Güncelleme Tarihi:
Bol oksijenli havası ve zeytin ağaçlarıyla ünlü Kaz Dağları, uzun zamandır köyleri ve bu köylere açılan butik otelleriyle de sıkça konuşuluyor. Son yıllarda Sadettin Saran, Birce Akalay ve Kıvanç Tatlıtuğ gibi ünlü isimlerin de ziyaret ettiği Simurg Inn oteli de onlardan biri. Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Ahmetçe Köyü’nde tam bir inziva yeri. Bölgenin güzelliği ve huzuru nam salmış; birçok isim buradan ev, arazi almaya başlamış bile...
Simurg Inn’in sahibi Dilara Karabay sadece orada bir fırsat görüp otel açan bir isim değil. Köyle, köylüyle yakın temas halinde. Şimdi de köyü yenilemek için kolları sıvamış. Kullanılmayan yıkık dökük binaları yeniliyor, buralarda el sanatları ve Kaz Dağları’na özel ürünlerin satılacağı dükkânlar açmaya hazırlanıyor. Bir de köydeki otizmli çocuklar için özel bir okul yaptırma projesi var. Hatta 32 yıldır köyde kahvecilik yapan 61 yaşındaki Nurettin Benli “Burayı Dilara Hanım’la birlikte Alaçatı gibi temiz bir köy yapacağız” diyor. “Bir sorunları olduğunda bana gelirler, herkese yetişmeye çalışırım” diyen Dilara Karabay’la Ahmetçe’de buluştuk; köy halkıyla birlikte yaptığı yeni projelerini ve değişen hayatını konuştuk.
* Ahmetçe Köyü’ne yolunuz ilk nasıl düştü?
Ben hep yukarıdan denize bakmayı severim. Bu sahil bizim teknemizle mola verdiğimiz bir yerdi. Bir gün “Tepede kartal yuvası gibi bir tarla var, görmek ister misin” dediler. Araziye ilk girdiğim anda âşık oldum. 2005’te arsayı aldım, 2007’de inşaatı bitti. Yaşadığım yerlere hiç bağlı değilimdir, tek bağlı olduğum yer burası. Çünkü burada hiçbir şeyini gösteremezsin. Doğada arabanı da topuklu ayakkabını da kimse umursamaz. Burası doğaya entegre olduğun zaman yaşayabileceğin bir yer.
* Simurg Inn’e tanınmış simalar geliyor. Köy nasıl etkilendi bundan?
Kalkınmaya, tanınmaya başladı. Ama tabii nasıl değiştiği çok önemli. Aşağıda küçücük bir plajım var. Plastik değil ahşap kullanıyorsun. Küçücük bir yer ama geleni gideni var. Bakıyor, ‘Bu plastik iyi değil galiba’ diyor. Amaç sadece para kazanmak değil, iyi olanın yayılması...
“Ege’de hayat yavaşlıyor. Zaten şehirdeki telaşı ve heyecanı buraya getireceksen niye geliyorsun?”
* Uzun vadeli planlar neler?
En önem verdiğimiz konu okul. Bölgede 46 otizmli çocuğumuz var. Onlara uygun, özel eğitim imkânı vermek istiyoruz. Okul, tasarımından beslenme programına otizmli bireylere uygun düzenlenecek. Burada kadınların yaptığı ‘hesap işi’ denen olağanüstü el işleri var. Temmuzda Simurg Shop açılıyor; burada bu el işleri, Ayvacık’ın kilimleri, kaşıkları, salçaları ve zeytinyağları, takılar, tablolar, bölgeden toplanan antikalar satılacak. Sanat, tasarım ve el emeğinin öne çıktığı bir yer olacak. Amaç; lokal ürünlerin alıcıyla buluşması ve köyün yüzünün biraz değişmesi...
Karabay zaman zaman kahvehanede köy halkıyla buluşup konuşuyor.
* Köylüyle iletişiminiz nasıl?
İlk geldiğimde iletişimim çok rahat oldu. Çünkü onların yanına misafir olarak gittim. Ailemde el öpme âdeti yok ama köye gittiğimde yaşlıların elini öperim. Madem burada yaşıyorum, onların âdetlerine uyacağım. Bütün düğünlere giderim, şıkır şıkır oynarım onlarla beraber. Tecrübelerine kıymet verdim. Mesela adamın biri orada Midilli’nin tepesinde bir tane bulut görüyor “Yağmur geliyor” diyor. Ama hava günlük güneşlik (gülüyor). İki saat sonra yağmur başlıyor. Öyle bir tecrübenin sonucu ki bu, sen istediğin kadar donanımla gel, erişemezsin.
‘Daha mutluyum’
* Onların size karşı tutumu nasıl?
Bir sorunları olduğunda gelirler bana. Herkese yetişmeye çalışırım. Çok pratik bir kadınımdır, insan ilişkilerim de iyidir. Komutanla, kaymakamla iyi ilişkilerim var. O yüzden saygı duyuyorlar herhalde. Hadi köyü temizleyelim diyoruz, sorgulamadan her şeye katılıyorlar.
* Ahmetçe Köyü’ne gelmeden önceki sizle şimdiki siz arasında ne gibi farklılıklar oluştu?
Daha sakinim, daha yumuşadım. Belki daha çok çalışıyorum ama ruhen daha huzurluyum. Eskiden çok aceleci bir tiptim. Şimdi ‘Bakam bakam’ yani yavaş yavaş diyorum. Ege’de hayat yavaşlıyor. Uyum sağlayamazsanız sıkıntı... Zaten şehirdeki telaşı ve heyecanı buraya getireceksen niye geliyorsun? Yüzde yüz daha mutluyum.
‘Onu köyümüzden biri olarak görüyoruz’
Venhar Taban, 43
Ata tohumlarından ev ekmeği, reçel, mantı yapıyoruz. ‘Dilara Hanım otelinde bunlara yer verir mi’ dedik, gittik tanıştık. Burada bir dükkân açmaya karar verdik. İyi ki benim kadın patronum var. İnşallah ben de onun yolundan gidebilirim.
Alpay Çankırı, 24
Dilara Hanım’la çalışıyorum. Elimden ne gelirse yapıyorum. Şoförlük, garsonluk... Otel dışarıdan herkesi almayınca daha da nam saldı. Herkes merak ediyor. Köye gelip “Simurg Inn oteline girmek istiyoruz, giremiyoruz” diyorlar.
Emine Sonat, 46
2016’da tanıştık. Evde temizlik yapıyordum. Telefon geldi, temizlikçi arıyorlarmış. Dilara Hanım geldi, konuştuk. Bir abla, anne gibi; çok seviyoruz birbirimizi. O geldikten sonra köy büyüdü, daha güzelleşti. Daha temiz oldu burası.
Abdullah Çankırı, 52
Doğma büyüme, sülalecek buralıyız. Dilara Hanım geldikten sonra yıkık evler düzelmeye başladı. Denize yakın kamplar falan açıldı. Yaklaşık bir seneden fazladır benim oğlum da Dilara Hanım’ın otelinde çalışıyor.
Nurettin Benli, 61
32 yıldır burada kahvecilik yapıyorum. Dilara Hanım gayet sıcak bir insan, onu köyümüzden biri olarak görüyoruz. Geçen sene köyde hep birlikte temizlik yaptık. Bu sene binaları boyayacak, burayı Alaçatı gibi temiz bir köy yapacak.