Güncelleme Tarihi:
İlk kez bir ‘Yıldız Savaşları’ filminde bir kadın karakterin bu kadar fazla sahnesi ve repliği olacak. Bunu Rey’i canlandıran Daisy Ridley’in doğal performansına ve sempatik duruşuna borçluyuz. ‘Güç Uyanıyor’ ile topladığı beğeni sonrası, ‘Son Jedi’daki replikleri daha da parlatıldı, cilalandı. Fragmanda da gözüken ‘karanlık tarafın kulağına fısıldaması’yla ilgili “İlk kez bir Star Wars filminde iki taraf arasındaki çizginin bu kadar belirsiz olduğuna tanık olacaksınız” demekle yetiniyor, ‘Son Jedi’nin tahmin ettiğimiz isim olmayabileceğine dair göz kırpıyor.
En uzun destan
En ‘bundan sonrası gerçekten bilinmez’ olan
‘Prenses Leia’ Carrie Fisher’ın ölümünün büyük hikâyeyi tamamen etkilediğini yapımcısı Kathleen Kennedy’nin Vanity Fair dergisinde verdiği demeçlerden öğreniyoruz. Yapımcılar, Han Solo, Prenses Leia ve Luke Sykwalker’dan oluşan orijinal kadroyu yeniden hayata döndürürken epey tasarruflu davrandı, üçlemenin her ayağında birinin hikâyesine ağırlık verilecek bir dengede çalıştı. Han Solo, ‘Güç Uyanıyor’ ile sırasını saldı. ‘Son Jedi’ ise neresinden baksanız bir ‘Luke Skywalker’ hikâyesi. Bölüm 9’da hikayenin ana merkezinde Prenses Leia olacaktı fakat Fisher’in ani ölümü planı tamamen değiştirdi. Fisher’ın ölümünden bir hafta önce tamamlanan senaryo tamamen çöpe gitti, ‘Son Jedi’nin sonunda da zorunlu değişikliğe gidildi. Galaksinin geleceği ilk kez bu kadar belirsiz.
En polemiği bol
Kennedy’nin elinde 10 yıllık bir pazarlama planı ve buna bağlı olarak örülmüş bir hikâye kurgusu var ve herhangi bir kreatif müdahaleye pay bırakmıyor. Yönetmen koltuğunun sürekli değişmesi (Son üçlemenin ilkini J.J. Abrams, ikincisini Rian Johnson yönetti) ve bir sonraki üçleme ‘Han Solo’nun yılan hikâyesine dönmesi, iki somut kanıt.