Bu konuda ne yapabilirsiniz?

Güncelleme Tarihi:

Bu konuda  ne yapabilirsiniz
Oluşturulma Tarihi: Ekim 15, 2023 00:00

Görmeyen bir öğrencinin coğrafya dersi kitabı 15 cilde kadar çıkabiliyor. Ya da okullardaki özel sınavlara yalvara yakara girmek zorunda kalabiliyorlar...

Haberin Devamı

İş bitti, eve geldim. İnternete girdim. Sadece görmeyen öğrencilerin olduğu bir sohbet kanalında okulda olanlardan bahsediyor öğrenci arkadaşlarım. Hepsi lise öğrencisi. Yaşça çok büyüğüm ama onlardan bilgisayarla ilgili çok şey öğrendim. Hem konuşuyoruz hem oyun oynuyoruz. Neyse girdim kanala oyun oynamak için. Fakat bir sohbet dönüyor. Konu ders kitapları; kabartma kitaplar... Gören bir öğrencinin ders başına en fazla iki kitabı olurken görmeyen çocuklarınki bunun on misline kadar çıkabiliyor. Çünkü kabartma kitaba çevrilince hem sayfalar kalınlaşıyor hem sayıları artıyor. Mesela coğrafya kitabı yer yer 15 cilt olabiliyormuş. Bir de her dersin öğretmeni mutlaka bir kaynak daha, bir de test kitabı istiyormuş. Maliyeti bir yana bu öğrenciler görmüyor. Dolayısıyla bu kitapları fotokopi olarak ya da PDF formatında da bulamıyorlar. Bazı öğretmenler “Siz almayın” deyip geçmiş ki bu çok üzücü. Çoğu yine de almış ve evdekilere okutup durumu eşitlemeye çalışıyorlarmış...

Haberin Devamı

Sınav konusu açıldı sonrasında. Hepsinin isteği sınava tek başına girmek. Tıpkı görenler gibi. Bilgisayar kullanabiliyorlar, hatta zehir gibiler bu konuda. Bilgisayarlarıyla sınava girebilirler ama izin verilmiyor. Bir de okulda yapılan özel sınavlar konusu var. Özel bir eğitim kurumu ayda bir gelip sınav düzenliyor okullarda. “Siz giriyor musunuz” diye sordum. Biri “Geçen yıl girdim ama bu yıl girmeyeceğim abi” diye cevapladı. Okuyucuyu sınavı yapan kurum getiriyormuş. Ama çoğu zaman getirmiyormuş. “Öğretmenlerden yardım istiyorum, onlar da bir öğrenci görevlendiriyor. O da bir süre sonra sıkılıp başkasını çağırıyor. Yalvara yakara sınava mı girilir abi” diyor. Canım sıkıldı, üzüldüm de...

Hoş kendi yaşıtlarımda da durum pek farklı değil. Çoğu üniversite bitirmiş bunca olumsuzluğa rağmen ama hiçbiri kendi mesleğini yapamıyor. Bazıları mesleklerini yaparken kaybetmiş görmesini, tecrübeli olmalarına rağmen bıraktırmışlar işlerini. Gençlerse genelde hep bir telefon başına oturtulmuş; ne okudukları, ne yapabildikleri sorulmadan. İki dil bilen arkadaşım bir hastanenin telefon santralında. Bunlar hep genç kitleye kötü örnek oluyor. “Okusak ne olacak, sonunda telefona bakacağız zaten” diye boş veren çok olmuş. Ve sanırım daha da olacak... Çünkü “Bu konuda ne yapabiliriz” diyen pek yok. Ben sorayım o zaman: “Siz bu konuda ne yapabilirsiniz?”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!