Güncelleme Tarihi:
Onlar sosyal medyanın gücünü ekrana taşıyanlardan... Kısa sürede oluşan fanları sayesinde bu sezonun en çok konuşulan ekran çiftlerinden oldular. Durum böyle olunca onlara ulaşmak da zorlaşıyor. Setleri çok yoğun, iki hafta boyunca çekim tarihini denk getirmek için uğraştıktan sonra nihayet bir araya geliyoruz. 23 yaşındaki Rabia Soytürk gençliğinin enerjisini dışarıya yansıtıyor. Hem güzel hem nahif. 25’ine yeni giren Caner Topçu biraz daha sakin, kendini “Hayata pozitif bakan biriyim” diye anlatıyor. İkiliyle başlıyoruz muhabbete...
*Sosyal medyada bugünlerde çok konuşuluyorsunuz. Ama internette hakkınızda çok az bilgi var. Sizi biraz tanıyalım...
Rabia Soytürk: 23 yaşındayım. Aslen Trabzonluyum ama İstanbul’da doğup büyüdüm. Annem bir güzellik merkezi işletiyor, babamınsa bir marketi var. İki kardeşiz, benden küçük bir erkek kardeşim var. Bu arada annem gerçekten çok güçlü bir kadın, söylemeden geçemeyeceğim.
Caner Topçu: Kastamonuluyum, İstanbul’da doğdum, büyüdüm. Babam mobilyacı, annem ev hanımı. Üç kardeşiz, ben ortancayım, 25 yaşına girdim.
*Elinde tarak, küçüklükten beri ayna karşısında poz kesen çocuklar mıydınız, yoksa ‘Bir film izledim, hayatım değişti’ diyenlerden mi?
Rabia Soytürk: Çocukken dans eğitimi almak istiyordum, ortaokulda bir arkadaşım gidiyordu, ondan özenmiştim. Annem “Sen dans edemezsin, ben seni tiyatroya yazdırayım” dedi. Enerjimi atmak için hobi olarak başladım. Bu arada evdeki küçük kamera hep elimdeydi, herkesi giydirirdim, evde çekimler falan yapardım. Sonra okulla birlikte tiyatro eğitimlerine devam ettim. Bir sene Sadri Alışık’ta, bir sene Craft’ta çocuk oyunları yaptım. İlk işim 17 yaşımda ‘Şahsiyet’ oldu. Düşün, daha yaşım tutmadığı için sözleşmeye annem imza attı. ‘Gülperi’, ‘Benim Adım Melek’, ‘Alparslan Büyük Selçuklu’ gibi işlerle devam ettim.
*Caner senin için nasıl başladı?
Caner Topçu: Lise birinci sınıfta Sancaktepe Belediyesi’nin sinema-tiyatro kursu için bir stant kurmuşlardı. Fatih diye bir arkadaşım vardı, derslerden biraz kaytarabiliriz diye orada form doldurduk. Bize geri döndüler. Üç hafta sonra Fatih o kursu bıraktı, ben beş sene devam ettim. Bu dönemde çok film izledim. Sonra kamera önü eğitimi aldım. 2019’da ilk işim ‘Nöbet’ oldu, ardından ‘Barbaroslar’ ve şimdi ‘Duy Beni’.
*İlk kez başroldesiniz. Başrol oyuncusu olmak nasıl bir şeymiş?
Caner Topçu: Biraz korkutucu ama bu çaba çok da heyecan verici.
Rabia Soytürk: Ben korkmuyorum ama elbette sorumluluğu yüksek. Sendeler miyim acaba kaygısı, insanı içten içe yiyebiliyor.
Caner Topçu: Diğer yandan da işin bu, ne yapacaksın (gülüyor).
*Sizce nasıl partnerler oldunuz?
Rabia Soytürk: Ben çok memnunum senden Caner, çok seviyorum seni. Çok klasik cümleler kuruluyor ama ben Caner’den başka bir enerji alıyorum. İletişimimiz çok iyi, ona derdimi çok kolay anlatabiliyorum. Bunu zaten ilk deneme çekimimizde de hissetmiştim.
Caner Topçu: Rabia aslında her şeyi söyledi. O uyum özellikle televizyon işlerinde çok enteresan bir şey, izleyenlere geçtiğini hissediyorum. Rabia’yla çalışmak ve enerjisi çok güzel.
*Birbirinizde gıcık olduğunuz herhangi bir şey yok mu?
Rabia Soytürk: Birbirimize gıcık olmaya çalışıyoruz ama olmuyor.
Lisede serseri bir tarafım vardı
*‘Duy Beni’ dizisi çok sevildi. Ama öğrenciler arasındaki zorbalık sahneleriyle de çok konuşuldu. Siz ne düşünüyorsunuz?
Caner Topçu: Bunlar gerçek yaşamda olan şeyler. Zorbalığa uğrayan insanlar da, zorbalık yapanlar da var maalesef. Bunun yaşı da yok.
Rabia Soytürk: Biz diğer bazı işlerden farklı olarak, bu yapıldığında sonucunun neler olabileceğini, aslında böyle bir şey yapmaman gerektiğini anlatıyoruz.
*Siz kendi hayatınızda zorbalığa maruz kalan mı, yoksa zorbalık yapan mı oldunuz?
Rabia Soytürk: İkisi de olmadım, ben zorbalık görene el uzatandım.
Caner Topçu: Benim lise zamanlarımda biraz serseri bir tarafım vardı. Zorbalık yapmamışımdır ama kalp kırdığım olmuştur. Şimdi bakınca en nihayetinde bu da bir zorbalık bana göre. Çünkü en ufak bir şey bile insanların psikolojisini etkileyebiliyor, o insanda kalıyor.
İnsanları kafamda renklendiririm, Caner’in rengi beyaz
*İkiniz de 90’lar doğumlusunuz, sizin kuşağı nasıl anlatırsınız?
Caner Topçu: 97’liyim. Benim kuşağımın şu anki kuşakla hiç alakası yok. Kardeşim 14 yaşında. Çok farklıyız. Bizim zamanımızda daha çok mahalle kültürü vardı, sokakta oyun oynar, bisiklet kullanır, aktivite yapardık. Şu anki kuşaklarda bunu göremiyorum. Her şeyi dijitalde yaşıyorlar. Evet, daha zekiler, oradan birçok şey görüp öğreniyorlar ama çocukluklarından da mahrum kalıyorlar.
Rabia Soytürk: Çok güzel bir kuşak 90’lar; şarkıları, filmleri… Çok doğru enerjide olan bir kuşakta doğmuşum gibi hissediyorum. 80’lerde doğsam Rabia olmazmışım gibi geliyor.
*Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?
Rabia Soytürk: Bana bakınca bir aynaya bakar gibi hissedersin. Aynaya baktığında yalan söyleyemezsin.
Caner Topçu: Hayata pozitif bakan biriyim ben.
Rabia Soytürk: Caner çok beyaz biri. Ben insanları kafamda renklendiririm. Mesela sen de sarı birisin.
*İyi bir şey mi söyledin?
Rabia Soytürk: Sarının bende yansıttığı emojiler var. Senden aldığım enerji güneş, ışık, hep pozitif. Caner’de beyaz. Mimikleri, hareketleri, sesi, tepkileri çok yumuşak bir insan yani. Toz da konabilir, kirlenebilir ama; dikkat etmesi gerek.
*Peki, hayattan şimdiye kadar çıkardığınız en önemli ders nedir?
Caner Topçu: İnsana gerçekten insanca davranmak gerektiğini düşünüyorum, bu da benim en büyük dersim. Bütün hayatım boyunca böyle devam ettim ve böyle devam etmek istiyorum.
Rabia Soytürk: Benim en büyük dersim, en çok kendimi sevmem gerektiği. Kendimi seven biriyim ama karşıma bazı insanlar, bazı arkadaşlıklar çıktı ve kendimi sevmeyi unuttuğum oldu. Bunlardan çok ders çıkardım ve bir daha kendimi unutmamayı öğrendim.
*En büyük kırılma anınız neydi?
Caner Topçu: Asosyal hayatımdan çıkıp tiyatroyla tanışmam. Bambaşka bir hayat.
Rabia Soytürk: 12 yaşında bir sağlık problemi yaşadım, beyin zarı iltihabı geçirdim. Yoğun bakımda kalmıştım.
O benim kırılma, iyileşme ve aslında bilinçlenme zamanlarım oldu. Erken bilinçlendim, kendime ve insanlara verdiğim değer arttı.
*Kendinize bir uyarıda bulunacak olsanız ne derdiniz?
Caner Topçu: ‘Herkese çok iyi olma’ diye uyarırdım.
Rabia Soytürk: Ben de ‘Azıcık yalan söyle’ derdim.
*Hakkınızdaki en büyük yanlış bilgi sizce nedir?
Rabia Soytürk: Yüz nakli olduğumu sanıyorlar (gülüyor). 6 yaşındaki fotoğraflarımla makyajlı ve set fotoğraflarını yan yana getiriyorlar.
Beni izlersen sıkılmazsın, canını sıkmam
*Oyunculuk şu an size ne ifade ediyor?
Rabia Soytürk: Oyunculuk benim için basamak, merdiven gibi bir şey. İstersen çok uzun bir merdiven olarak kullanıp çıkabilirsin, istersen kısa merdivenden çıkabilirsin. Hatta asansörü de tercih edebilirsin. Ben uzun ve yavaş çıkılan merdiveni tercih ediyorum,
adım adım yolu izleyerek...
Caner Topçu: Benim için hobiyle başlayan sonrasında çok hayalini kurduğum ve mesleğime dönüşen bir şey. Çok keyif alıyorum ve bu mesleği yaptığım için de aşırı mutluyum. Çok emek verdim, çok çaba sarf ettim ve şimdi onun karşılığını alıyorum, daha da iyisi olsun istiyorum. Hayalim yurtdışında bir şeyler başarmak.
*Neden sizi izleyelim, rakiplerinizden nasıl ayrışıyorsunuz?
Rabia Soytürk: Beni izlersen sıkılmazsın, canını sıkmam…
Caner Topçu: Günümüzde bu dizideki gibi olaylar çok fazla var, izleyen herkesin kendinden bir şeyler bulacağına inanıyorum. Amacımız da insanlara farkındalık kazandırabilmek.
- Zıt kutuplardan aşk doğabilir
- Ben ilişkide uyum arıyorum
*Dizi partnerlerini gerçekte de yakıştırıyorlar. Hatta bazıları gerçeğe dönüyor. Sizin için öyle bir ihtimal var mı?
Rabia Soytürk: Yok (gülüyor).
Caner Topçu: Çok iyi arkadaşız.
*Zıt iki karakteri canlandırıyorsunuz. Zıt kutuplar birbirini çeker mi?
Rabia Soytürk: Zıt kutuplar merak uyandırıyor ama ben artık ilişkide uyum arıyorum. Hayat zor, bir de hayatıma girecek insan beni zorlamasın.
Caner Topçu: Bana tatlı geliyor.
Rabia Soytürk: Ben etkilenmiyorum artık. Serseri, maço erkek falan, tahammül edemiyorum. Sükûnetli, huzur veren biri olsun.
Caner Topçu: Bence zıt kutuplardan aşk doğabilir.
*Hangisi daha kötü: Hiç âşık olmamak mı, her aşkın kötü bitmesi mi?
Rabia Soytürk: Âşık olmamak.
Caner Topçu: Hep kötü bitmesi.
Çok korkuyorum, 1 milyon insanın ekranındasın
*Şöhret sizi korkutuyor mu?
Caner Topçu: Sağ olsunlar, diziyi seviyorlar, o yüzden bizi takip ediyorlar ama en yakın arkadaşıma kadar herkese mesaj atmaları beni korkuttu biraz. Bilmediğim, hatırlamadığım fotoğraflarım ortaya çıktı. Ben bunu nerede çektirmiştim diyorum ama onlar buluyorlar. Bunlar korkutucu şeyler aslında.
Rabia Soytürk: Şöhret kelimesinden korkuyorum ama şu an onu yaşamıyorum, kendimi orada görmüyorum.
O yüzden rahat, konforlu bir yerdeyim; gerilmiyorum.
*Sosyal medyada çok popülersiniz. Sosyal medyayla aranız nasıl?
Caner Topçu: Berbat. Twitter’ım bile bu işle beraber oldu. Sosyal medyayı çok seven biri değilim. Menajerim sayesinde biraz daha kendimi o alanda aktifleştirmeye çalışıyorum. Aslında bu, tiyatrodan sonra başladı. Sonrasında çevrimiçi oyunlara, cep telefonlarına, teknolojiye karşı bir mesafem oldu. Mesela bir oyun indirdiğimde “Aa güzelmiş” diyor, iki gün sonra da “Ne gerek var” diyerek siliyorum.
Rabia Soytürk: Benim bir problemim yok, özellikle de şu sıralar ekstra ilgileniyorum. Arkadaşlarıma komik videolar atıyorum.
*Fake (sahte) hesabınız var mı?
Rabia Soytürk: Benim var iki tane; biri daha kurumsal, biri bireysel.
*Beğendiğin birini ‘stalk’lamak (gizlice takip etmek) için mi kullanıyorsun?
Rabia Soytürk: Çok beğendiysem kendi hesabımdan bakarım. Ama sahte hesaplardan da incelenen birileri var ya (gülüyor).
*En son kimi ‘stalk’ladın?
Rabia Soytürk: Küstüğüm bir kız arkadaşım. Ne yapıyor diye bakıyorum.
*Caner, senin 30 bin olan takipçin 1.5 milyon olmuş bu diziyle. Rabia, seninki de 1.9 milyon. Bu korkutucu mu?
Caner Topçu: Ben çok korkuyorum, 1 milyon insanın ekranındasın.
Rabia Soytürk: Algılayamadım, çok hızlı gelişti.
*Dışarıda nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Caner Topçu: Dün bir hanımefendi 49 yaşında olduğunu belirterek ilk defa gençlik işi izlediğini söyledi. Onların izlemesi hoşuma gidiyor. Tepkiler güzel ama biraz benden korkuyorlar; soğuk çocuğu oynuyorum ya...
*Sana benziyor mu o açıdan?
Caner Topçu: Ben soğuk değil, sakinim.
Rabia Soytürk: Ben Ekin karakterine benziyorum. Yakın arkadaşım olurdu o benim.