Güncelleme Tarihi:
Sosyal hayatımızın içinde, kültürün etkisiyle ve belki biraz da sürü psikolojisi nedeniyle önemli günler ve haftalarda bazı duygularımız yoğunlaşıyor. Bu davranışlarımıza da yansıyor. Anneler Günü, Babalar Günü veya Sevgililer Günü’nde markalar indirimler yapıyor, biz sevdiklerimize hediyeler alıyoruz. Ama sonra her şey eski haline geri dönüyor.
Bana göre 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde de özel bir durum yaşayan kişiye, bu özel durumundan bağımsız, farklı bir gün yaşatılabilir. Peki, bu nasıl yapılır derseniz orası da sizin yaratıcılığınıza kalmış. Ama Anneler Günü’nde anne olmayı denemediğiniz gibi bu günde de engelli olmaya çalışmayın.
Sosyal medya ve diğer ticaret kanalları nedense hiç önemsemiyor Engelliler Günü’nü. Aslında bizim kapitalist düzene katkımız var, pek görünmese de tahmininizden daha fazla üstelik. Örneğin en çok teknoloji kullanan gruplar arasındayız. Yani Engelliler Günü’nün de diğer önemli günler kadar ticari değeri vardır bence. Ticaret üzerinden anlamlı bir farkındalık bile yaratabilirsiniz. Böylece hem engellilere destek olabilir hem de kazanç elde edebilirsiniz, ‘kazan kazan’ durumu gibi düşünebilirsiniz.
Son 11 yıldır bu ülkede engelli bir vatandaş olmakla ilgili birçok farkındalık çalışması yaptım. Toplumun her kesiminden binlerce insana ulaştım. Hayatlarında küçük de olsa bir şeylerin değişmesine vesile olmaya çalıştım. Motivasyonum da bu zaten. Yine bazı şeyleri söylemeye de devam edeceğim...
Bundan tam 10 yıl önce sosyal medyadan bir paylaşım yapmışım. Geçen gün onu gördüm. Mecidiyeköy’de, metrobüs durağının yan tarafında büyük bir otobüs durağı var. Aynı anda onlarca otobüs geliyor. Ben de çoğunlukla orayı kullanıyorum. Durağa giderken sarı çizgi diye adlandırdığımız kılavuz yolun üzerinden yürüyorum. Kör yolu da deniyor buna hani bilirsiniz. İşte o sarı çizginin tam üstünde bir direk vardı. İnanır mısınız o direk hâlâ aynı yerde duruyor. Şunu söylemeden de geçemeyeceğim; hâlâ duraklarda “Sarı çizgiyi geçmeyin” diye komik komik anonslar yapılıyor. Yani bize bu komik geliyor çünkü sarı yok bizde, körüz. Zaten görenler de sizi duymuyor, bence başka bir yol denemelisiniz.
MÜŞTERİ VAR, ÜRÜN YOK
Yine 5-6 yıl önce 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle önde gelen beyaz eşya firmalarından biri “Artık konuşan makineler üreteceğiz” diye bir söz vermişti. Fakat tabii ki böyle bir şey yok ortada. Teselli olarak ev aletleri için ürettikleri telefon uygulamaları erişilebilir oluyor bazen. Biraz onları kullanabiliyoruz. Kısacası engelli vatandaşların da aslında müşteri potansiyeli var ama hayatlarını daha kolay hale getirebilecek ürün çok az. Beyaz eşyacılar, bunu bir düşünün derim. Tabii işini iyi yapanları ve bizi düşünenleri tenzih ediyorum. Ayrıca onlara çok da teşekkür ediyorum erişilebilir ürünler yaptıkları için.
Daha söyleyecek çok şey var ama birkaç örnekle anlatmaya çalıştım. Ben bu 3 Aralık’tan itibaren düşünmeye başladım: Ülkemizdeki tüm engelli vatandaşlar için neyi daha iyi yapabiliriz ve Engelliler Günü’nün içini nasıl doldurabiliriz? Birlikte bir yol bulalım; o direği kaldıralım mesela sarı çizginin üzerinden. Hepimiz aynı kaldırımda yürüyoruz. Gelecek yıllarda 3 Aralık’ı beraber gülüp eğlenerek ve iyi örnekleri çoğaltarak yaşayalım. Ne dersiniz?