Bir iyilik hikâyesi

Alper Tüydeş üniversiteyi Hatay’da okumuş bir vahşi yaşam fotoğrafçısı ve doğa savunucusu. Ama hepsinden daha önemlisi vicdanlı bir insan. Yıllardır ağzı dili olmayan canlıların sözü olmak için canla başla çalışıyor, birçok proje üreterek onlara yardımcı oluyor. Yaptığı şeylerden biri de doğada zor durumdaki canlıları alıp iyileşmelerini sağladıktan sonra onları tekrar doğaya bırakmak.
Kahramanmaraş merkezli depremlerden en fazla etkilenen illerden Hatay’a giderek kümesleri yıkılan ya da sahipsiz kalan güvercinleri korumak için çalışan, yaralı ve bakıma muhtaç durumdakileri tedavi etmek için himayesine alan Alper Tüydeş, yaralarını sarıp iyileştirdiği ve sahiplendiği güvercinleri geçen günlerde “Kim bilir sahipleri ne halde, sokakları ne durumda! Onlar her gökyüzünü renklendirdiğinde bir yandan içim coşuyor, bir yandan da yaşananları düşünüp üzülüyorum” notuyla gökyüzüyle buluşturdu.

“Yeryüzünde insanlar gırtlak gırtlağa, masum çocuklar ve kadınlar da dahil olmak üzere her gün binlerce insan savaşlarda, afetlerde ölüyor, sizin derdiniz güvercinler mi” diyenleri duyar gibiyim. Ben tam tersini düşünüyorum. Bunca kötülüğün arasında güvercinleri yaşatmayı dert eden bir düşünce yapısının insanın doğayla ve insanın insanla olan sorunları çözeceğine inanıyorum. Doğanın haklarını gözeten bir insanlığın kendi arasındaki haksızlıklara da izin vermeyeceği bir gerçek.