‘Depremlerin sonik dalgalarını inceledim’

Güncelleme Tarihi:

‘Depremlerin sonik dalgalarını inceledim’
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2024 07:00

Genç besteci Ege Gür geçen yıl Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremlerde hayatını kaybedenlerin anısına bestelediği eseriyle 2024 Avrupa Bestecilik Ödülü’nü aldı. ‘Görünmez Olanın İmgesi’ isimli bestesi depremde yaşananları müzik yoluyla dinleyiciye aktarıyor.

Haberin Devamı

Geçen yıl yaşadığımız 6 Şubat depremleri hepimizde acı izler bıraktı. Sanatçılarsa duygularını eserlerine yansıttılar. Bu isimlerden biri de besteci Ege Gür (26). Mimar Sinan İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda öğretim görevlisi olan Gür’ün depremde hayatını kaybedenlere ithafen bestelediği ‘Görünmez Olanın İmgesi’ adlı eseri Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TUGFO) tarafından 10 Ağustos’ta Konzerthaus Berlin’de seslendirildi. Ayrıca Gür’ün eseri Berlin’de düzenlenen bestecilik yarışması ‘Young Euro Classic’te farklı ülkelerden 11 orkestranın seslendirdiği 11 bestecinin eseri arasından 2024 Avrupa Bestecilik Ödülü’nün (Europäischer Kompositionspreis 2024) sahibi oldu. Ege Gür’le buluştuk, başarısını konuştuk.

Sizi depremzedelerle ilgili bir beste yapmaya iten şey ne oldu?

Haberin Devamı

Depremi duyduktan sonra herkes gibi çok üzüldüm. Beni çok etkiledi. En büyük sebebi de hiçbir şey yapamıyor olmaktı. Oturduğum yerde, elim kolum bağlı hissettim. Depremden yaklaşık bir hafta sonra Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın kurucusu ve orkestra şefi Cem Mansur’dan bana bir telefon geldi. Daha önce onun yüksek lisans şeflik derslerine girmiştim. Bana “Ege, depremzedeler anısına müzik yazmak ister misin” dedi. Öyle bir anda geldi ki bu telefon, hiç ikiletmeden “Evet” dedim. Hemen çalışmaya başladım.

‘Depremlerin sonik dalgalarını inceledim’

 

‘KÜÇÜK ÇITIRTILAR DUYULUYOR’

Beste yaparken neler düşündünüz? Sizin de bir yakınınız etkilendi mi bu depremlerden?

Çok yakın arkadaşlarımın aileleri de bu depremi yaşadı. Onun dışında zaten aynı kandan ve aynı candan insanlarız. Yani benim etkilenmem için birincil bir yakınımın bu durumu yaşamış olmasına gerek yok. Bir de böyle bir depremin İstanbul’da olma  ihtimali de çok yüksek. Ama öyle bir gün gelirse umarım yine aynı üzüntüleri yaşamayız. Dilerim gerekli önlemler alınır. Böyle bir besteden bir tane daha yazılmasına gerek kalmaz.

Haberin Devamı

Depremzedelerin yaşadıklarını notaya dökerken nelere dikkat ettiniz?

İşin aslı insanlar deprem yüzünden hayatını kaybetmedi. Binalar çöktüğü için öldüler. O binaları yapan kişilerin işgüzarlığı sebebiyle bu kadar korkunç bir olay gördük, yaşadık. O bölgede deprem olacağını uzmanlar yıllarca bağıra çağıra söyledi. O yüzden biraz işin bu altmetnine, depreme ve orada yaşayan insanların tarihine odaklandım. Yazmaya başladığımda ilk önce deprem esnasında nasıl bir ses çıkıyor diye baktım. Daha önce yaşanan depremlerin ses çıktılarını, sonik dalgalarını, bir grafik olarak nasıl bir şeye benzediğini inceledim. Bestenin çıkış noktası da buydu.

Bu sesler esere nasıl yansıdı?

Haberin Devamı

Bina yıkılmadan, yani depremden hemen önce çok küçük çıtırtılar duyuluyor. Müzik işte o çıtırtılarla başlıyor ve gelişiyor. Çıtırtılar biraz daha genişliyor ve üflemeliler de bir ezgi çalmaya başlıyor. Fakat öyle bir ezgi ki sanki çok güzel bir temaya başlayacak gibi… Sonra müzik kendini gürültünün içine hapsediyor. Ve bu ezgi aslında orada yıllardır söylenmiş şarkılar ve insanların sohbetleriyle buruk bir şekilde devam ediyor. Ardından müzik yine kendini gürültüye teslim edip bütün orkestranın çıkardığı yüksek volümde, bir ses kütlesi halinde ilerliyor. Finalde de adeta başımıza yıkılıyor.

Bu yarışmanın klasik müzik dünyasında nasıl bir önemi var?

Haberin Devamı

‘Young Euro Classic’ 25 yıldır devam eden ve Berlin’in tarihi Konzerthaus salonunda gerçekleşen bir festival. Buraya gerçekten dünyanın en iyi gençlik orkestraları geliyor ve kendi bestecilerinden birini seçip bu yarışmaya katılıyorlar. Ben “Bu yarışmaya katılmak istiyorum” demedim. Orkestra ve Cem Mansur, Türkiye’den benim eserimle girdiler. Yarışmaya tüm dünyadan 11 eser, 11 orkestra katıldı. Onların arasından Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası’nın (TUGFO) seslendirdiği ‘Görünmez Olanın İmgesi’ eserim ödülü kazandı. Tek bir ödül vardı ve size ödülü Almanya hükümeti adına Berlin Belediye Başkanı takdim ediyor. Yani orkestra yarışması olup bestecilik ödülü veren başka bir yarışma yok.

Haberin Devamı

‘Depremlerin sonik dalgalarını inceledim’

 

‘BİNADAN ÇIKMADAN ESER SİPARİŞİ GELDİ’

Bu yarışmayı kazanmanızın kariyerinizde nasıl bir etkisi olacak sizce?

Ödülü alır almaz, daha binadan çıkmadan oradaki müzisyenlerden eser siparişi geldi. 5 bin euro’luk bir ödül de takdim ettiler. Beni oraya tekrar davet ettiler ve ikinci kez Berlin’e gittim. Bana başka bir ilgiyle yaklaşmaya başladılar. İnsanlar bu tarz takdirleri çok önemsiyorlar. Yani en basiti benim babam bile onlarca konserimi izledi ama böyle bir ödülün adının geçiyor olması onlar için de çok önemli. Benim için orada yaşadığım şey kıymetliydi. Yani orkestradaki müzisyenlerle aynı duygu içindeydik.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!