Güncelleme Tarihi:
Havaların soğumaya başlamasıyla gribal hastalıklar arttı. Birçoğumuz koronavirüs endişesiyle soluğu hastanede alıyoruz. Yüz yüze eğitime geçilmesiyle de aynı endişeyi çocuklarımız için hissettik. Okuldan burun akıntısı ya da hafif bir öksürükle gelen çocuk için “Acaba COVID mi oldu” diyoruz. İki hastalığın belirtileri çok benzer, ayırmak neredeyse imkânsız. Bu yüzden “Mutlaka doktora başvurun” deniyor.
YETİŞKİNLER
‘ŞİKÂYETLERE BAKARAK AYIRICI TANI KONULMAZ’
Prof. Dr. Servet Kayhan göğüs hastalıkları uzmanı
Yeni koronavirüs varyantları, özellikle de Delta varyantı, bulaşıcılık ve klinik belirtiler açısından gribe benzer şekilde ateş, boğaz ağrısı, kas ağrıları, geniz akıntısı, öksürük, baş ağrısı gibi şikâyetlere neden olabilir. Sadece bunlara bakarak grip ve COVID-19’u ayırt etmek mümkün olmayabilir. Ayırıcı tanı için PCR testi gerekir. Pandemi devam ettiği için temaslı kişilerin tespiti ve izolasyonu gerektiğinden grip benzeri şikâyeti olanların da bu süreçte hekime başvurması önerilir.
Dünya Sağlık Örgütü öncelikle sağlık personeli, 65 yaş üstü kişiler, gebeler, kronik hastalığı olanlar ve 6 ay-5 yaş arası çocukların mevsimsel grip aşısı olmasını öneriyor. COVID-19 aşısı olmak sizi gripten korumaz. Aynı şekilde grip aşısının da koronavirüse karşı koruyuculuğu yoktur. Pandemi koşullarında ayırıcı tanıda zorluk yaşanması olasılıkları nedeniyle grip aşısı daha da önem kazandı. Maske, mesafe, hijyen önlemlerinin aşı olamayan insanlar için de gripten koruyucu olduğu biliniyor.
ÇOCUKLAR
‘OKUL YERİNE DOKTORA GÖTÜRMEK ÇOK ÖNEMLİ’
Dr. Serap Sapmaz çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı
Koronavirüs nedeniyle bazı çocuklar grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarına ait belirtiler gösterebilir. Bu durum özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla sık karşılaştığımız sonbahar ve kış aylarında kafa karıştırıcı olabilir. Hasta kişiyle temas edilirse grip 1-4 gün içinde ortaya çıkarken COVID-19 semptomları temas sonrası 2-14 gün ama genellikle 4-5 gün içinde başlayabilir.
Enfeksiyon yayılımını önlemek ve sevdiklerimizi korumak adına çocuklarımızın belirti göstermesi durumunda okula göndermemek ve hekim tarafından muayene edilmesi son derece önemlidir. Ayırıcı tanı için çocuklardan PCR testi, boğaz kültürü veya grip için tarama testi istenebilir.
BU DÖNEMDE NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?
‘ÇOCUKLAR DAHA FAZLA PROTEİN VE ENERJİYE İHTİYAÇ DUYAR’
Emel Terzioğlu Arslan, diyetisyen
Çocuklar, yetişkinlerden farklı olarak her yaşta daha fazla protein ve enerjiye ihtiyaç duyar. Yeterli miktarda çinko, demir ve A, B12, B6, C, D ve E vitaminlerinin alınması bağışıklık fonksiyonunun sürdürülmesi için gereklidir. Bağışıklık sistemiyle ilgili birçok çalışmada D vitamininin önemi vurgulanıyor. Bununla birlikte bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için antioksidan açısından zengin gıdalar tüketilmeli. Özellikle kivi, nar, kırmızı meyveler, mandalina, portakal gibi meyvelerle karnabahar, brokoli, ıspanak, roka, pazı, maydanoz, kereviz, soğan, sarımsak gibi sebzeler antioksidan kapasitesi yüksek besinlerdir.
Ayrıca soğan ve sarımsak antibiyotik özelliği sayesinde de enfeksiyonlara karşı koruyucu rol üstlenir.
Bağırsaklar bağışıklık sisteminin yönetildiği bir organ olduğu için bağırsakları korumak da çok önemli. Dolayısıyla bağırsak florasını koruyup vücut direncini arttırmak için kefir, yoğurt gibi probiyotik gıdalar tüketilmeli ve gerekiyorsa probiyotik takviyeler alınmalı. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde baharatın gücünü de unutmamak gerekir. Özellikle zencefil ve zerdeçal, içerdiği birçok vitamin, mineral ve antioksidan sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Ayrıca yulaf da beta glukan içeriği sayesinde vücut direncini arttırır.