Güncelleme Tarihi:
Menşei Çin olduğu söylenen bir atasözünde şöyle der: Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir süvariyi, bir süvari bir orduyu, bir ordu bir milleti kurtarır.
İşin askeri kısmını bir kenara bırakırsak yeni yılda alacağınız doğa dostu bir karar tıpkı bu sözdeki gibi bir etkiye neden olabilir. Pandemi nedeniyle kapalı kaldığımız şu günlerde daha da iyi anladığımız üzere doğa bize, biz de doğaya ihtiyaç duyuyoruz.
Kendi hayatınızdan başlayarak yaratacağınız doğa dostu değişimin birçok kolay yolu var. Sokaktaki bir hayvanı sevip ihtiyaçlarını karşılamak gibi küçük bir adım da atabilirsiniz, şehri bırakıp kırsala yerleşmek gibi büyük bir adım da... Önemli olan hangi kararı almayı tercih ettiğiniz değil, aldığınız kararın peşinden gitmek olacak. Sonuçta tüm yollar doğa ve insan için iyi ve doğru olana çıkacaktır. Hangi kararı vereceğini bilememek ilk adımı atmanızı zorlaştırabilir. Bu nedenle biz de “Hayatımızla ilgili hangi kararı alırsak doğa için de iyi bir şey yapmış oluruz” diye konunun uzmanlarına sorduk.
PLASTİĞİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN
Aslı Pasinli, WWF Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı Genel Müdürü
Birkaç dakikalığına kullandığımız plastik ürünler yüzyıllarca yok olmuyor. Dünyada her yıl 11 milyon ton plastik atık denizlere karışıyor. Bu, her dakika denize 33 bin 800 plastik şişe atılmasıyla eşdeğer. Bu nedenle Akdeniz’deki atıkların yüzde 95’ini plastik maddeler oluşturuyor ve Akdeniz’de yaşayan 134 tür deniz canlısı plastik atıkları yiyor. Ayrıca her yıl gıda ve içme suyu içerisinde giderek artan miktarda plastik yutarken bunun sağlığımız üzerindeki etkilerini henüz tam olarak bilmiyoruz.
Atıklar konteynere...
Bunun önüne geçmek için WWF olarak 2030 yılında doğaya karışan plastiği sıfırlama hedefiyle küresel ölçekte harekete geçtik. Plastik atıkların azaltılması için atabileceğimiz çok sayıda adım var aslında. Öncelikle pet şişe, plastik tabak, bardak, naylon torba, plastik çatal, bıçak gibi tek seferlik plastik ürünleri hayatımızdan çıkararak başlayabiliriz yeni yıla. Bu ürünler yerine kendi mataralarımızı, kahve termoslarımızı, bez çantalarımızı, gıda saklama kumaş ve keselerini kullanabiliriz. Ellerimizi ıslak mendil yerine su ve sabunla yıkayabiliriz. Atılacak ikinci adım hayatımızdaki plastikleri yeniden kullanılabilir ürünlerle sınırlamak. Ve son olarak ayrıştırdığımız plastik ürünleri mutlaka geri dönüşüm kutularına atmamız gerekiyor. Bu, pandemi döneminde biraz hareket etmek için de anlamlı bir gerekçe sunuyor. 2021’de plastik kirliliğine karşı mücadelede ilk adımı, kampanyamıza imza vererek atabilirsiniz.
YENİLİK MUTFAKTA BAŞLASIN!
Dicle Tuba Kılıç, Doğa Derneği Başkanı
Her gün üç öğün yemek yiyoruz. Ve yiyeceklerimiz konusundaki tercihlerimizle pek çok şeyin kararını aslında bizler veriyoruz. Göller kurutulacak ve zararına da olsa sulu tarım mı yapılacak? Meralar boşalacak; kartallar, akbabalar aç mı kalacak? Tohumlar değişecek, tarım zehri kullanılacak ve sonucunda biyolojik çeşitlilik mi yok olacak? Yoksa yüzlerce yıllık yöntemlerle ve tohumlarla üretilen ürünler mi aranacak? Kadim üretim havzalarındaki üreticiler mi kazanacak? Doğa dostu üretimler sonucunda kuşlar, kelebekler, arılar neslini mi sürdürecek? İşte tüm bu soruların peşine düşerek mutfakta bir yenilik başlatabilirsiniz. Anadolu bize yerel bilgi ve yöntemlerle üretilmiş, biyolojik çeşitliliği ve ekosistemleri destekleyen üretimleri hâlâ sunuyor. Üstelik bu üretimleri sürdüren üreticileri bulmak, onlara ulaşmak ve mutfağımızı bu ürünlerle doldurmak artık daha kolay... Sosyal medyada iz sürerek güvenli ve sağlıklı gıdaya ulaşmak mümkün... Daha fazlasını, yani doğayı koruyan, kadim üretim yöntemlerini sürdüren üretimleri de Doğa Derneği gibi uzman kurumlar aracılığıyla bulabilirsiniz. Sonuçta, nereden geldiğini, nasıl üretildiğini, yaşamı nasıl desteklediğini, yani tüm hikâyesini bildiğiniz ürünlerle sofralar kurmaya başlayabilirsiniz.
YAKININIZDAKİ ORMANI TANIYIN
Yıldıray Lise, Doğa Koruma Merkezi Vakfı Genel Müdür Yardımcısı
Evlerimizde kaldığımız günlerde hep dışarının özlemini çektik ve ilk fırsatta kendimizi doğaya bıraktık. Yaşadığınız yerde bir orman veya bir park vardır mutlaka. Onu yakından tanımak 2021’de hem kendiniz hem de doğa için iyi bir adım olacaktır. Ormandaki ağaçları, bitkileri, kuşları, kelebekleri, sürüngenleri, mantarları, şanlıysanız memeli hayvanları tanımak için sık sık orayı ziyaret edin. Bu konularda rehber kitaplar alabilir veya uzman kişilerle yapılan yürüyüşlere katılabilirsiniz. Ormanın bu türlere ev sahipliği yaptığını gözlemledikten sonra eminim oradaki ekolojik ilişkiler de dikkatinizi çekecek. Örneğin ormanla su arasındaki ilişkiyi, ormanların aldığımız nefesteki önemini, birçok canlı için ev sahibi olma özelliğini, ağaçların birbiriyle ilişkilerini, yaşlı ağaçlardaki kovukları düşünmek hem sizin hayata bakışınızı farklılaştıracak ve güzel zaman geçirmenizi sağlayacak hem de doğanın korunması konusundaki hassasiyetlerinizi arttıracaktır. Kısacası 2021’de yakınlarınızdaki bir ormanı veya parkı tanıma kararı alın. Bu sizin için küçük ama gelecek için büyük bir adım olabilir!
KARBON AYAK İZİNİZİ KÜÇÜLTÜN
Burcu Ünal, Greenpeace Akdeniz İletişim Sorumlusu
Küresel iklim krizini önlemek için hükümetlerin harekete geçmesi, fosil yakıtlara verdiği desteği çekmesi ve bir an önce uyum çalışmalarına başlaması gerekiyor. Bir vatandaş ve tüketici olarak önceliğimiz bu yönde olmalı. Diğer yandan gezegenle daha barışık yaşamak için gerçekten ihtiyacımız olmayan şeyleri tüketmeyi bırakmamız, satın aldığımız sınırlı sayıda ürünün de gezegene zarar vermeyen şekilde üretildiğine dikkat etmemiz gerekiyor. İnsanların bu gezegenin bir parçası olduğunun ve verdiğimiz her kararın aslında tüm dünyayı etkilediğinin bilincinde yaşamak gerekiyor. Elektrik tasarrufuna neden olacak ışıkları kapamak, daha verimli ampuller kullanmak, elektrikli aletleri kullanmadığımızda fişten çekmek gibi adımlar artık düşünmeden yaptığımız şeyler olmalı. Arabaya binmek yerine toplu ulaşımı kullanmak, hatta bisiklet kullanmak ve yürümek gerekiyor. Aynı zamanda et yemeyi bırakmak veya olabildiğince azaltmak da iklim kriziyle mücadele için yapabileceklerimiz arasında.
SAĞLIKLI VE ÇEVRECİ BİR YAŞAM İÇİN ETTEN VAZGEÇİN
Şebnem Aslan, Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu Kurucu Onursal Başkanı
Her yıl dünya genelinde 200 milyara yakın hayvan, eti ve diğer getirileri için öldürülüyor. Besi hayvanlarının üretildiği ve kesilene kadar yaşatıldığı yerlerden süt / yumurta çiftliklerine kadar, tüm hayvanlar doğalarına aykırı bir şekilde ıstırap içinde yaşamaya mahkûm ediliyor; sonra da korku içinde vahşice öldürülüyorlar. Ayrıca bu hayvanların ve hayvansal mamullerin üretimi çevre ve iklim üzerinde ciddi bir yük oluşturuyor. Onların beslenmesi için yetiştirilen yüksek oranlardaki tahıl, doğal yaşam alanlarının azalmasına, ormansızlaşmaya, hatta birçok türün azalarak yok olmasına neden oluyor. Halbuki vegan beslenme çok daha düşük maliyetli ve daha az su harcamayı gerektiren çevreci bir yöntem. Bitkisel beslenmenin diyabet, kalp hastalıkları, kanser ve obezite olmak üzere ölüme yol açacak birçok hastalığın oluşmasını engellediği de artık tıp otoriteleri tarafından kabul ediliyor. O zaman hem kendi sağlığınızı korumak hem de doğaya ve hayvanlara daha az zarar vermek için 2021’de hiçbir hayvansal gıda ve ürün kullanmamayı seçebilirsiniz.