Güncelleme Tarihi:
Sabah kahvaltı etmek için girdiğim kafenin duvarındaki yazı dikkatimi çekiyor: “Bugün yeterince su içtiniz mi?” Hemen yanında da dizi dizi su şişeleri. Şaşırıyorum. Normalde bu tür tabelalarda günün kahvesiyle ilgili ayrıntılar vs. görmeye alışığım çünkü,
‘Fındık aromalı white chocolate latte’mizi denediniz mi’ gibi... Kahvaltı sonrası yakındaki AVM’de indirime giren mağazalara göz atmaya karar veriyorum. Bir spor bel çantası beğeniyorum. Çantanın bir köşesinde ağzı yuvarlak bir bölüm var. İçine silindir şeklinde bir eşyanın sığabileceği büyüklükte. Mağaza görevlisi bu bölmenin su şişesi için yapıldığını anlatıyor. Daha önce sırt çantalarında rastlamıştım ama bir bel çantasına da yapılacağı aklıma gelmemişti. Zaten çantaların hemen yanındaki rafta da dizi dizi, renk renk, farklı büyüklüklerde su mataraları var… Hani şu sosyal medyada etkili kişilerin “Ne kadar da sağlıklı yaşıyorum” mesajı vermek için sahil kenarında yürürken ellerinden hiç düşürmediklerinden… Haksızlık etmeyeyim. Sadece onların değil. Metroda, yolda, otobüste de gençlerin çoğunun sırt çantalarının bir köşesinde mutlaka su matarası oluyor.
Akşam yatmadan önce de New York’ta geçen bir diziye göz atıyorum. Bir sahnesinde yazar adayı, genç hipster romanını basmak isteyen yayınevine görüşmeye elinde üç kiloluk, beyaz ‘su bidonu’yla gidiyor. Yok artık! Paris’te yaşayan bir Amerikalının maceralarının anlatıldığı bir başka dizide de aynı büyüklükteki mataranın daha şık bir versiyonuna rastlıyorum. Ne de olsa kullanan bir halkla ilişkiler firmasının kadın yöneticisi. Kıyafetinden çantasına her şey lüks markalara ait…
Su içmenin hem sağlık hem de güzellik açısından önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Hatta her gün sekiz bardak suyumuzu
içmeye de özen gösteriyoruz. Bu yazıyı yazarken bile televizyonda altyazı geçiyor: “Yeterli su içmek ömrü 15 yıl uzatıyor.” Öte yandan bu alışkanlığın kendi sektörünü yarattığı da bir gerçek. Hücrelerimizin yenilenmesi için alkali su içiyoruz, sindirimi düzenlemek için de mineralli su. Vice.com’un haberine göre tüm dünyada ortalama 50 bin çeşit aromalı su var.
Bu sulardan alamadığımızda da elimizin altında ne varsa sürahideki suya atıyoruz: Maydanoz, limon, elma kabuğu… Dışarı çıkarken yanımıza su mataramızı almadığımızda kendimizi
suçlu hissediyoruz. Susuz kalmaktan ‘çok korkuyoruz’.
Su günümüzde birkaç milyar dolarlık bir sektör haline geldi. Sodayı ve sütü geçerek üstelik... Z Kuşağı da tercihini kahve ve meyve suyunu ikinci ve üçüncü sıralara layık görüp sudan yana kullanıyor.
Statü sembolü oldu
Tabii haliyle artık bizi basit şu şişeleri kesmiyor. İlk başlarda plastik olanlar vardı. Hani ilkokulda beslenme çantamızın yanında
ya da boynumuza asarak taşıdıklarımızdan. Her yerde bulabileceğimiz cinsten. Sonra cam ve çelik olanlar ilgi görmeye başladı. Şimdilerde katlanıp küçücük çantalara sığan modeller, içinde iyileştirici etkisine inanılan kristaller olanlar gözde. Ve bir de dış yüzeyinde ne kadar su içtiğinizi gösteren ölçü cetveli olanlar var. Dior, Marine Serre, Fendi gibi markalar da son dönemde koleksiyonlarında su şişesi tasarımlarına yer verdi. Çünkü artık yanımızda taşıdığımız su şişesi, tıpkı ayakkabımız ve çantamız gibi bir statü sembolü haline geldi.
‘Renksiz ve kokusuz olmalı, berrak görünmeli’
Su somelyesi, gastronomi yazarımız Ebru Erke, suya olan ilginin artmasıyla ilgili bilgiler verdi.
◊ Su tüketimi arttı ama dünya nüfusunun dörtte üçü yetersiz miktarda su tüketiyor. Bunun bir kısmı mecburi, bir kısmı bilinçsiz. Bilinçsiz derken böyle bir alışkanlığı olmayanlardan bahsediyorum. Ama diğeri temiz su kaynaklarına ulaşamadığı için tüketemiyor. Örneğin Afrika ülkelerinde hâlâ büyük su sıkıntısı devam ediyor.
◊ Su, vücudumuzda besin maddelerini gerekli organlara taşıyor. Hücrelerin fonksiyonlarına devam etmelerini ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlıyor. Yetersiz su alımı hem bedensel hem de zihinsel sorunlara yol açabiliyor. Su tüketimini arttırmak için gelişmiş ülkelerde bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor. Doktorlar bile iyi suyu öneriyor.
◊ İnsanların sağlığına zararlı olabilecek mikroorganizmaları ve kimyasalları içermeyen, aynı zamanda da sağlık için gerekli mineralleri yeterli ve dengeli miktarda içeren sular sağlıklı kabul ediliyor. Renksiz ve kokusuz olmalı.
Ve elbette berrak görünmeli.