Güncelleme Tarihi:
Türk ve Yunan kültürü hem coğrafi yakınlığımız hem de tarihsel bağlarımız nedeniyle hep etkileşim içinde olmuş. Bu ortak miras özellikle müzik alanında kendini güçlü bir şekilde gösteriyor. Benzerliklerimiz iki dilde ortak melodilerle ortaya çıkıyor. Katerina Batalogianni (vokal), Gizem Sucu (ut), Ali Baran Özcan (buzuki), Gamze Yılmazer (perküsyon, geri vokal) ve Ozan Demir’den (gitar) oluşan Komşiler Band, rebetiko ve laiko (Yunan halk müziği) çalıp söylüyor. Grup üyelerinden Katerina Batalogianni ve Gamze Yılmazer’le buluştuk.
- Neden komşular değil de ‘Komşiler Band’ grubun adı?
Katerina Batalogianni: Bir şakaydı aslında, ilk önce komşular diye düşündüm ama arkadaşlar “Komşi daha tatlı” dedi.
Gamze Yılmazer: Şener Şen’in ‘Banker Bilo’ filminde sınırdan geçerken “Komşi komşi” dediği bir sahne vardı, biraz da oradan alıntıyla koyduk bu ismi.
- Grup fikri nasıl oluştu?
Katerina Batalogianni: Yunanistan’dan İstanbul’a Erasmus için gelmiştim, Selanik’te konservatuarda okuyordum. Türkçeye âşık olduğum için Erasmus’tan sonra okul da bitince İstanbul’a geldim. Ama bu defa aradığım kozmopolit atmosferi bulamadım. Osmanlı’dan etkilenen etnik kökenli azınlık müzik grupları bulmak istiyordum. Sonra arkadaşlarıma “Biz yapalım, bu farklı kültürleri sürdürelim” dedim. Sadece Yunan değil; Balkan, Akdeniz müziklerinin de olduğu bir repertuvar oluşturduk.
- Kolay oldu mu iki kültürü bir araya getirip kaynaşmak?
Katerina Batalogianni: Pek olmadı. Hepsi çok yetenekli müzisyenler ama ben Yunanistan’da bu şarkılarla büyüdüm, arkadaşlarım öyle değil. Kulakları alışsın diye hep Yunanca şarkıları dinlettim.
- Repertuvarınızı nasıl belirliyorsunuz?
Gamze Yılmazer: Başta hem Türkçesi hem Yunancası olan bilindik şarkıları seçiyorduk. Artık bizi geliştirecek daha eski parçaları da repertuvara alıyoruz.
- Konserlerde izleyenlerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Katerina Batalogianni: İnsanların bazen hiç oturmadan dans ettiği geceler oluyor. Burada ortak bir Yunanca şarkı söylediğimde diyorlar ki: “Aaa bunun Yunancası da mı varmış?” Yunanistan’da da tepki aynı. Aslında bence hikâyenin özeti bu.
‘BİZDE SÖZLER DAHA MÜSTEHCEN’
- Ortak şarkıların hikâyeleri de bizim Türkçe sözlerinde duymaya alıştığımız
gibi mi?
Katerina Batalogianni: Türkiye ve Yunanistan’ın kültürel ve sosyal yapıları açısından hem benzerlikler hem de farklılıklar var. Bu şarkı sözlerine de yansımış. Mesela ‘Aman Cevriye Hanım’ şarkısının Türkçe versiyonunda da Yunanca versiyonunda da bir lokantada köfte pişiren, insanın aklını başından alan güzellikteki nazlı bir kadından bahsediyor. Ama mesela ‘Süt İçtim Dilim Yandı’ şarkısının sözleri “Süt içtim, dilim yandı, döküldü, kilim yandı. Ben kilimde değilim, bahçemde gülüm kaldı” şeklindeyken Yunancasında “Ben evli bir kadına âşık oldum. Bu evli kadını eşi kovdu. Biz onunla gezmeye çıktık ve Paşalimanı’nda o kadar güzel seviştik ki az daha nefessiz kalacaktım” diyor. Yunancada şarkılar daha müstehcenken Türkçeye çevrildiğinde daha muhafazakârlaşmış şarkıların sözleri.