Güncelleme Tarihi:
Eskiden birlikte sinemaya gitmek, el ele tutuşmak ya da öpüşmek sevgili olduğunuz anlamına geliyordu. Ama artık gençler ilişki-arkadaş arasındaki ‘gri alan’da bir şey yaşamayı tercih ediyor. Buna da ‘situationship’ deniyor. Özellikle Z Nesli (1997-2012 arası doğanlar) bu ‘ilişkidaşlık’ durumunu daha çok benimsiyor. Zira ilişkinin adını koymaktan kaçınan Z Nesli için bireysellik, istikrarlı ilişkilerden daha öncelikli. BBC International’da yayımlanan bir haber 2020’de dikkat çekmeye başlayan bu terimin Google aramalarında tüm dünyada patlama yaptığını belirtiyor. Gerçekten de aramalar son iki yılda dört kat artmış.
Benzer şekilde Türkiye’de de gençler yeni ilişki tipleri arıyor. Sabancı Üniversitesi’nden sosyolog Doç. Dr. Cenk Özbay “Türkiye’de 2000 ve sonrasında doğanlarda ‘situationship’ yaygın görülüyor gibi bir yargıya varamayız. Ama eğitimli-kentli-laik genç gruplarda ilişki ve beraberlik tanımlarının esnediğini, örneğin ‘cinsellik olmadan duygusallık’ veya ‘duygusallık olmadan cinsellik’ gibi formasyonların ortaya çıktığını ya da birisinin partnerine ‘kız arkadaş’ ya da ‘erkek arkadaş’ demekten kaçındığını, belirsiz bırakma eğiliminde olduğunu gözlemleyebiliyoruz” diyor. Sabancı Üniversitesi’nin kısa süre önce yayımladığı ‘Laik ama muhafazakâr?’ araştırması Türkiye’deki gençlik, cinsiyet ve ilişkilere odaklanıyor... Farklı bölümlerden 331 üniversite öğrencisiyle yapılan çalışmaya göre gençler ‘tek seferlik ilişki’, ‘açık ilişki’ ya da ‘seks arkadaşlığı’nı taraflar hemfikirse ahlaki açıdan sakıncalı görmüyor ya da yargılamıyor.
Yine de çoğu, bunu ‘arkadaşlarının yaptığını’, kendisine göre olmadığını söylüyor. Evlilik içinse çok erken olduğunu düşünüyorlar. Nitekim bizim konuştuğumuz gençlerden bazıları da ‘situationship’i ‘doğru insanı’ bulmak için bir araç olarak görüyor, özgürlüklerini kısıtlamadığı ve sorumluluk yüklemediği için rahatlatıcı buluyor.
‘Gerçekliklerini ifade edecek kavramlar lazım’
Sabancı Üniversitesi’nden sosyolog Doç. Dr. Cenk Özbay
* Özellikle kentli-eğitimli gençler kendilerini yerleşmiş kimlik kategorileri içinde tanımlamaktan kaçınıyor.
* Siz “Aşk şöyle yaşanır” derseniz onlar da “Bunlar ‘boomer’ların hikâyeleri” diyor. Onların gerçekliğini ifade etmek için yeni kavramlar gerekiyor. ‘Faydalı arkadaş’ (friend with benefits), ‘bir kerelik’ (hook-up), ‘ilişki durumu karmaşık’ (it’s complicated) ve ‘situationship’ de böyle...
* “Ben gelecekte mutlaka evleneceğim” diyenlerin, buna inananların oranında ciddi bir azalma söz konusu.
* Gençler kendilerini bir marka, bir proje gibi yönetmenin gerekliliğinin altını çizen bir kültürde yetişiyor. Bunun karşısına gerçek insanlar, kusurlar, zayıflıklar çıkınca ilişkiler kırılganlaşıyor. Evliliğin daha çok aileleri ve devletle ilgili bir konu olduğunu düşünüp mesafeli yaklaşıyorlar.
‘Tarafların beklentileri aynıysa sorun olmaz’
Fundem Ece, klinik psikolog, Dünya Danışmanlık ve Psikoloji Merkezi kurucusu
* Z Nesli tüketim nesli. Teknoloji birçok şeye hızlı ulaşmalarını sağlıyor. Bireysellik ön planda. O ilişki o anda iyi geliyorsa devam ettiriyor, gelmiyorsa sonlandırabiliyorlar. Sözler vermek istemiyorlar.
* Yeni jenerasyon ‘dayatılanı yaşayan’ kişilerin mutlu olmadıklarını gördü ve yeni ilişki şekilleri aramaya yöneldi. Önce ‘ben kimim, ne istiyorum’ diyorlar ve bu çok daha sağlıklı.
* ‘Situationship’ tamamen duygudan yoksun bir ilişki tarzı değil. Kişiye iyi geliyor; saygı, tutku, çekim, aşk duygusu yaşanıyor. Birlikte zaman geçiriliyor, hatta bazen aynı ev paylaşılıyor. Ama uzun vadeli bir ilişkiye dönüştürme isteği yok. Eğer tarafların bu ilişkiden beklentileri aynıysa sorun olmaz. Ama eğer taraflardan biri sadece karşısındaki bunu istediği için ‘situationship’e dahil oluyorsa bu eninde sonunda hüsranla sonuçlanır. Kişi ne istediğini bilip bu ilişkiye giriyorsa mutlu ve tatminli olabilir.
* Bizdeki gençler arada kalıyor. Sonuçta yetiştikleri bir kültür, gelenekleri, ailelerinin öğretileri var. Biz çok bireysel bir toplum değiliz. Gençler de bir yandan sosyal medyadaki hızlı tüketim, ilişkilerde aldatmaların artması, insanların birbirlerine tahammül oranlarının düşmesi sebebiyle bu tip ilişkilere çekilirken; diğer yanda belirli öğretilerle ve kültürlerle yetiştikleri için bir noktada evlenmeyi, uzun vadeli, bağlı ilişkiler kurmayı da planlıyor.
‘Âşık olunca tavrım değişti’
Sude K., 21, endüstri mühendisliği öğrencisi
Z Nesli aşka inanmıyor. Duygularını dizginleyip kimseye bağlanmayarak üzülme ihtimallerini minimuma indiriyorlar. Çok yaşadığım ve yaşamayı sevdiğim bir ilişki şekliydi ama âşık olduktan sonra bu değişti.
‘Çabuk sıkılma virüsüyle mücadele...’
Soner A., 22, öğrenci
İşin özünde bizim ‘boomer’ olarak tanımladığımız kesimden daha ‘chill’ (rahat) bir kafada olmamız yatıyor. Ayrıca Z Nesli olarak çabuk sıkılma virüsüyle mücadele ettiğimizi söylemem gerekir.
‘Omuzlarına binen yükü hafifletiyor’
Zeynep T., 23, medya sektörü çalışanı
Uzun zamandır bir ilişkideyim ama iki tarafın da sorumluluklardan kaçmak için ilişkiyi ‘situationship’e dönüştürebildiğini fark ettim. Çünkü biriyle adını koymadan bir şeyler yaşamak omuzlara binen yükü hafifletiyor.
‘Doğru kişiyi bulmak için bir yöntem’
Hafize A., 23, sanat yönetmeni
Bence bizim nesil ‘situationship’i herhangi bir sorumluluk altına girmeden en doğru ilişkiyi ya da kişiyi bulmak için yöntem olarak kullanıyor.
Bir taraftan kimseye bir şey vaat etmemek rahatlatıcı.
‘Bence güven ortamı azaldı’
Eren C., 19, iletişim fakültesi öğrencisi
Ben yaşamadım, yaşamayı da düşünmüyorum çünkü böyle gerçek aşkı yaşamak mümkün değil. Ama Z Nesli’nin ‘situationship’i tercih etmesinin nedeni bence güven ortamının azalması…
‘Aynı şekilde düşünmüyorsanız insanı yorar’
Elif O., 20, öğrenci
Kendi duygularından ve karşısındaki insandan emin olmayan kişiler ‘situationship’e yöneliyor. Ben de adını koyamadığımız bir ilişki yaşadım; gelgitli bir ilişkiydi. Aynı şekilde düşünmüyorsanız insanı çok yorar.
‘Yaşamadım, yaşamak da istemiyorum’
İrem B., 19, hukuk fakültesi öğrencisi
Z Kuşağı bağlanmaktan korkuyor. Bir kişiye bağlı kalmamak iyi tarafı ama ben yaşamadım, yaşamak da istemiyorum. Çünkü illa bir tarafa zarar veriyor. Biri yaşanılanlara duygusal anlamda bir şeyler yükleyebiliyor.
‘Arkadaşlarından etkileniyorlar’
Efe E., 18, öğrenci
Kimi uzun ilişkiyi sevmez, kimi mutlu ilişki ister, insan gibi sever. Benzer bir şey yaşadım ama çok uzun sürmedi. Sürmesini de istemedim. İnsanlar arkadaş çevresinden etkileniyor bence, o yüzden bu kadar popülerleşti.
‘O kişiyi hayatlarında tutabilmek için...’
İrem Y., 20, halkla ilişkiler öğrencisi
İnsanlar duygularını belli edince karşısındakini kaybedeceğini düşünüyor, onu hayatında tutabilmek için ‘situationship’i tercih ediyor. Kimse zaman kaybetmiyor, boş yere umutlanmıyor. Benzer şeyler yaşadım ama hoşnut olmadım.
‘Yetersiz ve değersiz hissettirir’
Erhan T., 19, endüstri mühendisliği öğrencisi
X-Y kuşakları onlara anne, baba, abi, ablalık ederken onları sevgisiz bıraktı ve bu şekilde Z Kuşağı doğru şekilde sevmeyi ve sevilmeyi öğrenemedi. Ben anlamsız buluyorum çünkü taraflardan en az biri kendini yetersiz ve değersiz hisseder.
‘Belirsizlik rahatsız edebilir’
Duygu K., 18, öğrenci
Bir ilişki içinde olmanın verdiği sorumluluk kişiyi bunaltabiliyor. Bu sorumluluktan korkanlar ‘situationship’i tercih ediyor olabilir. Bana uyan bir şey değil. Çünkü o kişinin hayatında başkaları olabilir, aranızdaki belirsizlik sizi rahatsız edebilir.
‘Sonu hüsran bence’
Alara T., 23, avukat
Ben böyle bir ilişki yaşamadım. Sadık olmak zor geldiği için bunu tercih ediyor gençler. Çünkü herkese kolayca ulaşabiliyor ve sadakatin değerini bilmiyorlar. Bekâr hayatına devam ediyorsun ama sonu hüsran bence.
‘Kafa karışıklığı yaratıyor’
Beyza A., 20, endüstri mühendisliği öğrencisi
İki taraf da aynı gözden bakıyorsa ‘adını koymamak’ sorun olmaz. Ama belirsizlik insanlarda kafa karışıklığı yaratıyor ve maalesef iki tarafın ilişkiye uzun vadede aynı pencereden bakması pek mümkün olmuyor.
‘Arafta kalmak diye bir şey olamaz’
İrem L., 21, yeni medya öğrencisi
İlişki için erken olduğunu düşünüyorlar, ki bence de erken. Ben ‘situationship’ yaşamadım. Ya arkadaşsındır ya da ilişki yaşıyorsundur, arafta kalmak diye bir şey olamaz.
‘Kısıtlanmamanın getirdiği bir rahatlık var’
Fatma Z., 21, öğrenci
Dayatılan yargılardan korktukları için bunu tercih ediyorlar. Ayrıca ilişki bitince sorun çıkmıyor. Ben de yaşadım, iki-üç haftaya yakın sürdü ama sonunda ilişkiye döndü. Kısıtlanmamanın getirdiği bir rahatlık var.
‘Az sorumlulukla ilişki daha kolay’
Dila B., 17, öğrenci
Beş ay böyle bir ilişkim oldu. Çok fazla sorumluluk olmaması ilişkiyi daha kolay kılıyor. Tabii karşındaki kişi fazla rahat davranırsa söz hakkın olmuyor ve bir süre sonra birbirinden kopuk iki insana dönüşüyorsunuz.
‘Etik dışı buluyorum’
Mert A., 19, hukuk fakültesi öğrencisi
Aşk, iki kişi arasındaki bütün bağları en iyi şekilde tamamlayan kutsal bir duygu. Gençler tek bir insana bağlanmak için çok erken olduğunu düşünüyor. Ama ben bu tip bir ilişkiyi etik dışı buluyorum.
‘Adı konmuş ilişkiler ruh sağlığı için daha iyi’
Bilge B., 21, psikoloji öğrencisi
Kimseye zarar vermediği sürece herkes ilişkisini dilediği gibi yaşayabilir ama sevgililik, arkadaşlık, evlilik gibi adı konmuş ilişkileri kişinin ruh sağlığı açısından daha iyi buluyorum. Arada kalmışlık hissi sorun yaratabilir.
‘Yurtdışındaki rahatlığa özeniliyor’
Burak Ç., 25, öğrenci
Ben ‘situationship’in biraz kültür karmaşasından kaynaklandığını düşünüyorum. Yurtdışındaki kültüre daha yakın. Buradaki Z Kuşağı da bu rahatlığa özeniyor. Ben iki taraf anlaştığı sürece bir sorun görmüyorum.