Güncelleme Tarihi:
Sene sonlarında hep yeni seneyi düşünürüz. Geçen sene ne yaptığımızdan çok, bu sene neler yapacağımızı anlatırız. Bense mutlaka geriye de bakarım. Şimdilerde 40 senenin, hatta 3 ay sonra 41 olacak, nasıl geçtiğine şaşmaktayım. Yaşadıklarım bir anda olmuş gibi görünüyor ama yaşarken de çok uzun geliyor.
Ben her zaman yapamadıklarıma değil yapabildiklerime odaklanırım. Geçenlerde yaklaşık 20 kişiden oluşan bir dostlar masasında da bunu yaptım. Aynı işyerinde çalışan kişilerden oluşan, kadınlı-erkekli bu uzun masa bana göre Türkiye’nin en güzel masasıydı. O masadaki arkadaşlarım arasında yalnızca üçü engel taşımıyordu. Çünkü Türkiye’nin, belki de dünyanın, çalışan sayısına oranla en çok engelli istihdam eden kurumunun kuruluş yıldönümüydü.
O gece geçen yıl neler yaşadığımızı, gelecek yıldan neler beklediğimizi konuştuk. Acılardan ve neşelerden dem vurduk. Ben kurumdaki 9’uncu yılıma giriyorum. 6 ay diye başlayan macera 9’uncu yılına varıyor.
O gece herkes ne kadar süredir orada olduğunu anlattı, zamanın neler getirdiğini, neler götürdüğünü... Kiminin hikâyesi ağlattı, kimininki güldürdü. Yendi, içildi, ağlayana peçete uzatıldı. Birbirimizin gözyaşlarını göremesek de sesimizin titreyişinden fark edebiliyorduk ağladığımızı...
Yaşadıklarımızın tümünün, iyi ya da kötü fark etmez, önemli bir tecrübe olduğunu düşündük. Bir arada olmanın bizi geliştirdiğini fark ettik. Bir söz vardır “Öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer” diye... İşte biz, 2013’ten bu yana hep beraber yürüttüğümüz ‘Karanlıkta Diyalog’ projesini bu felsefe ve inançla geliştirdik.
Bu süreçte sadece birbirimize değil, toplam 500 bin kişiye dokunduk. Onlara karanlıkta diyalog deneyimi yaşattık. Ve sonuçta şunu gördük: İster gör ister görme, ister duy ister duyma. Bir şekilde ‘diyalog’ varsa karanlık yoktur!
İnsanların hayatında askerlik, evlilik gibi büyük olaylar vardır. Benim hayatımdaysa bu büyük olaylar ‘gördüğüm dönem’ ve ‘kör olduktan sonra’dır. Bazen lafa başlarken “Ben biraz görüyorken...” derim ya da “Yeni kör olmuştum...” Görme yetisini sonradan kaybeden herkes için bu böyledir. Bunlar büyük olaylardır. Şimdilerde benim için en büyük olay kızlarım. Yüzlerinin değişimini göremesem de onların büyümesi, seslerinin değişmesi, yüreklerinin olgunlaşması en büyük mutluluğum.
Hadi gelin, bütün bunları size karşılıklı anlatayım. Bu yeni yılda sizleri bir kahve içip sohbet etmek için Diyalog Müzesi’ne bekliyorum. Hepinize sevdiklerinizle birlikte, bütün dileklerinizin gerçekleştiği, çok mutlu ve sağlıklı bir yıl ve yıllar diliyorum.