Güncelleme Tarihi:
Hepimiz, her gün sokağa çıkıyoruz. İşe ya da okula gitmek, sosyalleşmek, eğlenmek, bazen de en doğal ihtiyaçlarımızı karşılamak; hastaneye, eczaneye ulaşmak için...
Bunları yaparken ya toplu taşımaya biniyor ya da ticari taksi kullanıyoruz. Ve bu esnada en çok güvenlik personeli ve taksi şoförleriyle muhatap oluyoruz.
Fakat bazen hiç de hak etmediğimiz öyle davranışlarla karşılaşıyoruz ki, fena halde üzülüyoruz.
Mesela güvenlik personeli sanki acınacak bir durumun varmış gibi “Kart basma, şuradan geç” diyor. Dolmuşa biniyorsun, para uzatıyorsun, “Tamam tamam, otur sen” diyor, paran elinde kalıyor. Ondan bir yardım talebinde bulunmuşsun gibi davranan bu şoför az sonra 50 kuruşu çıkışmayan bir öğrenciyeyse fırça atabiliyor. O öğrenci de ben de bu davranış biçimini hak etmiyoruz. Bu koca şehirde de bu hayatta da herkesin eşit yaşama hakkı var.
Bizden para almayanların yanı sıra bir diğer hak etmediğimiz davranış biçimi de, insanların cebimize para sokmaya çalışmaları... Geçenlerde küçük kızımla otobüs beklerken “Baba biri bana para verdi, neden” dedi. Gel de şimdi bu çocuğa anlat nedenini... Elimizde baston var diye dilenci değiliz ki!
Ama eskiden beri bizler hep böyle gösterildik. Yeşilçam filmlerine bakın, ne demek isteyeceğimi anlayacaksınız. En trajiğinden en komiğine, tüm filmlerde dilenci gibi gösterildik. O yüzden, bunu yapan insanda da suç bulamıyorum aslında.
Geçen akşam iş çıkışı acilen doktora ve sonra da eczaneye gitmem gerekti. Eve en yakın eczane 3 kilometre uzakta. Taksiye binmeye karar verdim. Yolun kenarında beklerken fark ettim ki otobüs durağına bile arabalar park etmişti. Neden otobüs durağına araba park ederiz, hiç anlayamıyorum. Neyse, konuya döneyim. Ben taksi durdurmaya çalışırken yoldan geçen bir araç sürücüsü sağ olsun durup bana yardım etti, bir taksi çevirdi. Arabasını düzgün park edemediği için aceleyle uzaklaşıyordu ki, taksi şoförü arkasından bağırıp “Al kardeşim şunu arabamdan, ben götüremem” dedi.
GÖRMEMEK SUÇ DEĞİL
Hemen indim o taksiden tabii. Bir başka taksiyi durdurmayı başardığımda 15 dakika geçmişti. Bu kez de taksicinin söylenmeleri ve ‘la havle’leri eşliğinde eczaneye gidebildim. Yolda bir sürü laf işittim ama sesimi çıkarmadım, sinirlerime hâkim oldum, çünkü ilaçlarıma kavuşmalıydım.
Sonunda eczaneye gidip ilaçlarımı alabildim ama yaşadıklarımı hak etmediğim için gerçekten çok üzüldüm. Sadece gözlerim görmüyor ve bu bir suç değil, üstelik bunu ben seçmedim.
Keşke bu tür işler yapan insanlar, bizim gibi kişilerle empati kurabilecek yetilere sahip olsalar. Belki bunun için eğitim alabilirler ve bu tür durumlar bir daha olmaz. Çünkü ben bunları yaşadığım için de buraya yazdığım için de üzgünüm...