Güncelleme Tarihi:
Geçen hafta Gaziantep’e yolum düştü. Uçakta pencereden Anadolu’yu izleyerek geçti yolculuğum. Arkadaşlarıma “Manzara nasıldı” diye sordum. Yanıt “Çok güzeldi, olağanüstü, nefis” gibi cümlelerdi. Oysa bana göre manzara korkunçtu. Bembeyaz olması gereken Anadolu’da, yüksek dağların zirveleri hariç neredeyse hiç kar yoktu. Bunun sonucunda birçok canlının da kafası karışıyor, doğal döngüsünün dışına çıkıyor.
Örneğin önceki gün bahçede peş peşe iki kelebek bulunduğum alanı ziyaret etti. Oldukça şaşırdım. Kelebekler konusunda uzman olan Erciyes Üniversitesi’nden çevre mühendisi Dr. Evrim Karaçetin, ülkenin batı kesiminde şubat sonu çıkması beklenen İspanya kelebeği, ‘aglais’ ve ‘yalancı apollo’ gibi türlerin yanlış mevsimsel sinyaller sonucu ortaya çıktığını söylüyor. “Bu çok fena bir durum çünkü dışarıda yeterli nektar ve bitki yok. Kelebekler ancak buna adapte olabilirlerse hayatta kalabilirler” diyor.
Narenciye uyandı
Bartın Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Nuri Kaan Özkazanç da Batı Karadeniz’de ayıların güzel havalar nedeniyle kış uykusuna yatmadığını söylüyor. Bölge halkını, yiyecek bulmak umuduyla yerleşim yerlerine yaklaşmak zorunda kalacak ayılarla tehlikeli karşılaşmalar yaşanabileceği konusunda uyarıyor.
Benzer bir durum tarımda da yaşanıyor. Kuraklık nedeniyle buğdayda rekolte kaybının neredeyse kesin olduğunun altını çizen Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru sert çekirdekli meyvelerin çiçek açtığını, narenciyenin erken uyandığını belirtiyor: “Asıl problem Toroslar’da karın olmaması. Dağdan gelen ve yeraltı sularının azalması yazın kuraklığa dönerse asıl o zaman yandık. Çünkü burası çoğunlukla yaz ürünlerinin yetiştiği bir bölge.”
Barajlar boş, göller zorda
Mutlu Doğru endişelerinde haklı zira hemen her gün bir ilde barajların topladığı su miktarının kritik seviyenin altına düştüğü haberleri geliyor. Üstelik barajların yeterli suyu toplamaması halinde susuz ve oldukça zor bir yaz sadece bizi değil, doğadaki diğer canlıları da bekliyor.
Göllerimizin birçoğunu kaybettiğimizi, kalanların da can çekiştiğini söyleyen Doğa Derneği Başkanı Dicle Tuba Kılıç “Buna bir de kuraklığın eklenmesi, biyolojik çeşitlilik açısından çok tedirgin edici. Birçok canlının toparlanamayacak ölçüde darbe almasına neden olur. Geçen yıl flamingoları yeraltından su çekip Tuz Gölü’ne pompalayarak kurtardık. Ama bu yıl yeraltında da su olmayabilir. Ne var ki bu durumun tek suçlusu iklim değil. Su döngüsünü son 50 yıldır kötü yönetiyoruz. Çok acı bir tablo bizi bekliyor.”