Güncelleme Tarihi:
Evden çıkıp yürüyorum. Hep anlattığım klasik engelleri aşıp durağa varıyorum. Trafik ağır akan bir nehir gibi önümde. Bir sürü değişik homurtu, gıcırtı, gümbürtü ve sesle... Geçen araçların lastik hışırtısından büyüklüklerini tahmin ediyorum. Bir öğrenci grubu geçiyor, öğretmenlerinden bahsediyorlar. Yüksek sesle gülüyor bir tanesi. ‘Sabah sabah ne güzel gülüyor’ diye düşünürken tam arkamda bir motosiklet! “Yahu burası kaldırım!” diye kızıyorum yüksek sesle. “Pardon abi” deyip gidiyor kaskın içinden, kuyuya düşmüş gibi gelen sesiyle.
Otlar ayakkabıma ve paçalarıma sürünüyor. Biraz ıslak ayak seslerim. Bastıkça ayağımın altında kuru dallar çatırdıyor. Koluma, vücuduma etraftaki çalılar değiyor ya da ben onlara... Belki de rahatsız ediyorum börtü böceği. Bazıları kaşıma, gözüme çarpıyor geçerken. Kızdıkları için bir tepki de olabilir, “Git buradan, burası bizim” diyorlar. Gökyüzü yok ortada, ağaçlardan bir çadır var tepemde, kuşlar, böcekler ötüyor. Üzerimde bir çatı açılıyor sanki, gökyüzü görünüyor sanırım. Güneş vuruyor yüzüme. Derin bir nefes alıp havanın tadına bakıyorum. Uzaklarda bir yerlerde, rüzgârın etkisiyle, bir ağaç devriliyor.
Üzerimde bir çatı açılıyor sanki. Güneş vuruyor yüzüme. Derin bir nefes alıp havanın tadına bakıyorum.
Son durak; benim için de, devrilen ağaç için de... İndim otobüsten, biraz daha yürüdüm. Dev bir çağlayanla karşılaştım; metalden, plastikten, camdan oluşan. Birden durdu dev çağlayan. Ayak sesleri, konuşmalar, bir de benim bastonumun sesi eklendi ve: “Şimdi karşıya geçebilirsiniz!” Hızlanan ayak sesleri… Sonra dev çağlayan akmaya devam etti.
Bastığınız, dokunduğunuz, tattığınız, sesini, kokusunu duyduğunuz ve gördüğünüz her şeyle bu iki ormanı yaşıyoruz. Bu beş duyudan biri devreden çıkınca, yani kör ya da sağır olunca mesela, nasıl bir hissiyat doğuyor? Görmeyen olunca bütün desenler, renkler ve mizansenler size ait. Ya duymayan olursanız? Diyalog Müzesi’nde bunları yaşatmak için çalışıyoruz 10 yıldır.’Karanlıkta Diyalog’ ve ‘Sessizlikte Diyalog’ olarak sunduğumuz bu iki deneyime bir yenisini daha ekledik:
‘The Ringing Forest/Çınlayan Orman’.
Biri şehir, diğeri bildiğimiz, iki ormandan bahsettim size. Biri doğanın hediyesi, diğeri insanın yarattığı... İşitme engelli sanatçı Juan delGado ve İngiliz danışmanlık şirketi Mind the Life işbirliğiyle gerçekleşen ‘The Ringing Forest’da bu iki ormanı, farklı duyularınızı kapatarak değişik duygularla hissetmenizi sağlıyor. İyi seyirler diliyorum…