‘Bunun adı haksız tahrik indirimi değil olsa olsa erkeklik indirimi olur’

Güncelleme Tarihi:

‘Bunun adı haksız tahrik indirimi değil  olsa olsa erkeklik indirimi olur’
Oluşturulma Tarihi: Haziran 26, 2022 07:00

Cemal Metin Avcı tarafından öldürülen Pınar Gültekin’in geçen hafta görülen karar duruşmasında mahkemenin sanık Avcı’nın cezasına uyguladığı haksız tahrik indirimi Türkiye’yi derinden sarstı. Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir ve aktivist Fidan Ataselim ‘haksız tahrik’ indiriminin kadın cinayeti davaları söz konusu olduğunda suiistimal edildiğini söylüyor. Son bir yılda medyaya yansıyan kadın cinayeti davalarını merceğe aldık, karara bağlanan 39 davanın 23’ünde indirim uygulandığını gördük.

Haberin Devamı

İki yıl önce Muğla’da Cemal Metin Avcı tarafından önce dövülen, sonra da bir varilin içinde canlı canlı yakılarak öldürülen Pınar Gültekin cinayeti davasında geçen hafta karar açıklandı. Mahkeme, hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Avcı için ‘haksız tahrik’ indirimi uygulayarak cezasını 23 yıla düşürdü. Alınan bu karar başta Gültekin’in ailesi olmak üzere toplumda infial yarattı.

Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir herkes tarafından merak edilen tahrik konusu hakkında “Ortada üç farklı tahrik savunması var ancak hiçbirine ait sunulan bir delil yok. Neye göre indirim uygulandığını bilemiyoruz” şeklinde açıklama yaptı.

Haksız tahrik konusunun Türkiye’de kadın cinayetleriyle ilgili kötüye kullanıldığına dikkat çeken Epözdemir, CNN Türk’e yaptığı açıklamada “Aslında kanun koyucunun amacı bu değil. Ancak son 15 yıldır biz bunun yaşandığını görüyoruz” diye konuştu ve “Bir profesyonel katillik müessesesi oluştu. Cinayetin öncesini tasarlayanlar, sonrasını tasarlayanlar, yargılamada nasıl ifade vereceğini ezberleyenler var” dedi.

‘Bunun adı haksız tahrik indirimi değil  olsa olsa erkeklik indirimi olur’

Rezan Epözdemir
(Gültekin’in ailesinin avukatı)

Pınar Gültekin davasında uygulanan haksız tahrik indiriminin sebeplerine değinen Rezan Epözdemir, sanık Cemal Metin Avcı’nın savunmalarını şöyle anlattı:
“Dosyada katil Cemal Metin Avcı’nın üç aşamalı haksız tahrik savunması bulunuyor. Soruşturma aşamasında ‘Benim evli olduğumu öğrendi, benden menfaat temini vardı, o yüzden öldürdüm’ diyor. Kovuşturma evresinde ‘Benim hemcinslerimle görüntülerimi çekti, beni uyuşturdu. Menfaat temini vardı, o yüzden öldürdüm’ diyor. Sonra duruşma başlıyor, çapraz sorguda ‘Ben konuşmaya götürmüştüm bağ evine. Çantasından bıçağı çıkardı aniden, kendimi korumaya çalıştım. Bıçak kolumu yaraladı, panikledim, bu yüzden öldürdüm’ diyor. Oysa dosyada bıçak yok, adli tıp hekimine göre bıçak yaralanması yok. ABD’den Pınar Gültekin’in telefonunun şifresi geldi. Bahsi geçen video, fotoğraf yok, mesaj yok. Karşı taraf delil sunamıyor. Kendi içinde dahi üç kez çelişen bir haksız tahrik iddiası hakkında mahkeme, savcının mütalaasına uymayıp aksine bir karar verdi. Biz bunu öngördük, reddi hâkim talebinde bulunduk ama üç defa reddedildi. HSYK’ya şikâyet ettik. Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz.”

Büyük tepki toplayan bu karar sonrası biz de son bir yılda medyaya yansıyankadın cinayetleri davalarını merceğe aldık...

Haberin Devamı

16 DAVADA CEZA İNDİRİMİ UYGULANMADI

Haberin Devamı

‘Canım’ mesajı tahrik sayıldı

2021’in haziran ayından bugüne medyaya yansıyan 39 kadın cinayeti davasını incelediğimizde şu görülüyor: Pınar Gültekin de dahil olmak üzere 23 farklı davada sanıklara ‘iyi hal’, ‘haksız tahrik’ ve ‘cezanın sanığın geleceği üzerine etkileri’ sebebiyle ceza indirimi uygulandı.

‘Yüzüme tükürdü’ dedi

Bu davalar arasında öne çıkanlardan biri Ayşe Tuba Arslan cinayeti. Arslan boşandığı eşi hakkında iki yılda tam 23 kez savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu. Koruma kararı olduğu esnada eski eş Yalçın Özalpay tarafından sokak ortasında satırla saldırıya uğradı, 44 gün yaşam mücadelesi verdi ancak sonunda hayatını kaybetti.

İlk karar duruşmasında sanık ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Ancak daha sonra istinaf mahkemesi Arslan’ın telefonuna tanıdığı bir erkek tarafından gelen mesajda kullandığı ‘canım’ hitabını öne sürerek ‘haksız tahrik altında tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan 24 yıl hapis cezasına karar verdi.

Bursa’da birlikte olduğu erkek tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürülen 25 yaşındaki Selma Taşkafa davasında da sanık Fahri Küçükcivan’a ‘haksız tahrik indirimi’ uygulandı. Davada sanık için müebbet hapis cezası verilmişti ancak istinaf mahkemesi kararı bozdu. Sanığın “Yüzüme tükürdü ve gönlünde başka biri olduğunu söyledi” savunmasını gerekçe göstererek cezayı 18 yıla indirdi Öte yandan geçen yıl medyaya yansıyan 16 davada hâkimler sanıklar için hiçbir indirim uygulamadı. Örneğin uzun bir süre konuşulan Azra Gülendam Haytaoğlu’nun davasında Haytaoğlu’nu öldürdükten sonra cesedini parçalara ayırarak valizle taşıyıp nehre atan Mustafa Murat Ayhan’a hiçbir indirim uygulamadan, kasten öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet ve cinsel saldırıdan 16 yıl hapis cezası verildi.

Pişmanlık işe yaramadı

Ayrıldığı erkek tarafından 6 aylık hamileyken 16 yerinden bıçaklanarak 17 yaşında öldürülen Sezen Ünlü’nün davasında da mahkeme sanık Anıl Yolum’un “Pişmanım, bana hakaret etti, ağır tahrik altında cinayeti işledim” sözlerini dikkate almadı ve haksız tahrik indirim talebini reddetti. Yolum böylece hiçbir indirim almadan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Haberin Devamı

‘Katillerin söyledikleri gerçek olarak kabul ediliyor’

‘Bunun adı haksız tahrik indirimi değil  olsa olsa erkeklik indirimi olur’

Fidan Ataselim
(Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu
Genel Sekreteri)

* Haksız tahrik indirimi nedir? Kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi halinde ceza sorumluluğunu azaltan bir ceza indirimi nedenidir.
* Maalesef davalarda haksız fiil olarak öne sürülen iddiaların gerçek olup olmadığını anlamak mümkün değil. Öldürülmüş, kendilerini savunamayacak durumdaki kadınlar için katiller istedikleri her şeyi söylüyor. Katillerin söyledikleri gerçek olarak kabul ediliyor ve indirim uygulanıyor.
*Kravat indirimi, pişmanlık, saygın tutum indirimini biliyorduk. Fakat haksız tahrik indirimleri de çokça arttı. Bunlar ‘başkasıyla mesajlaşıyordu’, ‘arkadan erkek sesi geliyordu’, ‘beni aldatıyordu’, ‘erkekliğime laf etti’, ‘çocuk senden değil dedi’ gibi yüce erkeklikle özdeşleştirilen meselelerle bağlantılı. Kadınların onuru ve gururu hiçe sayılarak bu söylemler bir kadının yaşam hakkının sonlandırılma gerekçesi olarak kabul ediliyor.
* Bir yandan siyasi iktidar indirimleri kaldırıyoruz derken bir yanda görüyoruz ki haksız tahrik indirimleri artıyor. Sedef Berberoğlu davası üst mahkeme tarafından bozuldu ve haksız tahrik indirimi uygulandı. Güner Çağdaş için Iğdır’da, Selma Taşkafa için Bursa’da yerel mahkemelerin aldığı karar istinaf mahkemesi ya da Yargıtay tarafından bozuldu, haksız tahrik indirimi uygulandı.
* Kadın cinayetlerinde haksız tahrik indirimi olamaz. Bunun adı haksız tahrik indirimi değil, olsa olsa erkeklik indirimi olur. Bu indirimlerin artmasının bir sebebi de İstanbul Sözleşmesi kararı... Çünkü İstanbul Sözleşmesi’nde kadına şiddetin, kadın cinayetlerinin hiçbir şekilde gerekçelendirilemeyeceğini anlatan ve bu cinayetlere ortak olanların ceza almalarını sağlayan maddeler var.

BAKMADAN GEÇME!