‘Bizim ev bir dönem Plakçılar Çarşısı’ydı’

Güncelleme Tarihi:

‘Bizim ev bir dönem Plakçılar Çarşısı’ydı’
Oluşturulma Tarihi: Eylül 15, 2024 07:00

Her odasında başka tür müziğin duyulduğu bir evde büyümüş Mela Bedel. Bu da ona şarkı yaparken türler arasında özgürce gezinebilme yeteneği kazandırmış. Şimdi yeni teklisi ‘N’olduysa Oldu’ ile ‘gerçek hislere ihtiyaç duyanlara’ yalnız olmadıklarını anımsatıyor.

Haberin Devamı

Dört yıl önce yayımladığı ‘Alayı Yalan’ şarkısının klibinde duvara astığı fotoğrafıyla Azer Bülbül’e selam etmişti Mela Bedel. Arabeske yatkın bir vokali olmasıyla da dikkat çekmişti. Onu sadece bir türle anmak tabii büyük haksızlık olur. Şarkılarında R&B de var, pop da... Hayranları yaptığı müziğe ‘Melabesk’ diyor. “Müzikte hislere odaklanan bir yerdeyim” diyen Mela Bedel’le çocukluğundan başlayarak müzikal yolculuğunu konuştuk.

Dedeniz gençliğinde köy köy gezip türküler söyleyen bir âşıkmış. Ona dair hafızanızda neler var?

Ailenin ilk kız torunu olduğumdan dedem için hep özel bir yerdeydim. Ölümünden kısa bir süre önce, bir gün beni yanına çağırdı. Uzun süredir dokunmadığı sazını eline aldı ve artık söylemediği türküleri okudu, hikâyelerini anlattı ve zamanın acımasız olduğunu ama benim bunları unutmayacağımı söyledi. Onu hep sevgiyle anıyorum, doğduğumda hevesle gidip aldığı ilk küpelerimi de halen saklıyorum.

Haberin Devamı

O dönem sadece Anadolu ezgileri değil, her tür müziğe ilgi var sanırım ailede...

Bizim ev bir dönem Plakçılar Çarşısı’ydı desem yeridir. Babam en büyük evlat olduğu için annemle evlenip İstanbul’a geldiğinde tüm kardeşlerini yanında getirmiş. 9 yaşıma kadar amcalarım, halam hep beraberdik. Büyük bir aile olmak, her yerinde farklı sesler duyduğun bir lunaparkta yaşamak gibi hissettirirdi bana. Dolayısıyla odalarında Anadolu ezgilerini, sanat müziğini, blues’u, cazı, arabeski, popu ve klasik müziği duyduğum o yer bana bugün türler arasında böylesine özgürce gezinebilmeyi sağlayan bu hisleri verdi.

Sizi ilk kim keşfetti?

İlk enstrümanımı annem ve babam almış olsa da müziğe olan ilgimi 8 yaşımdayken müzik öğretmenim keşfetti sanırım ama öncesinde de işaretler var. Konuşmayı yeni öğrendiğimde evde onların anlayamadığı dilde şarkılar mırıldanıyormuşum.

Şarkılarınızın sözleri size ait. Yalnızlık duygusuyla odasına kapanıp duygularını kâğıda dökenlerden miydiniz küçüklüğünüzde?

Odasına kapanan değil de zaten hep odasında olan bir çocuktum ben. Yalnızlık hissi nedir bilmeden büyüdüm çünkü, benim normalim oydu. Büyüdükçe ve insanları tanıdıkça bunun adının yalnızlık de-
ğil de tek başınalık olduğunu fark ettim. Müzik benim tek başınalığıma bir yelkenlinin rüzgâra göğüs germesi gibi eşlikçi oldu. Kabul etmeliyim, o halen en iyi yol arkadaşım ve bandırasında hep dostluk bayrağı asılı olacağını bildiğim yegâne şey.

Haberin Devamı

Arabesk yeniden bir furyaya dönüştü. Nedir büyüsü?

Bu ülkede doğup büyüyüp arabesk duymamış, hatta arabesk olmamış bir insan yoktur. Öyle isimlendirilmesine rağmen, Türk sanat müziği ve Türk halk müziğine Arap ezgileri ve usulleri eklenerek bu müzik türü doğduğu için yaftalamak ve hakir görmek benim nezdimde doğru değil. Ben de müziğimde bu tınıları göstermekten mutluyum. Yaptığım müziğin bir türünün olmadığını, illa adı olacaksa da ‘Melabesk’ olacağını söylemiştim. Dinleyicilerimin şarkılarıma yaptığı yorumlarda da sıkça görüyorum bu tabiri. Ancak belirtmek gerekirse halen yaptığım müzikte yalnızca hislere odaklanan bir yerdeyim.

Son tekliniz ‘N’olduysa Oldu’ bir aşk itirafı. Yıllar içinde aşkla ilgili duygularınız değişti mi? ‘Alayı Yalan’ dönemi sanki daha yaralıydınız...

Haberin Devamı

“Zamanın akışına yalnızca yapraklar boyun eğer, onlar da gelecek baharda yeniden yeşerir” sözü misali, ben de dallarımdaki kuruyan yaprakları temizledim. Yaralı olmak bana ‘Alayı Yalan’ı yazdırdı, iyileşmekse ‘N’olduysa Oldu’yu. Şimdilerde gerçek hislere, dürüst duygulara çok ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum ve bu şarkıda bunu sevdiğinden isteyebilmeye cesareti olan dinleyicilerime yalnız olmadıklarını hatırlatmak istedim. 

Bundan sonrası için müzikle ilgili planlar nedir?

Öncelikli hedefim solo konserlerime başlamak. Dinleyicilerim konser bekliyor, ben de onlarla kavuşmayı bekliyorum.

‘Bizim ev bir dönem Plakçılar Çarşısı’ydı’

Haberin Devamı

“İLGİNÇ SAÇ STİLLERİM YÜZÜNDEN TOPA TUTULDUM”

Kıvırcık saç size çok yakışıyor ama kıvırcıklarda hep düz saçlı olma isteği vardır. Sizin de oldu mu?

Benim değil de annemin oldu (gülüyor). Küçükken hep kısa kestirmiş. Toplanması zor olan saçlarımı her sabah sıkıca toplayıp şiddetle kıvırcıklarıma isyan etmesinden ötürü ilkokul dönemim ‘kahru perişan’ vaziyette geçti. Sonra biraz büyüyüp saç işini kendim devralınca ilginç saç stillerim yüzünden topa tutuldum. Çok sonra annem saçlarımla barıştı, onları olduğu gibi kabul ettik. Tabii ara sıra düzleştirince yüzlerdeki o aydınlanmayı görüyorum. Yine de her insan doğduğu saçla güzel. 

 

“BİRLİKTE YAZDIK; ‘ATEŞE DÜŞTÜM’ MERT’İ SEÇTİ”

Haberin Devamı

‘Ateşe Düştüm’ün sözlerini Mert Demir’le yazdınız. O dönem böyle bir hitte payınız olmasına rağmen geri planda kalmayı tercih ettiniz. Neden?

‘Ateşe Düştüm’ü 2019’un ocak ayında şarkının adıyla tezat olarak çok soğuk bir gecede yazmaya başladım. Şarkılarım genelde anlık ilhamlarla gelir, o anki hislerimi yazıp tamamlamak üzere kenara koyarım. ‘Ateşe Düştüm’ de onlardan biri. Mert Demir şarkıyı duyduğunda okumak istediğini söyledi, nakaratı zaten hazır olduğu için kalan kısımlarını da beraber yazıp finalledik. Hep söylerim “Şarkılar sahibini seçer” diye. O da Mert’i seçti ve ona kariyerinin ilk solo hitini kazandırmış oldu. Ben de buna öncü oldum, ne mutlu. Şarkı popüler olduğunda geri planda kalmayı ben tercih ettim, çünkü iyi bir şef kendi yemeğini tatmaz, onun tadının zaten iyi olduğunu bilir.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!