya Kadın Sağlığı ve Kalkınma Forumu’nun kurulmasını sağlayan çalışmalara da öncülük etti. “Birçok hastalığın erkeklere kıyasla kadınlarda niçin daha ciddi düzeyde görüldüğünü biliyor musunuz” diye sorup yanıtını yine kendisi veriyor: “Çünkü çoğu ilaç tedavisi erkekler üzerinde test edilmiştir. Bu nedenle piyasada bulunan birçok ilacı ve tedaviyi acilen yeniden değerlendirmemiz gerekiyor.”
Kendini eğitim ve sağlık konularında herkesin eşit haklara sahip olmasına adayan El-Haşimi, 11 Ekim’de Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’na katılmak üzere İstanbul’a geliyor. Aydın Doğan Vakfı, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu UNFPA, UNICEF ve BM’nin toplumsal cinsiyet eşitliği için çalışan birimi UN Women’ın üçüncü kez düzenlediği Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı, bu yıl ‘Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar: 21’inci Yüzyılda Sosyal Değişimin Aktörleri Olarak Kız Çocukları’ temasıyla gerçekleştirilecek. Konferansta, kız çocuklarının dayanıklı toplumlar inşa etmekteki rolü ve ihtiyaçlarının yanı sıra toplum için değişim yaratacak bireyler haline gelmelerinde bir gereklilik olarak eğitimde dönüşüm konusu tartışılacak. Nesrin El-Haşimi de bu konferansın açılış konuşmasını yapacak.
UNESCO verilerine göre, bilim eğitimi alanların yüzde 53’ü kadınken çalışma hayatında bu rakam yüzde 28’e geriliyor. El-Haşimi, bu konunun, ülkelerin ve bölgenin bulunduğu konuma göre ele alınması gerektiği görüşünde: “Arap ülkelerinde bilim politikasıyla ilgili bir birimimiz yok, araştırma enstitüleri ve fonların sayısı oldukça düşük. Bu da, neden birçok kadınının bilim alanından uzaklaştığını açıklıyor.
İngiltere ve ABD’de ise eşitlik, terfi ve fırsatlarda denklik olmadığı için, kadınlar akademik alanı bırakarak özel sektöre veya daha iyi kazanabilecekleri bir işe geçmeyi tercih ediyor. Türkiye, mühendislik alanında neredeyse kadın katılımı olmayan bir toplumken, son 75 yılda, ABD ya da Avrupa’daki oranların bile üzerine çıkararak oldukça başarılı olmuş.
Türk dizilerindeki kadın rol modeller
Ülkeniz bilim konusunda eşitliğe sahip olsa da bu alandaki başarılı isimler konusunda kimse bilgi sahibi değil; medyada tanınmıyorlar ya da uluslararası camiada temsil edilmiyorlar. Bunu Türk dizilerindeki ya da filmlerindeki kadın figürüne baktığımızda anlayabiliriz. Aynı şekilde bilim kadınları ve başarılarıyla ilgili bir haber görmek de çok mümkün değil. Bu sadece Türkiye’nin değil, bütün ülkelerin ortak problemi. Diğer temel problemlerden biri ise uluslararası camiada bilim kadınları için bir temsiliyetin bulunmaması... Uluslararası Bilim Kadınları ve Kızları Günü için bu kadar çok çalışmamın bir sebebi de budur. Röportajımız aracılığıyla önemli bir konuyu gündeme getirmek istiyorum. UNESCO ve diğer BM ajansları, problemleri ortaya koyan raporlar hazırlamakta oldukça başarılı. Ancak bu sorunların çözümü nasıl mümkün olacak, bunları tartışmamız gerekiyor. Pratik çözümler düşünmemiz gerekiyor, aksi halde bir sıkıntı çemberinde dönüp dururuz. Kendimize karşı dürüst olmalı ve olanı olduğu gibi söylemeliyiz. Bunu yapmazsak, çocuklarımız ve gelecek kuşaklar için nasıl bir hayat bırakacağız?”
El-Haşimi, şu anda babasının 1982’de kurduğu Sürdürülebilir Kalkınma Çalışmaları Merkezi için çalışmalar yürütüyor. 2018’den itibaren başlayacak eğitim programları konusunda BM’yle işbirliği içinde. 2019’da yapılacak Dünya Kadın Sağlığı ve Kalkınma Forumu programları için de çalışıyor. Uzun zamandır Aydın Doğan Vakfı’nın çalışmalarını takip ettiğini söylüyor. El-Haşimi, Aydın Doğan Vakfı’nın çalışmalarıyla dünyadaki diğer organizasyonlara örnek olması
gerektiği görüşünde.
Din adamlarının rolü eğitimcilere verilmeli
İslam ülkeleri olarak hâlâ okur-yazar olamamamızdan ve dahası, Müslüman gibi davrananların, kızlarını okula göndermemesinden çok rahatsızlık duyuyorum. Bana göre bu insanlar, Kuran’ı ve Peygamber Efendimizin hadisini takibe almıyorsa, Müslüman olamazlar. Siyasi açıdan bakarsak, bir ulusu yenilgiye uğratmak veya zayıflatmak istiyorsanız, kadın haklarını baskı altına almak ve cehaleti artırmak için çalışmanız yeterli. Yıllardır bu bölgede olup bitenler Taliban’ın varlığından ve sonra da DAEŞ’ten kaynaklanıyor. Bahsettiğim sorunların üstesinden gelmek için, imamlar ve din adamlarının rolünü eğitimcilere vermemiz gerektiğine inanıyorum.
125 - Türkiye'nin cinsiyet eşitsizliği endeksinde 142 ülke arasındaki sıralaması.
700 MİLYON - Dünya genelindeki çocuk gelin sayısı.
YÜZDE 8.06 - Türkiye’de okuma yazma bilmeyen kadınların oranı.