Güncelleme Tarihi:
Birçoğumuz evimizden çıktığımızda bir kediyle veya köpekle selamlaşmaktan mutluluk duyuyoruz çünkü onları birer mahalle sakini gibi görüyoruz. Aynı zamanda hayvan haklarına inanıyor, onlara da adalet istiyoruz. Bu yüzden Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikleri, özellikle ötanazi gibi olası uygulamaları duyduğumuzda haklı olarak büyük tepki gösteriyoruz Ancak öte yanda da Meclis’teki görüşmeleri izlemeye katılan Halil Yılmaz’ın geçen yıl 7 Aralık’ta Keçiören ilçesi Kafkas Mahallesi’ndeki evinden çıkıp okuluna giderken boş arazideki çok sayıda sahipsiz hayvanın saldırısına uğraması sonucu ağır yaralanan oğlu Tunahan Yılmaz var. Ya da yine görüşmeleri takip eden, Antalya’da 2022 yılında sahipsiz köpeklerden kaçarken kamyonun altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki Mahra Pelin’in annesi Derya Pınar...
12 Temmuz’da AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in son halini kamuoyuyla paylaştığı 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi bu yüzden büyük tartışmalara neden oluyor. Sokaklardaki sahipsiz hayvan popülasyonunun artışının kamu güvenliğini bozduğu, çocukların ölümüne, yaralanmasına neden olduğu gerekçesi öne sürülürken bir yanda da bu teklifin “4 milyon hayvanın öldürülmesiyle ilgili olduğunu, anayasaya aykırı olduğunu” söyleyenler...
Bu yasa tasarısına karşı olanlar da hayvanların sürüler halinde sokaklarda dolaşmasına, saldırmasına karşı. Sadece bu maddelerle, hayvanların çeşitli şartlara bağlı olarak da olsa öldürülmesiyle, sokak hayvanlarının tümünün toplanmasıyla sorunlara çözüm bulunamayacağını, başka yolların olduğunu savunuyorlar. Ayrıca sokak hayvanlarına bakmanın, onlarla birlikte yaşamanın kültürümüzde önemli bir yeri olduğunu belirtiyorlar.
Özetle yasanın 17 maddesinde değişiklik yapılmasını öngören teklif, TBMM Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda 17 Temmuz’da görüşülmeye başladı. Yarın görüşmeler devam edecek. Biz de yeni yasa değişikliği teklifiyle ilgili öne çıkan başlıkları ve teklifteki tartışmalara neden olan ‘ötanazi’ gibi kimi tanımları uzmanlarla konuştuk. Teklifi açıklayan Abdullah Güler’in ve kendi şehrinde hayvanlarla ilgili pek çok işe imza atan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in gazetemizde yayımlanan cevaplarına da yer verdik.
YASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİNDE ÖNE ÇIKAN MADDELER
Bu hafta kabul edilenler:
◊ Hayvanların korunmasında insan, hayvan ve çevre sağlığının gözetilmesi kanunun amaçları arasına alındı.
◊ Sahipli hayvan ve sahipsiz hayvan kavramları açık bir şekilde tanımlandı. ‘Yakala-kısırlaştır-sal’ metodunun kaldırılması nedeniyle hayvan bakımevi tanımında uyum değişikliği yapılıyor.Tanım ‘Bakanlıktan izin alınmak suretiyle kurulan ve hayvanların sahiplendirilinceye kadar barındırıldığı ve rehabilite edildiği bir tesis’ şeklinde değiştiriliyor. Ayrıca bakımevlerine alınan hayvanlar bakanlık veri sistemine kaydedilecek.
◊ Sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanlar, hayvan bakımevlerine toplanacak. Buralarda rehabilite edilip sahiplendirilinceye kadar bakılacaklar. Artık bakımevleri dışında bir hayvana bakmak ancak onun yasal sorumluluğunu alıp sahiplenerek mümkün olacak. ‘Hayvanlara bakan veya bakmak’ ibaresi ‘hayvanları sahiplenmek’ şeklinde değiştirildi.
Görüşülecek olanlar:
◊ Yerel yönetimlere ötanazi uygulaması yapılabilmesi konusunda yetki verilmesi... Bu amaçla bakımevine alınan hayvanlardan saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılabilecek.
◊ Yerel yönetimlerin topladığı sahipsiz hayvanların bakımevi dışında bir yere terk edilmesi, bakımevinde barındırılan hayvanların başka bir yere bırakılması fiillerinin yasak kapsamına alınması....
◊ Hayvanlar için ameliyathaneler kurmak, bunlara ilişkin ilaç, alet-
ekipman temin etmek ve bakımevlerinde barındırılan hayvanların sahiplendirilmesine yönelik faaliyetleri düzenlemek teşvik edilecek.
◊ Caydırıcılığın sağlanması için bir hayvanın sahibi tarafından terk edilmesi durumunda 60 bin lira para cezası verilecek. Yerel yönetimler topladıkları sahipsiz hayvanı bakımevi dışında bir yere terk ederlerse veya bakımevinde barındırılan hayvanı bakımevi dışında bir yere bırakırlarsa hayvan başına 50 bin lira yaptırım uygulanacak.
◊ Büyükşehir belediyelerinin, il belediyelerinin ve nüfusu 25 bini aşan belediyelerin 31.12.2028 tarihine kadar hayvan bakımevleri kurmaları şartı getiriliyor. Mevcut bakımevlerinin koşullarını da iyileştirecekler. Belediyelerin bu yükümlülüklerini zamanında ve etkili bir biçimde yerine getirebilmeleri için en son bütçe gelirlerinin binde 5’i oranında kaynak ayırmaları gerekecek. Büyükşehir belediyelerinde bu oranın binde 3’ü uygulanacak. Kaynağı başka amaçlar için sarf eden belediye başkanı ve belediye yetkililerine 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek.
‘HAYVANLAR İÇİN BU TANIM KULLANILAMAZ’
1-Ötanazi nedir?
◊ Uyutulma denen işlem aslında ötanazidir, yani öldürmedir. Anestezi altında verilen ilaçlarla sağlanır. (Hande Mutlu)
◊ Ötanazi insanın kendi bilinçli iradesiyle yaşamına son verme kararıdır. Hayvanlar için ötanazi tanımı kullanılamaz. “Hayvanlara ötanazi hakkı tanıyoruz” hiç denemez. Tüm hayvanların hayatta kalma çabaları vardır. (Elif Ertürk)
‘ÖLDÜRME GEREKÇESİNDE MUĞLAK İFADELER VAR’
2-Nedir bu 6’ncı madde?
◊ 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı kanunun temelinde bir 6’ncı madde var. Bu madde hayvan popülasyonunu kontrol yöntemi olarak ‘yakala-kısırlaştır-yerine bırak’ prensibine dayanıyor. Yasa değişikliği teklifinin en korkunç noktası da bu 6’ncı maddenin kaldırılması. Artık yerel yönetimlere yuvalandırılmayan hayvanların toplanması ve öldürülmesi yetkisi veriliyor. Öldürme gerekçesi için de muğlak ifadeler var. Örneğin ‘saldırgan, topluma adapte olamamış, sosyalleşememiş, anatomisi bozuk’ gibi hayvanlara dair sıfatlar kullanılıyor. (Dr. Mine Yıldırım)
‘ROMANYA BU ŞEKİLDE AZALTAMADI’
3-Dünyadaki uygulamalar nedir?
◊ Hollanda ötanazi yapmadan sokaklarındaki hayvan sayısını sıfırlayan bir ülke. ‘Yakala-kısırlaştır-yerine bırak’ formülünü uyguladılar ve başarılı oldular. Sahipli-sahipsiz bütün köpekleri aşıladılar. Hasta olanları barınaklara aldılar, hasta olmayanları aldıkları yere geri bıraktılar.
◊ Yeni Zelanda, İsviçre, İngiltere gibi ülkelerde ötanaziye ilişkin düzenlemeler var. Fakat böyle ülkelerde ‘hayvan refahı’ denen bir kavram görüyorsunuz. Yani hayvanlar yaşadıkları sürece olabildiğince az eziyet görüyorlar. Ama insanın çıkarıyla hayvanın çıkarı karşılaştığında insanınki hep üstün geliyor. Romanya’da çok ağır ötanazi içeren bir kanun 2013’te kabul edildi. Bükreş’te 150 bin köpek öldürdüler ama hayvan popülasyonunu hâlâ azaltamıyorlar. Bir kaos ortamı doğdu. Türkiye’de de aynı şey olacak. (Doç. Dr. Serkan Köybaşı)
‘KISIR OLAN BÖLGEYİ EMNİYETE ALIYOR’
4-Hayvanı alınan yere bırakmak neden önemli?
Eğer bir köpeği bölgesinden alıp tekrar oraya geri koymazsanız onun yeri başka köpekler tarafından hızla dolduruluyor. Üstelik bu köpeklerin alanı genişlediği için daha çok üremeye başlıyorlar. Oysa bir köpeği kısırlaştırıp yerine bıraktığınızda o köpek o bölgeyi emniyete alıyor. Kısır olduğu için üreyemiyor. O bölgesini korurken siz diğer yerlerdeki köpekleri kısırlaştırıyorsunuz. (Doç. Dr Serkan Köybaşı)
‘FARE GİBİ DİĞER TÜRLER ARTAR’
5-Sokakta kedi-köpek kalmazsa ne olur?
◊ İklim değişikliğinin geldiği son noktada anladık ki insan ekosistemin bir parçası. O yüzden “Sokaklarda hayvan olmaz” diyemeyiz, dememeliyiz. Örneklerini dünyada görüyoruz. Kedileri sokaklardan aldığınız zaman her yeri fareler basıyor. Fransa’da bizdeki kedilerden büyük fareleri kendi gözlerimle gördüm. ABD’nin başkenti Washington’da ve New York’ta da öyle. Köpeklerin de burada bir konumu var. Yüzyıllar boyunca köpeklerin hizmetinden faydalanmışız. Şimdi diyoruz ki “İnsanın olduğu yerde köpek olmaz”.(Doç. Dr. Serkan Köybaşı)
◊ Kediler zorunlu etçil hayvanlardır. Sürüngen, kemirgen ve amfibilerle beslenirler. Dolayısıyla sokakta olmamalarının kent yaşamına negatif etkisi olacaktır. (Hande Mutlu)
‘BELEDİYELERİN YÜZDE 5’İNDE VAR’
6-Bakımevlerinin durumu nedir?
◊ Hayvan hakları konusunda çalışmaları yapan kişiler olarak hiçbirimiz çocukların ölmesini veya insanların arabanın altında kalmasını istemiyoruz. Kediler ve köpekler sürüler halinde sokaklarda gezsin de demiyoruz. Aslında aynı şeyi savunuyoruz. Zaten onun için kısırlaştırmayı teşvik ediyoruz, üretim çiftlikleri ve petshop’lar olmasın, hayvan ticareti yapılmasın diye ısrar ediyoruz. Ama bu hayvanları öldürmek veya bakımevlerine doldurmak da bir çözüm değil. Bugün Türkiye’deki belediyelerin sadece yüzde 5’inde hayvan bakımevi var. Çoğu yetersiz. Bakımevini ne kadar büyük yaparsanız yapın dolacak. İçeriden 2-3 bin tane köpeği bir şekilde öldürmeniz gerekecek. Kısırlaştırma yapmadan da bununla başa çıkamazsınız, çünkü musluk akıyor. (Ahmet Kemal Şenpolat)
‘2 YILDA KONTROL SAĞLANABİLİR’
7-Kısırlaştırma artık yapılmayacak mı?
◊ 2028 yılına kadar yerel yönetimlere bakımevi açmaları için süre veriliyor. Oysa Veteriner Hekimleri Odası, veterinerler ve biz tüm çalışmalarımızda gördük ki kısırlaştırma seferberliğiyle 2 yıl içinde hayvan popülasyonunun kontrolü sağlanabilir. Bunu yapmak yerine 4 yıllık bir süre konuyor. Var olan bakımevlerinin durumu da ortada. Kısırlaştırma bu yasa değişikliğiyle tamamen terk ediliyor. Hayvanların temel aşılarının yapılmasından da bahsedilmiyor. (Dr. Mine Yıldırım)
‘KİTLESEL ÖLÜMLER OLURDU’
8-Kuduz vakası var mı/artıyor mu?
◊ Türkiye’de sokakta yaşayan hayvanlarda eğer kuduz olsaydı bütün şehirlerde kitlesel ölümler olurdu. Son 5 yılda öyle bir vakamız yok. Ama kanun teklifi görüşmelerinde ‘kuduz vakalarının arttığı’ konuşuluyor. Bahsettikleri aslında ‘kuduz şüpheli ısırmalar’. Örneğin ayağınıza bir çivi battı ya da sizi bir kedi tırmaladı. Evinizde beslediğiniz hayvan da olabilir. Hastaneye gittiğinizde size sağlık görevlisi bir kuduz ya da tetanos aşısı yapar. Orada açılan kayda da ‘kuduz riski’ yazılır. (Dr. Mine Yıldırım)
◊ Kuduz olan hayvanın zaten öldürülmesi lazım. Bunun için bir yasa düzenlemeye gerek yok. Çünkü 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nda zaten bu belirtilmiş. Kuduz olmayan hayvansa öldürülmez. 2024’te bir kişi bile eğer kuduzdan ölüyorsa orada görev ihmali vardır. Verem veya veba gibi dünyadan kalkmış bir hastalık bu. (Ahmet Kemal Şenpolat)
‘ŞU ANDA KONU KÖPEKLER’
9-Teklif kedileri kapsıyor mu?
◊ ‘Sokak hayvanları’ diye genel bir tabir kullandıkları için uzun vadede sıra kedilere de gelebilir. Ama şu anda konu köpekler. ‘Hayırsız Ada’ (1910 yılında 80 bin köpeğin İstanbul’daki Sivriada’ya sürgün edilip öldürülmesi) vakasını tekrar yaşatmak istiyorlar. (Ahmet Kemal Şenpolat)
‘KUDUZ RİSKİ OLAN, SALDIRGANLAŞMIŞ, REHABİLİTE İMKÂNI OLMAYAN SAHİPSİZ KÖPEKLER UYUTULACAK’
AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler’in 15 Temmuz’da Hürriyet gazetesinde yayımlanan açıklaması şu şekildeydi:
◊ Düzenleme, hayvanlarımızın oldukları yerden alınması, sağlıklı barınaklarda bulundurulması ve güçlü bir şekilde sahiplendirilmesi anlayışını taşıyor. Kuduz riski olan, saldırganlaşmış, rehabilite imkânı olmayan sahipsiz köpeklerin uyutulması, yani ötanazi kavramını da bu düzenlemede getiriyoruz.
◊ 2,5 milyona yakın sahipsiz sokak köpeğinin kısırlaştırıldığı, 550 bine yakın sokak köpeğinin sahiplendirildiğine dair raporumuz var. Mevcut tedbirlere rağmen mahalli idarelerimizin yetersiz kaldığını görüyoruz. Bu durum nelere sebebiyet verdi? Kuduz riskli vakalar artmış durumda. Hayvandan hayvana, hayvandan insana geçen çok farklı parazitler var. Belli ilçelerimizde kuduz köpek nedeniyle karantina uygulaması yapılmak zorunda kaldı. Mevcut durum böyleyken bakanlık raporuna göre birçok kazanın meydana geldiği, bu kazalarda vefat eden vatandaşımızın sayısının 50-55 olduğu ortaya çıktı. Belli alanlarda, insanlarımızın yürüyüş yaptığı alanlarda çok sayıda köpeğin dışkısı toplumu tehdit edecek hale geliyor.
‘SORUN BUGÜNÜN SORUNU DEĞİL’
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin dün Hürriyet’te yayımlanan, Oya Armutçu imzalı haberde konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı:
◊ Hayvanları Koruma Kanunu’nu çıkardığımız zaman ben Belediyeler Birliği Başkanı’ydım. Belediyelerin birçoğu bu işi yeterince sahiplenmedi. Kanunla getirilmesine rağmen bütçelerinden gerekli kaynağı ayırıp köpeklerin kısırlaştırmalarını yapmadılar, tesisleri, barınakları kurmadılar. Sahipsiz sokak köpekleri popülasyonu sorun haline geldi. Sorun bugünün sorunu değil.
◊ Milletvekilleri hem hayvanseverlerle, hem köpek saldırısına uğrayanlarla hem de sokak köpeklerinden korkanlarla empati kurmalı.
◊ Teklifte ötanaziyi öne çıkardılar. Hayvanın sağlığında bir sorun varsa, örneğin kuduz olmuşsa Veteriner Kurulu ötanaziye karar verecek. AK Parti karar vermeyecek. Tartışmaları bilimsel temelde yürütsünler.
‘VATANDAŞ DA BUNA İSYAN EDECEK’
10-Esnafın kapısının önündeki köpekler toplanacak mı?
◊ 6’ncı maddeyi kaldırınca onların hepsini alacaklar. Isırmayan, aç bile olsa kimseye saldırmayan, kafenin, fırının, dükkânın dibinde oturan hayvanlar... Vatandaş da buna isyan edecek. (Ahmet Kemal Şenpolat)
◊ Sokaklardan köpek ve kedileri toplamak insanlar üzerinde büyük bir ruhsal üzüntü yaratır. Esnafın kedi ve köpeklerinin toplanması ağır toplumsal travmalara yol açabilir. (Zuhal Arslan)
◊ Toplum sokağındaki köpek dostuna, kediye bakmaya devam edecek. Bu toplumun değerlerine, alışkanlıklarına, yaşam tarzına ağır bir saldırı. (Elif Ertürk)
KATKI SUNANLAR
¬ Doç. Dr. Serkan Köybaşı: Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı, Hayvan ve Doğa Hukuku Laboratuvarı direktörü
¬ Ahmet Kemal Şenpolat: Avukat, HAYTAP Başkanı
¬ Dr. Mine Yıldırım: Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi, kent araştırmaları yapan sosyal bilimci ve Dört Ayaklı Şehir: Kent, Doğa, Hayvan Çalışmaları Derneği koordinatörü
¬ Elif Ertürk: Hayvan Hakları Konfederasyonu yasama izleme delegasyonu sözcüsü
¬ Zuhal Arslan: Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) proje ve sahiplendirme sorumlusu
¬ Hande Mutlu: Veteriner hekim