Güncelleme Tarihi:
Dilara Bakan daha çocukken boyundan büyük zorluklar yaşamaya başladı. Babasından şiddet gördü, 17 yaşındayken kaçırıldı, onu kaçıran kişiyle evlenmek zorunda kaldı. Hırsızlığa alet edildi, intihar girişiminde bulundu.
Üç kez evlendi ama hiçbirinde mutluluğu bulamadı. Oğluyla birlikte aç kaldığı günler oldu; sonunda bir de kanser buldu onu. 6 yıldır da yakasını bırakmıyor. Yaşadıklarını ‘Dilarasyon’ adlı YouTube kanalında paylaşan Dilara Bakan’la konuştuk.
Geçenlerde bir tür vedalaşma videosu yayımladınız kanalınızda...
Evet, biraz helalleşme gibi... Kötü haberler alıyorum doktorlardan. Vücudum artık tedaviye cevap vermiyor. Bütün ilaçlar denendi, kanser tümörlerim bağışıklık kazandı. Trombositlerim düşmüş, çok zor ayağa kalkıyorum. Sadece sağ memede vardı, o alınmıştı, gitmişti, bitmişti. Şimdi tekrar iki mememde çıktı. Karaciğerimde, beynimde de var. Ne zaman öleceğimi Allah bilir tabii ama doktoruma göre çok olumlu bir tablo yok. Benim gibi son evrede olanların ömrü uzuyor, iyileşme diye bir şey yok. Testlerden olumlu sonuç çıksa bile kullanacağım akıllı ilaçla ömrüm 2-3 sene daha uzayacak.
Korkuyor musunuz?
Ölümden korkmuyorum, sadece arkamda kalanlara üzülüyorum. Gideceğim yer daha güzelmiş gibi geliyor bana, içimde öyle bir huzur var. Ama arkamdakilere kıyamıyorum, oğlum var. Herkesin bir hikâyesi var. Bu hikâyelerden bir şey öğrenebilmek, güçlenebilmek önemli. 3G felsefem var; gül, güldür, güçlü ol!
KEŞKEM OLMAYACAK
Yakın bir tarihte öleceğinizi bilmek nasıl bir şey?
O kadar çok şey yaşayıp gördüm ki ‘keşke’m olmayacak. YouTube yayınlarımda birçok insana umut olduğumu gördüm. Güzel bir şey yaptığımı düşünüyorum. “Ben gülerek öleceğim” diyorum, ölmek kötü bir şey değil bana göre. Sanki ‘oraya’ gittiğimde her şey çok güzel olacakmış gibi geliyor. Çok yaşamak umurumda değil. 90 yaşına kadar yaşamak istemem.
Yine de hayal kuruyor musunuz?
Evet, hâlâ hayallerimi gerçekleştiriyorum. Mesela, canım Adana’da dürüm yemek istiyor, oğluma “Hadi ne olur, uçağa binip gidelim” diyorum. Yaparım böyle şeyler. Tekne hayalim vardı, denedim ama hiç bana göre değilmiş. En çok istediğim şey, yazdığım kitaptan (‘Böyle Şeyler Anlatılmaz’) film yapılması.
Aniden ölmek mi yoksa öleceğini bilmek mi daha kötü sizce?
Bilerek ölmek aniden ölmekten daha iyi. Hem yapmak istediklerinizi yapabilmeniz için hem de kendinizle hesaplaşmanız için fırsat. Ya küt diye gitseydim! Bence dünyadaki en kötü şey kanser değil, en kötü şey çocuklara, kızlara tecavüz edilmesi. Kanser bunların yanında hiç kötü bir şey değil!
Önümüzdeki 1 sene için bir planınız var mı?
Plan yaptım evet, mezarlıkları aradım. Karacaahmet almıyormuş!
‘HİÇ TANIMADIĞIM BİRİ BANA BAKTI’
Allah bana Cennet diye bir kadın gönderdi. Biyoenerji uzmanıymış, YouTube kanalımı izlemiş, bana “Seninle tanışmak istiyorum” diye mesaj attı. Sonra omurgam kırıldı, büyük bir ameliyat olacağımı öğrendim. O kadar telaşlandım ki... Çünkü tuvalete gidemem, yemek yiyemem, hiçbir şey yapamam… Bunu da paylaştım kanaldan. Cennet mesaj attı, “Gelip sana bakmak istiyorum” dedi. Güldüm, inanamadım. Ama gerçekten de Muğla’dan İstanbul’a geldi, hiçbir karşılık almadan gece-gündüz bana baktı. Sonra boynum kırıldı; yine geldi, 2-3 ay yanımda kaldı...