‘Çıplaklığın mesajın kendisi olmasını yadırgıyorum’

Güncelleme Tarihi:

‘Çıplaklığın mesajın kendisi olmasını yadırgıyorum’
Oluşturulma Tarihi: Ekim 30, 2022 07:00

Rap/trap müzikte başarısı ülke sınırlarını aşan Lil Zey’in yeni teklisi ‘OnlyFans’, adını ‘kadın bedeni sömürüsü’ tartışmalarının odağındaki sosyal medya platformundan alıyor. “Geleceğimle ilgili kaygılanabiliyorum ama umutsuz değilim” diyen sanatçı: “Özgürlükleri ortadan kaldırılıp evine, birilerinin eline mahkûm edilmezse bu ülkenin kadının başaramayacağı hiçbir şey yok.”

Haberin Devamı

Ülkemizde rap müzikteki kadın gücünün en önemli temsilcilerinden biri Lil Zey. Eğitim için gittiği Atlanta’da trap müzikle tanışan ve orada edindiği deneyimle Türkiye’ye dönüp başarılı işlere imza atan müzisyeni, Khontkar’la düeti ‘Yolumuz Yol Değil’ ile tanıdık. ‘Zor’ teklisiyle dünyanın en bilinen hip-hop müzik şirketi Def Jam Recordings’in çalma listelerine girerek dünyada da sesini duyurdu. Çizdiği yolda yürürken aklının bir köşesinde hep ‘Kadınlara ne mesaj verebilirim’ sorusu var. Tıpkı son teklisi ‘OnlyFans’te olduğu gibi... Lil Zey’e merak ettiklerimizi sorduk.

*Sizinle ilk söyleşimizde “Biraz yukarıdan bakmakta sakınca yok” demiştiniz. Şimdi rap’te zirvedeki isimlerdensiniz. Manzara oradan nasıl görünüyor?

Tabii ki müzik piyasasında takdirle anılmak, özellikle kadın sanatçıların sesini bulmasında onlara ilham olduğumu görmek güzel. Listeleri domine eden, halkla ilişkiler çalışmalarıyla maruz kaldığımız, ortalamanın altında işler hâlâ varsa da özgün işler ortaya koyanların sayısı çoğalıyor. Manzara bazen feci görünebiliyor buradan ama bazen de eğlenceli.

Haberin Devamı

* 2021’deki ‘Kara Tiyatro’ albümü Lil Zey’i dinleyiciye tanıttı. O günden beri neler yaşandı?

Sesimin ve ruhen kişiliğimin daha çok oturduğunu hissediyorum. Konserlerde albümün en az dinlenen şarkısı ‘Avaz Avaz’ı baştan sona herkesin söylediğini görmeye de hâlâ alışamadım.

‘Müziğim evrensel’

Yeni tekliniz ‘OnlyFans’ adını ‘kadın bedeni sömürüsü’ konusunda çok tartışılan sosyal medya platformundan alıyor. Ama şarkıda başka eleştiriler de var...

Performans sanatlarına bakıldığında, Josephine Baker, Nina Simone ve Yoko Ono gibi güçlü örneklerde görüldüğü gibi, çıplaklık bazen politik ve aktivist çağrılara dikkat çekmek amacıyla kullanılmıştır. Çıplaklığın mesaja ya da sanata yardımcı olmasına karşı değilim, mesajın kendisi olmasını yadırgıyorum. Şarkıya gelirsek; OnlyFans sadece bir metafor. Hip-hop dünyası da dahil bugün her yerde kadın bedeni bir meta olarak görülürken, çıplaklığı araç olarak kullanan sözde feministlere de sözlerim. Çıplaklık kısa süreliğine dikkati üstüne çekmeye yarayan kolay bir araç ama sanatçının fikirlerine saygı duyulan bir dönemin kapılarını aralamamıza yardımcı olmuyor. Aksine sanatçıyı pazara sunulan bir üründen farksız yapıyor.

Haberin Devamı

* Bir süredir İran’da kadınların mücadelesine tanık oluyoruz. Bu mücadele size de
ilham veriyor mu?

Evet, İran’da şu an başını kadınların çektiği bir özgürlük savaşı veriliyor. Tüm dünya, İranlı kadınların her gün nasıl güçlendiğini seyrediyor. Ben genelde iç temaları işleyen şarkılarımla biliniyorum ama yaşadığım coğrafya ve zaman da beni etkiliyor. Tabii ki anlayamadığımız veya anlatamadığımız duygulara hep yer var şarkılarımda. Ama yeni çalışmalarım öncekilere kıyasla daha şifreli ve politik. OnlyFans’te olduğu gibi dinleyicilerime bazen popüler kültürü ve sistemi de sorgulatacağım.

* Kadınların maruz kaldığı ayrımcılık ve şiddet sizi umutsuzluğa düşürüyor mu?

Haberin Devamı

Geleceğimle ilgili kaygılanabiliyorum ama umutsuz değilim. Bu coğrafyanın kadınının zincirlerini kıracağına inanıyorum. Bunun için insanı insan yapan ifade özgürlüğünün kısıtlanmaması önemli. Özgürlükleri ortadan kaldırılıp evine, birilerinin eline mahkûm edilmezse bu ülkenin kadınının başaramayacağı hiçbir şey yok.

* Konserlerinizde şortlu ve başörtülü genç kadınlar birlikte eğleniyor. Müziğinizin ortak payda olması size nasıl bir sorumluluk hissettiriyor?

Gerçek sorumluluğum hayatın farklı yollarında yürümeyi seçen herkesin hissedebileceği şarkılar söylemeye devam etmek. Müziğimin bir grup insana özel değil, evrensel olduğunu düşünüyorum. Farklı özgeçmişe ve inanca sahip insanlar tarafından sevilmem, bana şarkılarımda kimseyi takımdan dışlanmış hissettirmemenin sorumluluğunu yüklüyor.

Haberin Devamı

* Bir sanatçının müzik yapmak dışında bir misyonu olmalı mı?

Eğer doğru kullanılırsa müzikle istenen her amaç gerçekleştirilebilir. Müzikle bir çatışmayı insanların görmediği veya görmek istemediği bir yönden aktarıp ona farklı bir açıdan baktırabilirsiniz. Bir kişiden başlayıp binlere, hatta milyonlara ulaşarak onları uyandırabilirsiniz. Cinsiyet ayrımı ve ırkçılık konularına farkındalık getirebilirsiniz. Kalabalık olmanın gücü çok büyük, devrim yapabilirsiniz.

‘Artık her şey anlık ilgi çekmek üzerine kurulu’

Dışarıdan bakıldığında rap’çilerin çoğu paraya ve lükse düşkün görünüyor...

Maalesef gördüğünüz her şey gerçek değil. Paradan bahsetmeleri için paraları olmasına gerek yok. Zengin olduğunu düşündüğünüz rap’çilerin çoğu düzgün para kazanmıyor bile. Ama müzik türüne eskiden gelen bir ‘flex’ yani hava atan şekilci bir kültür de hâkim. Ben parayı düşünmeyecek kadar param olsun isterim. Ama parayı önceliğim yaparak ürettiğim hiç olmadı. İnsanlar bence istediğim müziği yaptığımı bildikleri için beni dinliyorlar.

Haberin Devamı

* Artık bir şarkıyı bir-iki ayda tüketiyoruz. Bu durum rap müziği nasıl etkiliyor?

Hızın yanı sıra piyasa da aşırı doymuş bir halde. Herkes rap’çi, herkes prodüktör bugünlerde. Çoğu kişi de birbiriyle yarış halinde. Eğer tek bir yarış varsa o da müzisyenin kendiyle yarışı olmalı. Üretim aşamasında da derinlik sağlanamıyor. TikTok’ta trend olabilecek sözler yerleştiriliyor basit bir altyapının üzerine. Dinleyiciler de bu durumu benimsemiş durumda. Kimse dinlediği bir şarkının his ve farkındalık uyandırmasını beklemiyor. Müzikten tek beklenti eğlence olmuş. O yüzden kadın bedeni ve para konuları, müziğin bu şekilci çağına cuk oturan konseptler haline geliyor.

* Rap sokaktan beslenen bir müzik türü ama hayat artık sosyal medyada akıyor. Bunun sektöre etkisi ne sizce?

Sosyal medyadaki fotoğraflar gibi bir filtre örtülüyor üstüne, kusurlar bulanıklaştırılıyor. Sosyal medyada da müzikte de gerçek mutluluk ve sahte mutluluğu birbirine karıştırıyoruz. Belki de bu sosyal medyanın müzik türü üzerinde etkisi değil, insanlığın genel olarak yozlaşıp yüzeyselleşmesinden kaynaklanıyor. Ama artık her şey anlık ilgi çekmek üzerine kurulu ve çok geçici.

Şu sıralar dinlediği üç şarkı

* ‘Stumbling Down’-Tony Allen ft. Sampa the Great

* ‘Wat U Sed’- Isaiah Rashad

* ‘Daylight’-Tee Grizzley

 En son izleyip etkilendiği film

 ‘Volver’ (Dönüş)-Pedro Almodóvar

 En son okuyup etkilendiği kitap

‘Şeffaflık Toplumu’-Byung-Chul Han

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!