Bir break dansçı kolay yetişmiyor…

Yağmurlu bir Paris akşamında dünyada tenisin en prestijli kortlarından sayılan Roland-Garros’a doğru yürüyoruz. Tek değiliz, sağımız solumuz gençlerle dolu. Bol pantolonlu, kapüşonlu, kasketli çoğu. Yürürken bile bir ritim duygusuyla hareket etmeleri dikkatimizi çekiyor. Stadın kapısına geldiğimizde içeri girmek için kısa bir süre kuyrukta bekliyoruz. Bu sırada birazdan dünyanın en iyi break dansçılarını izleyecek olmanın heyecanı da yavaş yavaş bedenimizi ele geçiriyor. Renkli ışıklar, müzik, anonslar derken tam anlamıyla havaya giriyoruz. Red Bull BC One Dünya Finali’ne hazırız!

Yarışmadan önce biri bana “Dört saat hiç kalkmadan bu plastik koltukta oturacaksın” dese büyük olasılıkla çantamı aldığım gibi ilk çıkış kapısına yönelirdim. Oysaki 30’u aşkın ülkeden, birbirinden yetenekli 32 B-boy ve B-girl’ün adeta yerçekimine meydan okuyan hareketlerini izlerken zaman nasıl geçti anlamadım. İkili olarak yapılan kapışmalarda dansın önüne geçmeyen tatlı meydan okumalar yarışmayı keyifli hale getiren unsurlardan biriydi. Ortamdaki tatlı gerilimi yükselten bir ayrıntı da her kapışmada DJ’in çaldığı parçanın daha önce bilinmiyor oluşuydu. Break dansçılar sahneye çıktıklarında müziği bir süre dinleyip, büyük olasılıkla ritim sayıp öyle başladılar danslarına. Olimpiyat sporu ilan edilmesi ve 2024 Paris Olimpiyatları’nda ilk kez bu dalda müsabakaların yapılacak olması belli ki break dansa olan ilgiyi arttırmış. Seyirciler arasında orta yaşlılar ve yaşlılar da vardı. Kimi çocuklarını, torunlarını alıp gelmiş, kimi de arkadaşlarını…

AZİM VE ÇALIŞMA

O gecenin sonunda teknik, estetik ve tarzı en iyi birleştiren iki isim ödülü kucakladı. Güney Koreli B-boy Hong 10 ve Japon B-girl Ami. Ami aynı zamanda yarışmanın tarihinde birinci olan ilk B-girl (2018). Ama ben özellikle yarışmayı üçüncü kez kazanan Hong 10’den çok etkilendiğimi itiraf etmeliyim. Neden mi? Hemen anlatayım. Kendisi 38 yaşında ve breaking sahnesinde tam bir yaşayan efsane.

13 yaşından beri break dans yapıyor ve ‘Hong 10 Freeze’ gibi imza hareketleriyle tanınıyor. Her iki elinin ikişer parmağını kullanarak vücudunu destekleyip baş aşağı durduğu hareketi çok meşhur. Onu izlerken bazen Dünya’damı yoksa uzay boşluğunda mısınız bilemiyorsunuz.  Hong 10’in her hareketinde azmin ve çalışmanın gücünü hissediyorsunuz. Ve gençlere nasıl ilham kaynağı olduğunu…

Breaking sahnesinde Hong 10 gibi alışılmış kalıpları yıkan birçok isim var. Anne olanlar, doktorluk kariyerini sürdürenler gibi… B-girl’ler de bu kez bizi çok şaşırttı. Eskiye nazaran birçoğu erkek gibi olmak, onlar gibi hareket etmek yerine feminen yönlerini bastırmadan kendi tarzlarını da sahneye yansıtmayı başardılar.

Dans etmek müthiş bir özgürlük. Red Bull BC One Dünya Finali’nde bunu bir kez daha gördük.

TÜRKİYE’Yİ TEMSİL ETTİLER

Paris’teki finale Türkiye’den B-boy Jester ile B-girl Mer-C katıldı. Ön elemeleri geçemeseler de bizi başarıyla temsil ettiler. Yarışma sonrası iki isimle de sohbet etme fırsatı buldum. Jester’dan bu yarışmalara bir gün katılma hayali kuran break dansçılar için altın değerinde tüyolar aldım. Mer-C ise break dansın hayatına nasıl girdiğini anlattı.

Jester (solda) ve Mer-C

‘NORMAL BİR HAYAT DÜZENİM OLMADI’

Jester (Oğuzhan Karademir)

◊ Breaking’le nasıl tanıştın?

Ankara’da ilkokulda tanıştım. Birkaç arkadaşımla beraber internette bulduğumuz videolardaki hareketleri deneyip birbirimize gösteriyorduk. Ailem ilk başta hoş karşılamadı ama sonrasında devamlı olarak çalıştığımı görünce desteklediler, özellikle de annem.

◊ Break dansa devam edebilmek için bugün kadar ne gibi fedakârlıklarda bulundun?

Evden uzaklaşıp başka yerlerde yaşamaya başlamak en büyük fedakârlıklarımdan biriydi. Normal bir hayat düzenim olmadı, sürekli bir yerlerde bir şeyler yapmam gerekiyordu.

◊ Yarışmalara nasıl hazırlanıyorsun?

Günlük rutin çalışmalarımı yapıyorum. Sadece yarışma gününe birkaç hafta kala fazladan kondisyon antrenmanı ekliyorum.

◊ Finalde teknik mi öne çıktı, tarz mı?

Kazanan breaker’ları göz önünde bulundurmak gerekirse yılların getirdiği tecrübelerle birlikte öne çıkan şey tarz gibi görünüyor. Tarzı en iyi şekilde ifade edebilmek içinse kesinlikle doğru teknik kullanımı gerekiyor. Bence ikisinin dengesi de önemli.

◊ Ne tür hareketler etkili oluyor?

Organik gelişen ve müzikle uyumlu olan hareketler her zaman daha etkili oluyor. Tabii bir de zorluk derecesi yüksek hareketler ve power move’lar seyirciyi daha çok etkiliyor.

◊ Yarışmada asla yapılmaması gerekenler nedir?

Rakibe ve jüriye saygısız bir şekilde yaklaşılmaması gerekiyor. Agresif bir tarzda dans edilebilir fakat rakibe veya kendisine zarar verecek şekilde olmamalı. Kapışma bitince saygı gösterip el sıkışılmalı.

‘ABİME ÇOK ŞEY BORÇLUYUM’

Mer-C (Merve Can)

◊ Hamburg’da yaşıyorsun. Red Bull BC One’a katılmaya nasıl karar verdin?

Yarışmadan haberdar olunca Türkiye’yi temsil etmek istedim. Bu yüzden Türkiye elemelerine katıldım.

◊ Breaking’le nasıl tanıştın? Ailen seni destekledi mi?

‘Step Up’ gibi filmler bana dans etmek için ilham verdi. Bu filmleri izledikten sonra dansa başlamak istedim. Başlangıçta erkek kardeşlerim ve babam beni çok desteklediler. Özellikle abime çok şey borçluyum. Vazgeçmek istediğimde bile beni motive etti. Annemse önce karşı çıktı çünkü her zaman dans ortamlarında tek kız ben olurdum. Şimdi o da destekliyor.

◊ Başarıya giden yolda yetenek mi önemli, çalışma mı?

Yetenek başlangıçta bir avantaj olabilir, ancak sadece yetenek sizi hedefinize ulaştırmaz. Kesinlikle çalışmak gerekiyor ve disiplin, dayanıklılık gibi faktörler de çok önemlidir.

◊ Bizden ileride bir şampiyon çıkar mı? Çıkması için neler yapılması gerekiyor?

Evet, mümkün olduğuna inanıyorum. Ama bunun için breaking o kişinin hayat tarzı olması gerekiyor. Uluslararası yarışmalara katılmak, diğer dansçılarla iletişimde olmak ve kendi gelişimini gerçekleştirmeli. Sponsor ve yurtdışına çıkarken ona asiste edecek birinin/birilerinin varlığı da yardımcı olacaktır tabii.

◊ Yarışmalara nasıl hazırlanıyorsunuz?

Haftada 5-6 kez antrenmana gidiyorum ve zihinsel antrenman, meditasyon gibi şeyler yapıyorum.