Bir de ‘sessiz gelişme’yi deneyelim

Güncelleme Tarihi:

Bir de ‘sessiz gelişme’yi deneyelim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 04, 2023 07:00

‘Sessiz bırakma’yı (quiet quitting) duyduk: İşi minimum eforla yapmak, fazlası için çabalamamak anlamına geliyor. Kulağa pek ‘etik’ gelmese de kendimizce haklı sebepler bulduk. Ama o sessizce bıraktığımız işten ‘sessizce kovulunca’ kendimizi daha iyi hissetmeyeceğiz. O yüzden işimizi yeniden sevmemizi sağlayacak birkaç öneri yararlı olabilir.

Haberin Devamı

Sessiz bırakma’ yani ‘quiet quitting’ kavramı iş hayatına geçen yıl girdi.  Hakkında çok yazılıp çizildi. Anlamı işi bırakma. Ama tamamen bırakıp işten ayrılmak değil: İşte kalmaya devam edip sadece yapılması gereken kadarını yapmak, fazlası için çabalamadan olduğu kadarıyla bırakmak. Kulağa pek etik gelmiyor tabii. Ancak kolay zamanlardan da geçmiyoruz. Pandemi çok şeyi değiştirdi; sağlığa, işe, hayata bakışımızı sorguladık. İyi hissetmek, iyi olmak önceliğimiz haline geldi. Hastalıklar, savaşlar, depremler, ekonomik zorluklar derken onu da tam beceremedik. Belki de bu yüzden hıncımızı işten çıkarmaya karar verdik. Araştırma şirketi Gallup’un ‘Küresel İşgücünün Durumu: 2022’ raporuna göre, işine tam anlamıyla bağlı hissedenlerin oranı yalnızca yüzde 33.

Haberin Devamı

Evet, iş hayatı zor olabiliyor, çoğumuz dönem dönem kendimizi tükenmiş hissedebiliyoruz. Ama emin olun, o sessizce bıraktığımız işten sessizce kovulunca kendimizi daha iyi hissetmeyeceğiz. Çünkü elbette işverenlerin eli armut toplamayacak. Psikoterapist ve gazeteci Lesley Alderman, Washington Post gazetesindeki yazısında hastalarının yarısının kötü patronlar, huysuz iş arkadaşları, anormal iş yükleri, mikrosaldırganlıklar, dışlanmışlık hissi ve diğer can sıkıcı iş sorunları nedeniyle kendisine geldiğini söylüyor. Ve ‘sessiz bırakma’ yerine yaptığınız işte kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak, ‘sessiz gelişme’ye yardımcı 10 adım öneriyor.

İyi hissettirecek fikirlerinizi paylaşmaktan çekinmeyin: İnsanlar harekete geçtiklerinde kendilerini daha iyi hissetme eğilimindedir. Sizin için önemli olan bir şey bulun ve bu konuda değişiklik yapma konusunda müdürünüzle konuşun. Örneğin: Toplantılar daha kısa olabilir mi? Şirket futbol/voleybol takımı gibi eğlenceli bir aktivite ya da yeni bir eğitim programı sunabilir mi?

Sevecek veya beğenecek bir şey bulun: Beynimiz neyin doğru gittiğine değil, neyin yanlış gittiğine odaklanacak şekilde tasarlanmıştır. Hoşunuza gitmeyen durumlar için ‘geçersiz kılma’ düğmesine basın. İşinizle
ilgili sevdiğiniz şeylere odaklanın. Kendinize
iyi şeyleri hatırlatın.

Haberin Devamı

İşinizi zanaat haline getirin: Örgütsel psikologlar (insanların iş hayatındaki problemleriyle ilgilenen) Amy Wrzesniewski ve Jane E. Dutton tarafından geliştirilen ‘iş becerikliliği’ kavramı, çalışanları bir yöneticinin yardımıyla veya kendi başlarına, daha hoşlarına gidecek bir ek ‘zanaat’ edinmeye teşvik eder. Hayır amaçlı işlerde çalışmak, bir çalışan bülteni çıkarmak gibi projeler günlerinizi daha anlamlı hissettirebilir. İşletme yönetimi eğitimi veren Doç. Samir Nurmohamed “İnsanlar dış baskı yerine merak ve zevk duygusuyla inisiyatif aldıklarında, daha iyi performans gösterme eğilimindedir” diyor.

İşyerinde bir en iyi arkadaş edinin ve eğlenin: Gallup tarafından yapılan bir araştırma, yakın iş arkadaşı olan çalışanların yenilik yapma, işe bağlı hissetme ve işte eğlenme olasılıklarının daha yüksek olduğunu söylüyor. Meslektaşlarınızla iş dışında sohbet etmek,  program yapmak işe bakışınızı değiştirir.

Haberin Devamı

Hedef yerine niyet belirleyin: Yönetici koçu ve ‘Betrayed by Work/İşin İhaneti’ kitabının ortak yazarı Julia Erickson “Hedefleri sevmem çünkü ulaşamadığınızda kendinizi kötü hissedersiniz” diyor. Bunun yerine kendiniz için günlük, haftalık veya yıllık olumlu niyetler belirlemenizi öğütlüyor. Örneğin “İşin tansiyonumu yükseltmesine izin vermeyeceğim. Sinirlenmeye başladığımı hissettiğimde üç kez derin nefes alıp yürüyüşe çıkacağım”.

Bir gruba katılın: The Warton School Öğretim Üyesi Lindsey Cameron “İşyerinizde kendinizi yabancı gibi hissediyorsanız sizinle aynı ilgi alanlarına sahip meslektaşlar bulun ve onlara katılın. Şirketinizde yoksa iş dışında böyle bir grup arayın” diyor.

Haberin Devamı

Sınırlarınızı çizin: Tükenmişlik hissi artık bir meslek hastalığı olarak kabul ediliyor. Aşırı ve sürekli stresin neden olduğu duygusal, fiziksel, zihinsel yorgunluk hali olarak tanımlanıyor. Özellikle uzaktan çalışan biriyseniz kendinize mutlaka bir iş bitimi saati belirleyin.

Eğlenceli molalar ekleyin: Journal of Labor Economics’te yayımlanan bir araştırmaya göre, keyifli bir şey yapmak için 10 dakikanızı ayırmak bile sonrasında üretkenliğinizi arttırabilir. Enerji veren şarkılar dinleyin, evdeyseniz köpeğinizle oyun oynayın. Günlük planınıza molalar ekleyin. Ve günden güne farklılaştırın.

Bir başarı listesi yapın: Çalışan koçu
Julia Erickson, bu aktivitenin iki amaca hizmet ettiğini söylüyor: Kendinizi daha iyi hissetmek ve özgeçmişiniz için malzeme toplamak.
Erickson “İnsanların sevmedikleri işlerde takılıp kalmalarının ana nedenlerinden biri, ayrılacak özgüvenlerinin olmamasıdır” diyor.

Haberin Devamı

Uzman tavsiyesi alın: Kapana kısılmış, dışlanmış veya bırakmaya hazır hissediyorsanız güvenilir bir akıl hocasından veya bir terapistten tavsiye alın. Bir uzman, bir iş geliştirme veya iş değiştirme stratejisi çizmenize yardımcı olabilir. Değişim her zaman mümkündür. İşyerinde mutsuz olmaya gerek yok.

BAKMADAN GEÇME!