Güncelleme Tarihi:
“Şimdi o zaman şöyle sorayım. Mesela yeşil elma mı severseniz, kırmızı elma mı?” Sorunun cevabından önce alakasını düşünüyorum. Çünkü soran kişiye göre tercihim sipariş vermem gereken burger türünü belirleyecek. Yeşil seviyorsam şu burgeri, kırmızı seviyorsam bu burgeri salık verecekler. “Abisi ben muz severim ama meyveleri boş ver, sen bana düz hamburger ver işte” demek istiyorum. Ama böyle deyince de biraz pasif agresif mi tınlayacağım sanki?
Evet acıktım ve hava almayla öğlen yemeğini birleştireyim dedim. Üçüncü dalga hamburgercideyim. Zaten başka da nerede olacaktım? Bu çok dalgalı ortamda yiyecek başka bir şey bulmak zor oluyor. Bu olmazsa üçüncü dalga dönerci var. Esnaf lokantaları dalgalanmaya başlayana kadar karamelize soğan bombardımanına mahkûmuz gibi.
Yemek nasıl trend oluyor?
Ben biraz demode olabilirim. Ama artık bu noktadan sonra sizden kendimi saklayacak değilim, o yüzden açık açık söyleyeyim. Bir yemeğin nasıl ‘trend’ olabildiğini anlamıyorum. Mesela moda tasarımcısının yeni bir estetik anlayışı yaratmasını bunun da bir sonraki büyük şey gelene kadar dünyayı domine etmesini anlayabiliyorum. Ama kahvedir, hamburgerdir, lokmadır, şudur budur gibi şeylerin nasıl ve neden bir anda yüzlerce birbirine benzer dükkânla etrafımızı sardığını bir türlü kavrayamıyorum.
Bir de bir şey çıktıktan çok kısa bir süre sonra tonla uzmanının çıkmasını da anlamıyorum. Sosyal medya hayatımıza girdikten bir sene meslek hanesine ‘sosyal medya uzmanı’ yazanları da tam çözememiştim. Daha dün geldi abi ne ara uzmanlaştınız? Burgerde de aynı durum var. Yüzlerce hamburgerci var ve neredeyse hepsi elma renklerinden burger tercihinizi nokta atış bulabilecek gibi takılıyor.
Kafamda bunlar dönerken çocuk hâlâ sorusunun cevabını bekleyerek bana bakıyor. “Sen bana şunu ver” deyip elimi mönüde rastgele bir yere koyuyorum. Elmayla falan hiç uğraşamayacağım. Zaten bence bu soru hileli. Ne elma dersem diyeyim aynı şeyi önerecekti. Neyse geldi burger, yedik. Tadı hiçbir elmaya benzemiyor, boyu bir anlamsız büyük, fiyatı da hey maşallah. Bir zamanların ucuz sokak yemeğinin geldiği noktaya bak.
***Kahvedir, hamburgerdir, lokmadır, şudur budur gibi şeylerin nasıl ve neden bir anda yüzlerce birbirine benzer dükkânla etrafımızı sardığını bir türlü kavrayamıyorum. ***
Burger dediğin güncellenir mi?
Bu burger gurmeliğinin şimdiye kadar zirve noktasına ulaşmış ve hafiften inişe geçmiş olması gerekiyordu. Sonuçta burger dediğin cep telefonu değil ki sonsuza kadar güncellemeye ve geliştirmeye devam edelim? Ama pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da yanıldım. Akşam evde yemek olmadığını fark edip “Internetten söyleyeyim bugün de böyle gitsin” dediğimde karşıma hop burger, zat burger, burger bong gibi tonlarca burgerci dizi dizi dizildiğinde bu gerçekle bir kez daha yüzleşiyorum. Üstelik bu kez karşımda siyah burger, avokado burger, kinoa burger gibi “Siz nereden çıktınız arkadaşlar” dedirten seçenekler de var. Mega Cheeseburger var mesela 200 gram köftesi varmış. “Hey maşallah danayı bütün koysaydınız” deyip geçiyorum. Mad Mushroom Burger mazallah kafa yapar insanı çarpar diye korkuyorum. Pro Burger için kendimi amatör hissediyor, Ağlayan Burger gibi lokalizasyon çalışmalarına yüzünü dökme küçük burger diyorum. Sonunda siteyi kapatıp paşa paşa yumurta kırmaya gidiyorum. Yanlış anlamayın, temelde ekmek arası patatese tekabül eden patso salgınını özlediğimden, dondurulmuş köftelerin fabrika ekmek içine tepildiği eski günlerin geri dönmesini beklediğimden değil. Ama bu kadar burgere de ihtiyacımız var mıydı gerçekten?