Güncelleme Tarihi:
Sude Belkıs sosyal medyanın en eğlenceli karakterlerinden. Yayımladığı kısa skeçlerde arkadaşlarıyla horon tepiyor, şarkı söylüyor, âşıklara tavsiyeler veriyor. Sude Belkıs Dil Kurumu adını verdiği internet sitesinden de türettiği ilginç kelimeleri ve anlamlarını paylaşıyor. Nevi şahsına münhasır Belkıs’la konuştuk ve gördük ki onda daha ne cevherler var...
◊ sudebelkisdilkurumu.com isimli bir siten var. Sitede türettiğin sözcükleri paylaşıyorsun. Bu fikir nereden aklına geldi?
Kelimelere her zaman ilgi duydum. Çocukken kendi alfabem vardı. Çok uzun zamandır dilin sabit kalmaması, değişip gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Bazı kelimeler ölür, bazıları doğar. Biraz bunlardan ilham alarak Sude Belkıs Dil Kurumu’nu (SBDK) kurdum. Bize verilen ve öğretilenin dışına çıkmak hoşuma gidiyor. İletişimin ve sanatın kesiştiği noktaları seviyorum. Zamanla daha iyi hale getireceğim bir fikir projesi bu.
◊ Sözcükler nasıl ortaya çıkıyor? Sosyal medya hesaplarında buna ‘kültür alışverişi’ demişsin...
Sosyal medya kolektif bir bilinç ağı ve buraya attığınız her şeyin gelişimini görebiliyorsunuz. Bu kelimeler normalde arkadaşlarımla konuşurken ortaya çıkıyor. Takipçilerimden de öneriler geliyor. Biraz üzerine düşünüp gün içinde de kullanarak SBDK’ya katıyorum.
◊ 30 yaşındasın. Fotoğrafçı, ressam, dijital sanatçı ve içerik üreticisisin. Kendini en çok hangisine yakın hissediyorsun?
Fikirlerini ve hislerini şekillendirip farklı disiplinlerde insanlara sunan bir sanatçı olarak konumlandırıyorum kendimi.
◊ Belkıs TV adında bir YouTube kanalın, Instagram ve Twitch hesabın var, oralardan mini skeçler paylaşıyorsun. Genelde hangi temalara ağırlık veriyorsun?
Skeçler arkadaşlarımla yaptığım muhabbetlerden çıkıyor. ‘Saçma Hikâyeler Kuşağı’ bölümü benim asıl yapmak istediğim şey çünkü yazılmış ve kurgulanmış hikâyelerle ilerlemeyi düşünüyorum. Ama şu ana kadar yoğunluktan sadece bir bölüm çekebildik. ‘Issız Ağdam’ Furkan Rıza Demirel ve Oğulay Tefek’in yazdığı bir skeçti.
◊ Yaralı kalplere derman olmaya çalıştığın ‘Derde Doğru’ da var. Çağımızın aşk sorunları neler sence?
Yıllar geçse de temelde aşk problemleri değişmiyor. Aynı hikâye, farklı isimler. Ama tabii ki her ilişki butiktir. Çözüm için her zaman formüller vardır. Ben genelde abla tavsiyesi vermeye çalışıyorum. Daha mantığın olduğu bir yerden yaklaşıyorum konuya. Her şeyden önemlisi kendini sevmek ve özgürlük bence.
◊ Oyunculukla ve tiyatroyla ilgili maceraların da oldu mu?
Bu yıla kadar olmamıştı. Kendimi hep sahne ve kamera arkasında çalışırken buluyordum. Sonra küçük bir deneyimim oldu ve bayıldım. Bana yeni bir bakış açısı kazandırdı. Heyecanlanmak cildimi güzelleştirdi (gülüyor). Umut Şilan Oğurlu’nun yönettiği kısa film ‘Dilan Hakkında Konuşmalıyız’ ilk kamera önü deneyimimdi.
◊ Bir söyleşinde “Aysel Gürel’in hayatını oynamak isterdim” diyorsun. Sebebi nedir?
Bir ikon Aysel Gürel. Kendini seven, cesur ve deli bir kadın. Kendini bu şekilde benimsetmiş sanat camiasına. Estetik ameliyat falan yaptırmamış. Genel güzellik algısının dışında ama olduğu ortamda dikkat çeken bir isim. Kimse için değişmiyor ve onun yeri değiştirilemez. Yaptığı işte başarılı, ciddi ama bir yandan da makarasını eksik etmiyor. İnsanları yataklara düşürecek damar şarkılar yazıyor ama onları yataktan kaldıracak kadar da esprili.
◊ İnsanları güldürmeyi seçmek cesaret isteyen bir tavır. Bunu başarabilmek pek kolay değil...
Aslında insanları güldüreyim derdim olmadı hiç. Kendimi güldürüyorum, benimle birlikte gülerlerse ne mutlu bana. Güldürme garantisi vermeyi pek tercih etmiyorum. Çünkü beklenti komediyi öldürüyor. O zaman ben eğlenemiyorum.
◊ İstanbul Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde iletişim tasarımı okudun. Sergilerin oldu. Biraz bahseder misin?
İlk sergim Yasin Arıbuğa ile yaptığımız ‘Son Silinenler’di. 5-6 sene önceydi. Pazar ve kıraathane gibi alternatif alanlarda sergi açtık. Pandemide ‘Temas’ ve ‘New Normal’ adında iki tane dijital gezilebilen sergi düzenledik. ‘Kem Gözlere Şiş’i geçen sene nisan ayında açtık. Bir günlük sergiydi, orada da 15 kişiye erittiğim kurşunları sergiledim.
◊ Şarkı söylüyorsun, sesin de güzel. Bir albüm hazırlasan kimlere hitap ederdin?
Ay, bu soru bingo! Evet, şarkı yazıyorum ve söylüyorum. 1-2 ay içinde ilk şarkımı çıkaracağım. Hazırda 3 parça var ve her birinin klibi kafamda hazır. Sonrasında albüm gelebilir. Hedef kitlem beni sevenler ve benden nefret edenler olurdu.
◊ Sosyal medyanın olumlu ve olumsuz yönleri neler? Gençleri nasıl etkiliyor?
Sosyal medyanın kamuoyu oluşturmak ve haberlere kolay erişmek gibi toplumsal faydalarını görüyoruz. Gençler etkilenmeye zaten açıklar. Sosyal medya olmasa televizyondan, dergilerden de etkilenebilirler. Ama zehri aldılarsa panzehiri de yine aynı yerde.
Sude Belkıs Dil Kurumu’ndan bazı sözcükler:
Baskülen: Ortamı varlığıyla domine eden kişi.
Paçigang: Karadeniz ağırlıklı kız grubu.
Ladymom: Hanımağa.
Feminazlı: Cimcimeliği bol, orta yolcu ama mücadelesinden de ödün vermeyen feminist-ılıman feminazi.
Notero: Hiçbir şeye yönelimi olmayan.
Ezikalite: Kendini kötü duruma ve komplekse sokan kişi.
Kovalak: Herkese yağ çekip ortam kovalayan.
Nonburcury: Kendini hiçbir burca ait hissetmeyen.
Bacıcore: Sadece kızlar arasında oluşan samimiyetin atom çekirdeği.