Güncelleme Tarihi:
Aslında torunları, anneannelerine arkadaşlarını ve akrabalarını takip edebilmesi için açmışlar Instagram hesabını. Kucağında kedisi Tülin’le konuştuğu bir videoyu paylaştıklarındaysa olanlar olmuş, hesap hızla büyümeye başlamış. Torunu Reha Fidan “Anneannem kedilerle, köpeklerle, kuşlarla, bebeklerle, hepsiyle konuşur, hepsi yerine de videolarda gördüğünüz gibi cevap verir. Çoğunu yakalayamıyoruz bile. Çünkü Tülin hep kucağında, elimizde telefon olmadığında da sürekli konuşuyor” diye anlatıyor. Takipçi sayısı arttıkça böyle bir hesabın insanlar üzerinde çok güzel etkileri olabileceğini fark etmişler. Sokaktaki hayvanların bize ihtiyaçları olduğu, beslenmeleri, korunmaları gerektiğini göstermek istiyorlar. Biz de bu sevgi dolu hanımefendiyi tanımak istedik ve torunu Reha Bey’in yardımıyla sorularımızı yönelttik.
Rukiye Eryiğit 1942 doğumlu, Yunanistan göçmeni. Çocukluğundan beri hayvanlarla iç içe. “Bizim biricik anneannemiz. Son derece neşeli, çok konuşkan, hayat dolu ve akıllı bir kadındır” diye anlatıyor Reha Bey.
Aile, Tülin’le yazlıkta tanışıyor. Boynunda tasması olan, insana yakın, zayıf, ufacık bir kedi. Kapıya gelip kendini sevdiriyor. Onlar da besliyor. Sonra birinin onu evinde besleyip ardından sokağa attığını öğreniyorlar. Önce Reha Bey’in ablası Dilara’nın kedisi Cesur kabul etmez diye tereddüt ediyorlar. Ama o sırada Dilara, İstanbul’a atanıyor ve Cesur’u da götüreceğini söylüyor. Ve bırakamayıp sahipleniyorlar Tülin’i. Zaten Cesur ve Tülin de çok iyi anlaşıyor. Rukiye Hanım torunu Dilara ve Cesur İstanbul’a gidince biraz üzülmüş. Tülin o zamanlarda moral olmuş ona. Yalnız hissetmemesini, evdeki boşluğun dolmasını sağlamış. Kucaklanmayı çok seven bir kedi olduğu için de aralarında farklı bir bağ kurulmuş. Reha Bey bu hesabı açarken böyle bir ilgiyi asla tahmin etmediğini söylüyor:
“Anneannemin kediyle konuşup cevap veriyor olması insanların hoşuna gitti. Bu ilişkinin gerçekliğini sevdiler.”
Hesap büyüdükçe fark ediyorlar ki böyle bir hesabın insanlar üzerinde çok güzel etkileri olabilir. Reha Fidan bir hayvanın yuva bulmasına, karnının doymasına nasıl vesile olabileceklerini şöyle anlatıyor:
“Sokaktaki hayvanların bize ihtiyaçlarının olduğu, onların bizimle yaşayan, sevgimize ihtiyaç duyan canlılar olduklarını, beslenmeleri, korunmaları gerektiğini insanlara göstermek amacındayız. Yapılacak her türlü yardımda aracılık etmeyi seve seve kabul ediyoruz. Bu bir barınak da olabiliyor, kaybolan bir hayvanın bulunması da... Bizim amacımız o yavruların sesi olmak. Birine bile elimiz değerse daha rahat uyuruz."
Rukiş Anneanne ise "Herkese bana, Tülin’e, Cesur’a ve aileme yaptıkları güzel yorumlar için teşekkür ederim. Bütün mesajlarınızı ve yorumlarınızı görüyorum. Hepsine cevap veremesem de hepsini okurken çok seviniyorum. Umarım sizlerin kalbine dokunup günlerinizin güzel geçmesinde katkım oluyordur. Hepinizi çok seviyorum ve sizi Tülin’i kucakladığım gibi kucaklıyorum” diyor.
Rukiye Eryiğit, aynı zamanda çocuklar ve bebekler için yelek ve hırka örüyor. Torunları da bunları muhtarlıklara ya da Rukiş’i görmeye gelen çocuklara veriyor. Son olarak da deprem bölgesine göndermişler...